TÜRK MİLLETİNİN BİR FERDİYİM DEMEK
Bu sözler Cumhurbaşkanımıza ait olup SHOW TV de yaptığı konuşmada sarfettiği sözün bir bölümü. Cumhurbaşkanımız Doğu-Güneydoğu Anadolu politikalarından bahsederken ırkçılığı reddeden cümleler sarfettikten sonra gayet anlamlı bir çıkış yaptı ve konuyu şöyle açıkladı;
Kürtçülüğü ideal edeni değil, ben Kürdüm' diyeni bağrımıza basıyoruz. Ama Kürtçülüğü dayatırsa ırkçılığı getirir. Bunun karşısındayız. Ne Lazcılık ne Türkçülük, şuculuk, buculuk yok. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığında birleşmişiz. '80 milyon kardeştir' diyoruz. Bunu başaracağız. Hepimiz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı ile övüneceğiz. 'Ben Türk milletinin ferdiyim' demek Kürt kardeşimi niye rahatsız etsin?
İşin sırrı burada. Birlik-beraberlik, eşit vatandaşlık, ortak vatanda yaşama şuuru bu anlayışı ifade etse gerek. Devletin başı rahat bir tavır ve inançla böyle diyor.
Eskiden Ülkücü kardeşlerimiz AK Partili yöneticilerin siyasi konuşmalarında Türk milleti kelimesini kullanmamasından şikâyet ederdi. Cumhurbaşkanının son çıkışıyla işte durum ortada. Son günlerdeki AKP, MHP, BBP referandum işbirliği ne hikmetse bazılarını memnun etmedi. Bunu açıkça belirten de bazı muhalif Ülkücü dostlarımız.
Referandum sürecinde Ülkücü ya da MHP’li bir kısım kardeşimizin “hayır” kampanyasında umulanın ötesinde aktif rol almalarına mana veremediğimiz gibi doğrusu ağrımıza da gidiyor. Her vatandaş gibi ülkücü kardeşlerimiz de hayır deme hakkı vardır ancak eleştirilerinde fikri derinlikten ziyade dilleri ve üslupları çok ağır ve milli ruha yakışmıyor. Her ne kadar Devlet Başkan hayırcı bu kesimi “muhalif azınlık” olarak ifade etse de onlara da bir dinlemek lazım derim.
Geçenlerde ülkücü bir meslektaşıma şaka yollu “evet-hayır işine ne dersin” dediğimde, beklenmedik bir şiddette “elbette hayır” la birlikte “Bahçeli bizi sattı hocam” çıkışını yaptı.
Bu tepki karşısında bir an durdum, söyleyecek bir şey de bulamadım, gereği de yoktu. Arkadaşım biraz daha sakin “gerçi Reis’e ihtiyacımız var, şu an % 80 doğru yapıyor, Bahçeli de daha iyi bir politika izliyor” diyerek kızgınlıkla “bizlere terörist diyorlar, bu nasıl olur” sitemiyle sözünü bağladı. Duramadım dün yine üzerine gittim, zira bunca tepkinin nereden ve niye geldiğini öğrenmem gerekti. Geçenki “şiddet” neydi öyle diyerek takıldım. Daha sakin bir tavırla “öyle değildi ama Bahçeli’nin tavrı ile tüm ülkücüler ortada kaldı” dedi.
Gerçekte üzücü ve yıpratıcı bir durum. Bu arkadaşım diğer ülkücü arkadaşlar gibi asla terörist olamaz ancak tüm hayırcıların “şaşkınlığına” ne demeli. 15 Temmuz ruhuna ne oldu ki vatan dendiğinde yüreği titreyen “ülkücü aksiyon” yerini nasıl böyle bir geri çekilmeye bırakır. Bu tavırda en başta “Lider karşıtlığı” yansıması var desek de, hiçbir “temel vicdan için bu mazeret yeterli olamaz”.
Devamında MHP’nin “milliyetçilik” tezi partiler üstü yapıya bürünerek ve içi doldurularak “devletin resmî ideolojisi olmuştur” dediğimde “doğru teyidini” aldım. Hayırcı ülkücüler şunu iyi bilmelidir ki üniter yapı için ne yok ki; Tek Millet, Tek Devlet, Tek Vatan, Tek Bayrak. Zaman her türlü ideolojisi ve soldan, sağdan da milliyetçisiyle; yukarıda belirlenen TEKLİK bağımlılarının hep bir arada olma zamanı. Ortada bir yangın varken, VATAN SÖZ KONUSU İKEN, artık düşman yutmak için maskesiz saldırırken, kendi evini kurtarma derdine düşenler bu misyondan olamaz. Bu anlayış için haince denemez ama “yanlış yapıyorlar” denemez mi? Rabbim tüm insanıma ülkeme bedeli ağır yanlışları yaptırmasın duasıyla, kalın sağlıcakla.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.