Tamam, tamam, tamam…

Siyasetten hoşlanmıyorsunuz. Bunu tepkilerinizle belli ediyorsunuz.

Ama Allah şahit ben de hoşlanmıyorum.

Ne var ki bizim milletin işi “siyaset”…

Gerçi bizi yönetenler dünyanın en iyi “toplum mühendisleri” oldukları için bizleri siyasetle seçimle oyalıyorlar. O zaman da bu işten “Ben zevk alıyorum, siz de zevk alın”…

………….

Durun siyasete girmeden sizlerden gelenlerle bir iki konuyu paylaşalım.

Çok sevdiğimin inandığım bir dostum önce şu fotoğrafları gönderiyor;

Sonra da şunları yazıyordu;

“Uğur abi günaydın,

Buraya sürekli aynı şekilde park ediliyor. Burası engelli aracının geçiş noktası ayrıca çöp kamyonunun çöpü alacağı yer. Çöp arabası da çöpü alamıyor. Bizim insanımız bu kadar mı duyarsız?

Yer olarak da Meram Havzan’da tankı geçince ilk göbek. Sanayi kavşağının önü, Sültem sitelerinin arka köşesi.”

…………

Hep deriz ya “bizim okurumuz duyarlı hassas şehir ve ülke sevdalısı” diye.

İşte size en son örneği.

Allah sizlerden bir değil bin kere razı olsun inşallah.

………………..

Bakın bunu da yazan bir büyüğüm. Bir abim. Hem de Konya’nın en deneyimli en başarılı efsane sanayicisi. Abartmış olmayayım ama ürünleri dünyada her kıtaya gidiyor. Ve abimiz bizi günlük olarak takip eder. Haftada en az bir kere de bize ya yardımcı olur ya da eleştirir.

Ve bu abim dün sabah bakın satır satır şunları yazıyordu. Yani Konya siyasetine bir sanayici olarak şöyle bakıyordu;

“Hayırlı günler Uğur Bey,

Her gün olduğu gibi bugünkü yazını da keyifle okudum. Yine güzel noktalara değinmişsin. Bunu kimler yapacak acaba? Gazetelerde milletvekili adaylarını görüyorum. Onlarla gurur duyuyorum. Eski vekillerimiz çok çalıştı. Ama işlerini bitiremediler. Yarım kaldı. Onlarda o yüzden tekrar aday adayı oldular. Onlardan da memnunduk. İnşallah Konya’ya yakışır adaylar kazanılır.”…

UĞUR BAŞKAN’IN YENİ AKRABALARI

Türkiye’de bir klasik gerçek vardır değil mi?

Hani yılbaşlarının meşhur Milli Piyangosu vardır ya. O kime çıkarsa adamın ertesi gün 150 akrabası ortaya çıkarmış.

Aslında kim nereye hangi makama gelirse ya da zenginleşirse köyden kentten bayramda seyranda görmediği isimler bile “Biz hısımız” diyerek selam verirler.

Şimdi bu konuda gündemde Uğur İbrahim Altay var.

Uğur Başkan, Selçuklu’da tarih yazdıkça akrabaları ortaya çıkmadı ama birileri oturdukları yerde “birilerini ortak” ettiler. Dahası etmeye çalıştılar.

Doğru da olabilir ama tek bir hedef vardı kötülemek yıpratmak.

O dönemlerde bunları gelip bizi fısıldayanları sorardım “Abi yasal oldukça her şey doğal. Peki sizin dediğiniz gibi bunanla ortak şununla ortak diye yazalım ve böyle yaparak yıpratalım. Başkan gidince siz aday mısınız?”

…………….

Şimdi de Uğur Başkan’ın yeni akrabaları türemeye başladı.

Dün öğle saatlerine doğru gazeteye geldim. 10 küsur yıldır yan yana çalıştığım, benim her şeyim, bu şehirde bir örneği daha olmayan Yazı İşleri Müdürüm Hüseyin Altay selam sonrası paaaat diye postayı koydu;

“Uğur abi yeter artık senden yediğim fırçalara. Bak Uğur Başka’nın akrabasıyım. Ona göre” (!)…

Haaaa….

“Oğlum sen Eskişehirlisin başkanla ne zaman akraba oluverdin?”

Bizimki koltukta kaykıldı “Eeee aşk olsun abi Başkan’ın soyadı da Altay, benim ki de... Demek ki biz de bir yerde başkanla akrabayız”… ……

…………

Başkanım dost acı söylermiş. Demedi demeyin. İşiniz zor, yolunuz uzun. Aman dikkat…

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Yaralı kartala ‘Niye bu denli hüzünlüsün?’ diye sormuşlar, ‘Beni vuran okun arkasında kardeşimin tüyleri var’ demiş.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Tek yönlü yolda ısrar ve inatla ilerlemeye çalışmadığımız zaman daha iyi ADAM oluruz.