ÜLKEMİZİN EN BÜYÜK SİVİL TOPLUM KURULUŞU TARAFTARLARDIR
Akşam TV de kupa maçlarını izledikten sonra, sosyal medyada boş boş gezerken tesadüfen bir arkadaşımın sosyal medya hesabından 5 yaşında bir çocuk için kan ihtiyacı olduğunu gördüm. Çocuk Antalya’da Medikalpark hastanesinde idi. Minik Cengizhan’ın kan kanseri olduğunu öğrendiğimde bir şeyler yapmam lazım diye düşündüm.
Küçüklük yaşlarımdan beri tribünde büyümüş biri olarak, Türkiye’de tribünün gücünün bir çok şeyi aşabileceğini düşünerek, bazen kavga, bazen küfür, bazen de atışmalarla geçen aramızın çokta iyi olmadığı Antalya sayfalarına konuyu taşımaya karar verdim. Minik Cengizhan yaşam mücadelesi verirken bizlerin sorunları çokta umursanmaz bir hal alıyordu. Cengizhan belki Antalyalı, belki Konyalı, belki Ankaralı yada İzmirli bilmiyorum ama ne önemi vardı ki. Sonuçta söz konusu o farkında olmasa da onun hayatıydı.
Durumu hemen ‘’Antalyaspor Photography’’ sayfasına yazdım. Çok geçmeden ilgili yönetici minik Cengizhan ile ilgili paylaşımı yapıp bana bilgi verdi. Bu paylaşım yapıldığında saat:23:10 falandı. Çok geçmeden diğer Antalya sayfaları da ilgili paylaşımı yaptı. Aradan yarım saat geçmeden sayfa yöneticisi bana kan vermek isteyen arkadaşlar ile buluştuklarını hastaneye doğru harekete geçtiklerini belirtti.
Saatler 00:25 olduğunda hastanede kan verdiklerini, saat gece yarısı olduğundan aile ile görüşmeden çocuğun adına işlemleri yaptıklarını öğrendim. Çok mutlu oldum, O minicik bedeniyle çok büyük bir mücadele veren Cengizhan için yeni bir umut doğmuştu belki de.
Uzunca düşündüm, Empati kurdum, ailenin yerine koydum kendimi, ne kadar zor bir durumdu bu! çaresiz kalmak ! hiç tanımadığım bu insanlara, yine adını bile bilmediğim insanların yardım edebilmesini sağlama adına, köprü olmak beni gururlandırdı. Keşke elimden daha fazlası gelebilse, bir mesajımla harekete geçen insanları gördüğümde aslında şunu gördüm;
Biz Türkiye’nin en büyük sivil toplum kuruluşuyuz. Kimimizin rengi yeşil beyaz, kimimiz kırmızı beyaz, bazılarımız siyah beyaz, yada sarı kırmızı veyahut sarı lacivert, rengin adımızın önemi yok. Söz konusu insanlık olunca, söz konusu değerler olunca, söz konusu vatan millet olunca renklerimiz ortadan kalkıyor, insanlığımız ön plana çıkıyor. Böyle durumlarda aslında ne kadar basit şeyler için kavga ettiğimizi, küfürleştiğimizi, bir birimize salladığımızı görüyor insan ve gururla şunu söylüyorum belki aramız bozuk olabilir, ancak kanımız asla bozuk değildir. Aşılamayacak sorunlarımızda yoktur. Aslında , temelde olay şudur ahbap çavuş ilişkisi, o taraftar grubu ile bu grup düşman bizde bunları sevmiyoruz, düşman olmamız lazım. Bakın uç noktada mantığı değişmeyen düz bakan insanları bu konuya dahil etmiyorum. Onun dışında aslında aşılamayacak sindirilemeyecek sorunlar yoktur taraftar ailesinde. Futbola siyasetle ve yönetici ağzıyla bakarsak tribün olayları bitmez! ama insani boyutu görünce insan umutlanmıyor da değil. Futbol olaylarında aslında en az suçlu taraftarlardır.
Şuan Antalyalı taraftarlardan isteğim şudur; Bu yavruyu boş bırakmayalım, bir Antalyaspor forması ve atkısı hediye edip, aileye olası durumlar için ilgili birkaç numara verip, kan ihtiyacı olduğunda yardımcı olmanız, o insanların umudu olmanız, Evladınız evladımız mesajı vermenizdir. Bence normal şartlarda bir arada olması, düşünülmesi, çok zor ihtimallere bağlı olan insanların bir araya gelmesi ve sadece halkadan birinin çıkması halinde aileye ulaşamama durumunun olması, bu gerçek hikayeyi yazıya dökmeme neden oldu. Dediğim gibi hiç tanımadığım bir aileye tanımadığım, güzel insanların yardım etmesinin tek açıklaması şudur Ülkemizin en büyük sivil toplum kuruluşu TARAFTARLAR dır.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.