Valimiz Sayın Muammer Erol Bey, güler yüzü, samimiyeti, hoşgörüsü ve babacan tavrı ile farklı bir Vali imajını daha ilk gün göstermişti. Herhalde Sayın valimizin makam koltuğunu oturduğu günden bu yana yaklaşık 6 ay geçti. İki gün önce yine Sayın valimizin makamında idik. Vali Bey ilk günkü gibiydi. Hiçbir şey değişmemişti. Demek ki yapısı buydu.

6 ay önce bizdeki ilk görüntüsü; Sayın valimizin bu iyi niyetli ve babacan tavrının bazı art niyetliler tarafından suiistimal edilme ihtimalinin yüksek olduğu idi. Yani bize Vali Bey’i soranlara “Çok iyi, tecrübeli, akıllı, güler yüzlü, babacan ama aynı şekilde de çok iyi niyetli gibi. İnşallah bu iyi niyeti suiistimal edilmez” dediğimiz zaman hayatın feleğinden geçen büyüklerimiz, “Korkma tek kusuru o ise, sen rahat ol. Ne de olsa Kayserili” demişlerdi.

Genelde hep büyük sözü dinlerim. Dinlemediğim zamanda hep sopayı yerim! Yemişimdir de.

Bu kez Sayın Valimizi ne zaman dinleyecek olsam, gönlümü yine sonuna kadar açıp teslim oluyordum; ama Vali Bey’in bütün artılarına, bütün anlattıklarına peki derken bir de Kayseri olmasını üstüne koyuyordum.

Ve işte önceki gün Vali Bey Kayserililere has o zekası ile Konya’yı Konyalıyı kısa sürede nasıl çözdüğünün ilk işaretlerini veriveriyordu.

Bizim 40 yıldır söylemek istediğimizi bu kez Sayın Vali söylüyordu; “Konya’nın alt yapısı mükemmel. Konya’nın dinamikleri hazır, Konya olarak hedeflerimize ulaşmak istiyorsak samimi olmalıyız. Birbirimizi sevmeliyiz” diyordu.

O anda yüreğimi açıp Sayın Vali’yi içine koyuvermek istedim. Biz deyince birileri kırılıyordu. Bazı abilerimiz üzülüyordu. Ama bakın devletin 1 numarası üstelik İstanbul gibi dünya şehri olan bir şehirde belediyecilik tecrübesi kazanmış, Başbakanın bizzat tanıyıp güvendiği isim olan Muammer Bey, Konya için Konyalı için 1. maddeye samimiyeti, sevgiyi, hoşgörüyü koyuyordu.

Ahhh biz bunu bir becerebilsek zaten sorun kalmıyor ki…

Şu anda Sayın Vali’nin arkasına sığınıp tekrar söylüyoruz, “Bu şehir güzel şehir, bu şehir mübarek şehir, bu şehir tarih şehri… Şehrin insanları muhafazakâr, milliyetçi, çalışkan, Allah’tan korkarlar, kuldan utanırlar. (Ama artık bunların bazıları için ‘dı’ diyorum)…

Özür dilerim ama biz samimi değiliz. İçten pazarlık yapıyoruz. Karnımızdan konuşuyoruz. Peki böyle bir insan tipi dinimizde ve örfümüzde var mı?

Hadi bir silkelenelim. Titreyelim kendimize gelelim. Hızlı değişim. Hızlı gelişim, çok para, dolayısıyla hava bizi biraz bozdu gibime geliyor.

Bizim özümüz temiz. Aslımız asil. Para bizi bozmasın. Allah rızası için biraz samimiyet. Kızıyorsak insanın arkasından değil yüzüne kızalım.

Her şeye iyi, peki demek zorunda mıyız?

Korkmayın eleştiriyi bile nezaket kuralları içerisinde, kalp kırmadan, tatlı dille alçak sesle söylersek ki söylemeliyiz. Bunun adı muhalefet olmaz. Karşı çıkmak olmaz. Aksine inandığımız insana yardımcı olmuş oluruz.-

Hadi o zaman erenlerin evliyalar şehri, günümüzün zenginliklerle dolu rahat şehri Konya’da gelin samimi olalım. Birbirimizi sevelim. Sevmediğimiz yönlerimizi birbirimizin yüzüne gözünün içine bakarak söyleyelim. Söyleyemiyorsak şuna inanın ki samimi olamadığımız gibi çağın münafıkları olarak öbür dünyada yanacağız.

Sağ olun Sayın Valim, sayenizde karnımın şişi biraz indi. Allah sizden razı olsun.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

İnsanın kendini yenmesi en şanlı zafer imiş.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

42 LE 33… plakalı beyaz minibüs Meram’da akşam farsız yol almadığı zaman ADAM oluruz