Yağışın şekli mi miktarı mı?
Geçen hafta Konya ve ilçelerinde yağış mutluluğu yaşandı. Zira çiftçi uzun süredir bu yağışları bekliyordu. Kasım ayında su kuyularını çalıştıranlar vardı. Bunun yanında birçok çiftçi topraktaki nem dengesi yeterli olmadığı için tohumunu toprakla buluşturmamıştı.
Bu yağışlar bir nebze olsun toprağa can oldu.
Yıllardır kulaklarımızın bir ucuna çalınıp duran iklim değişikliğinden en çok etkilenecek illerin başında şehrimiz geliyor.
Geçtiğimiz yıllarda bu dönemlerde yoğun karla kaplı bir Konya merkezini hatırlayanlarınız vardır.
Merkezde dikey olarak öylesine yapılaşma oldu ki…
Şehrin hâkim rüzgâr yönünün yoğun yapı kütleleri ile kapatılması ile aslında kendi ayağımıza kurşun sıktık. Allah bilir ya bu süreçten sonra merkezde beyaz bereketi zor görürüz. O bembeyaz görüntüler mazide kalacak… İşin uzmanı değiliz. Bu konuda illaki yapılacak şeyler alınacak tedbirler vardır. Olaya diğer tarafından bakan bir görüşü de söyleyelim. Geçmişte görüştüğüm bir uzman yağışın şeklinden çok miktarının önemli olduğunu söylemişti. Bu bakımdan merkezde kar olmamasının hayatı zorlaştırmama adına verimli olabileceğini savunan bir kesim var.
Yağışların suyun hayatımızın devamı için ehemmiyetinden bahsetmeme gerek yok sanırım. Toprak suyla buluşsun da şeklini seçecek durumda değiliz sanırım, Allah bereket versin selden afetten korusun…
KÜLLİYE’DE ÖNEMLİ GÖRÜŞME
Yağmurdan, kardan, sudan bahsetmişken önemli bir kulis bilgisi verelim.
Malumunuz son günlerde Konya’da su ve kuraklık temalı toplantılar görüşmeler sıkça yapılıyor. Bir yandan yağışlar için dua edilirken bilimsel ışıkta beşer eliyle neler yapılabilir bunun üzerinde duruluyor.
Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay da bu konuda emek harcayanlardan biri. Biliyorsunuz başkan Barcelona’dan geldikten sonra Ankara’da idi, burada şehir adına çok önemli bir toplantıya katılmış. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız Murat Kurum, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ile Külliye’de Emine Erdoğan Hanım ile bir toplantı yapılmış. Emine Hanım’ın sıfır atıkla ilgili başlattığı mücadeleyi sanırım takdir etmeyen yoktur. Ankara’daki dostlardan buluşmada su tasarrufu konusunun görüşüldüğünü öğrendim.
Konya hepimizin göz bebeği. Aynı değerde korumak ve geliştirmek hepimizin görevi. Başta Bakanımız Murat Kurum ve Başkanımız Uğur İbrahim Altay ciddi emek harcıyorlar. Kendilerine teşekkür ederiz. Uğur Başkan’ın sosyal medyasından Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile TDBB Başkanı olarak Türkmenistan’a gittiğini takip ettim. Bu dönem şehrin temsil gücü çok yüksek, bu davetler Konya’ya verilen değerin önemli bir göstergesi bence…
O KELİMEYİ AKLIMIZDAN DAHİ GEÇİRMEYELİM
İH Konyaspor dün ligdeki ikinci mağlubiyetini aldı. Özellikle sezon başından beri uyumu ve başarıları ile göz kamaştıran Abdülkerim Bardakçı ve Ahmet Çalık’ın sahada olmamaları büyük oranda sonucu etkiledi. Hafta içinde sözleşme yenileyen başarılı isimlerin yerine oynayan Adil ve Anicic uyumsuzluklarının kurbanı oldu.
Gerçi Antep’in ilk golünde sahada 10 kişi olmamız ve Adil’in dışarıda tedavisinin devam etmesi etkendi.
Konyaspor zaman zaman kendi oyununu sahaya yansıttı. Antep ısrarla uzun toplarla rakip sahada olmaya çalıştı. Sağ beke çare bulamayan takımımız 3 hatta 4 golü de o cepheden gelen toplardan yedi. Geçen hafta Rize galibiyetinden sonra İlhan Hoca ‘futbol şansı yanımızdaydı’ demişti. Sonrasında ısrarla sorulan şampiyonluk hedefine ‘kim istemez ki’ diye yanıt vermişti. Bence tuzağa çekilmemek gerekiyor. O kelimeyi değil ağza almak aklın ucundan dahi geçirmemek gerekiyor.
Bakın ligde büyük takımlar kaybediyor. Büyüklerin kaybetmesi demek futbol endüstrisinde koca koca paraların kaybolması demek. Hele hele bir Anadolu takımı, son birkaç hafta kalmadan şampiyonluğu telaffuz edecek ha (!) başına neler neler gelir?
Uzun zaman olmadı. Samsun’da Beşiktaş’ın elinden söke söke aldığımız Süper Kupa sonrası başımıza gelenleri hatırlatmama gerek var mı?
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.