Yeni kabine ve Tarım
Seçimler bitti, Cumhur ittifakı halkımızın teveccühü ile parlamentoda hem çoğunluğu aldı, hem de aday gösterdiği Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ı yeniden Başkan seçtirdi.
Hayırlı ve başarılı olsunlar. Fazlaca siyasi konuları yeniden ele alacak değilimse de, şu kadarını da ifade edeyim ki, bunca çirkin, yalan dolu, siyaset yanında, özellikle de tarımda eften püften konuları ele alan, hiçbir konuda proje gösteremeyen muhalefetin hiç şansı yoktu.
Tarım ile alakalı yaptıkları ve son zamana kadar yürüttükleri samandan başlayıp, patates-soğan üzerine politika yapmaları zaten hedefsizliklerini ve projesizliklerini ortaya koymaya yetiyordu.
Dünyada komünizm bitmişken, ne gariptir ki Türkiye de halen aktif olmaya çalışan bir avuç insanın olması taaccüp edilir. Öyle ki Devletimin en ücra köşelerine sızma teşebbüsünde bulunan ve de malzemesi LGBT ile birkaç eski siyasiler üzerine politika yapmaya çalışan bir Bayan Mv. de tarımımızı eleştiriyor. Eleştirileninin de hiçbir dayanağı ve doğruluğu olmadığı görülüyordu.
Bundan kendinden olmayanları cahil olarak isimlendirseler de, cehaletleri ve bilgisizlikleri ellerinden, yüzlerinden, paçalarından ve tavırlarından akan bunlara asil milletim cevabını zaten verdi. Ancak şunu açıkça ifade edebilirim ki “Türkiye’de tarım bitmedi, aksine son 20 yılda üretim en üst derecelere ulaştı.” Aksini iddia edenin değil alnını, boyunu-soyunu dahi karışlarım.
Ağzından, burnundan akıtırcasına yediğin o ürünün neredeyse tamamı bu ülkeye, cahil dedikleri bu ülkemin alnı-sırtı terleyerek üreten Anadolu çiftçisine ait.
Geçenlerde birisi “İstanbul’dan Bodruma bir akşam yemeği için gittiğimiz olur” diyordu. Bodrum’a o Türk çiftçisinden kaçı bırak yemeği, kaçı tatil için gitmiştir, soralım mı?
Yeni Tarım Bakanımız atandı. Kendilerini hiç tanımadım, sadece Bakan yardımcısı olduğu dönemde bilgi sahibi olduğum, yakışıklı bir beyefendi. Hayırlı olsun.
Tarımın sorunları elbette var. Bu dünyanın her yeri için geçerlidir. Kışın düşmeyen yağışlar yaza sarktı, ancak şimdi de mantari hastalıklar sıkıntısı var. Buna rağmen üretime devam.
Sayın yeni tarım Bakanımıza birkaç notum olacak;
Öncelikle arazilerimiz için yapısal (arazilerin küçüklüğü ve parçalılığı) sorunlarımız var. Bu çözülmeden diğer sorunlara geçmek pek mümkün görülmüyor.
İkincisi, üretim girdileri çok pahalı, bu da hammadde, ardından mamul maddeleri i-alakadar ediyor. Bunu da çözmenin yolları var.
En azından enerji girdisini azaltma yolları var. Yenilenebilir enerji kaynakları tarıma yönlendirilebilir. Bu da enerjinin maliyet üzerinde (sulu tarımda) etkisinin %20-30 azaltılması anlamına gelir demektir.
Diğeri de yapısaldan sonra en önemli konu sulama suyu kullanımındaki düzenlemelerdir.
Devamında gerekli-gereksiz çiftçi borçlanmalarının kontrol altına alınmasıdır.
Bakanlığımızın bu konular üzerine yoğunlaşması esas olmalıdır. Aksi durumda yakın gelecekte sulamalı tarımdan bahsetmemiz pek mümkün olmayabilir.
Rabbim yardımcınız olsun. Tarımda başarı, devlet kalmanın en önemli gerekçesidir.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.