Vatan için hadi kampanyaya sende katıl…
Tarih 27 Mayıs 2013 Salı günü, Taksim'deki Gezi Parkı’nın Asker Ocağı Caddesi’ne bakan duvarın 3 metrelik kısmı Taksim Yayalaştırma Projesi kapsamında yıkıldı. 4-5 ağaç da taşınmak üzere yerinden söküldü. Taksim Dayanışma grubu eyleme başladı, 40-50 kişilik grup çadır kurup parkta sabahladı.
7 Haziran 2013 Başbakan Tunus’tan İstanbul’a döndü. Binlerce kişi Başbakan Erdoğan'ı karşıladı. Erdoğan ‘Çevreci kardeşler gelin konuşalım’ dedi. AB ve ABD’den eylemlere sert müdahale edilmesini eleştiren mesajlar geldi.
Gezi olayları AB ve ABD desteğine rağmen bastırıldı. Amaç iç kargaşa ile Türkiye’nin büyümesinin önüne geçmeydi.
Peki sırada ne vardı?
Tabi ki 17-25 Aralık 2013’te bu sefer gizli güç yine alarma geçti, Fetöcü polisler, Fetöcü hakimler aracılığı ile tezgahlar hazırlandı yıllık 25 milyar cirolu Halkbank’ın önünü kesildi, hükümeti küçük düşürmek ve başbakanın yakın çevresini küçük düşürmek suretiyle, başbakanın ve ailesinin tutuklanmasını içeren senaryo yazıldı ama tutmadı.
Peki perde arkasında kimler olabilirdi?
Yine aynı aktörler sahnedeydi. Başarı sağlandı mı? Hayır.
Pes ettiler mi? Tabi ki hayır.
Sonra sırada ne vardı?
15 Temmuz darbesi. Amaç ne? Hükümeti ortadan kaldırmak, Türkiye’nin bulunduğu coğrafya üzerinde hızla büyümesi, baş olmasının önüne geçmek, 193 ülke ile temas içinde bulunmasını engellemekti.
Halkın seçtiği Cumhurbaşkanının görevine son verilmesi için yapılan hain plana reisinin bir sözü ile yine halk müsaade etmedi.
Baktılar, gezi tutmadı, 17-25 Aralık ve sonraki 15 Temmuz başarısız geçti. Hepsinde halk hükümetinin ve Cumhurbaşkanının yanında yer aldı.
AB toplandı, sizin üyeliğinizi bir süre askıya aldık dediler.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, daha AB toplanmadan haber gönderdi. Hakkımızda ne karar alırsanız alın sizin aldığınız kararlar bizi bağlamaz dedi.
AB bu sefer de biz cidden sert kayaya çarptık dediler.
Ne yapalım ki Türkiye pes etsin, diz çöksün, hızlı büyümesi, Osmanlı ruhu canlanmasını durduralım. Tek çareleri ekonomik çökertme oyunları idi ivedi ona başladılar.
Türk milleti yatırımı sever.
Eğer döviz ile oynarsak, Türk Milleti de, elinde, avucunda ne varsa gider dövize yatırır, Türk Lirası değer kaybeder, hükümette itibarsızlaşır, ülke darboğaza girer dediler.
79 milyon kenetlenmiş halk bu oyuna geldi mi? Evet bu oyuna da gelmedi.
Sosyal paylaşımda gördüm, hemşerimiz, Konya Milletvekili A. Adayı Sayın Sahra Sevici hanımefendi İsviçre’deki Türkler ile birlikte ellerindeki dövizleri 1 Aralık günü saat 14:00 Zürih’te bir Türk Bankasında Türk Lirasına çevirmek üzere buluşuyorlar.
Yine 2 gün önce Sakaryalı işadamı elindeki 1.5 milyon doları vatanına sahip çıkmak için kampanya başlatarak, dövizini bozdurduğunu dekontu ile sosyal paylaşımdaki haberlerini okuduk.
Hadi gelin biz de bulunduğumuz, yaşadığımız şehirde gün ve saat belirleyip, bir banka ya da döviz bürosu önünde buluşup elimizdeki dövizleri bozduralım.
Dövizden belki bir miktar para kazanabilirsiniz ama ülke-vatan-bayrak elden giderse kazandığınız 3-5 kuruşun zararından başka bir faydasını göremezsiniz.
O yüzden bu kampanya hepimizi ilgilendiriyor. Gelin hep birlikte 3-5 dolar neyimiz varsa bozduralım. Ülkemize, vatanımıza, şehit ve gazilerimize karşı bizde görevimizi yerine getirelim.
Ne dersiniz?
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.