Şahsen yaz aylarını hiç sevmem.

Hele ki şehirlerin o renksiz binalarına tıkılıp kalınca ruhumuzun girdaplara girmesi…

Beni en çok bu yorar işte.

Böyle dağlarda, tepelerde, bozkırlarda susuzluktan çatlayana dek koşmak isterim sadece, yaz aylarında.

Turizmin göz boyadığı yerlerde kaybolup gitmek ne bileyim ruhumu hiç dinlendirmez.

En ufak bir otobüs yolculuğu bile mutlu eder beni, bozkırın uçsuz bucaksızlığını seyretmek, ormanların yeşilliğine gözlerimi teslim etmek, buz gibi akan bir dereye ayaklarımı sürmek…

*****

Yalnız bazı korkularım var.

Ne gibi mi?

Ülkemizin huzuru gibi…

Huzur içinde olmazsak ben bu vatanın güzelliklerinde nasıl kaybolup giderim?

23 Haziran İstanbul seçimi öncesi öyle bir kutuplaştık ki, tahmin edemezsiniz.

Her iki aday ve seçmenleri öfkeden kudurmuş gibi adeta.

Yahu biz bir olmazsak, el ele vermezsek inanın iç çatışmaya kadar gider bu sürecin sonucu.

******

Ne yapmamız gerek peki?

Milli birliği canlı tutmak gerek…

En başta bürokrasi üzerinden ciddi bir temizliğin yapılması şart.

Her iki adayın da mensup olduğu siyasi partilerin içindeki küreselcilerin ALENEN deşifre edilmesi şart.

Terör yandaşlarını övmemek ve onların arkasında olmadıklarını korkmadan demeleri ve demekle kalmamaları şart.

Hangi aday bu statüye uyuyor peki?

Hiçbiri…

İşin komik yanı iki adayın da kaderi aynı, onlar sadece figüran işin aslı perde ardında.

*****

Bakın biz Çözüm Süreci gibi lanet bir süreçten geçmişiz, İmamoğlu’nun ısrarla Demirtaş’ı beğeniyorum, HDP seçmeni bizim kardeşimizdir söylemleri hiç hoşuma gitmiyor. Aynı şekilde Binali Yıldırım’ın kürdistan açıklamalarından hoşlanmadığım gibi.

Beyler, bir silkelenin kendinize gelin ya ne oluyor?

İstanbul uğruna şehitlerin kanını feda mı ediyorsunuz ne oluyor?

*****

Bu yüzden yaz ayı hiç iyi geçmeyecek sanki.

İstanbul’da kim kazanırsa kazansın mutlaka Türkiye aleyhine bir şeyler olacak gibime geliyor.

Oynanan oyun bu şekilde tasarlanmış çünkü.

Öyle gerginiz ve kasvetliyiz ki; kaç gündür içime öküz oturmuş gibi.

Mart’ın sonu bahardı şimdi yaz çok güzel geçecek diyorlar.

Kime göre neye göre güzel geçecek?

Sırf siyasi rant uğruna HDP’ye methiyeler düzmek kabul edilemez. Ha bana kalkıp demeyin şimdi Çözüm Süreci yapanlara ne diyeceksin diye, ben onları da eleştiriyorum fakat sırf devletime olan saygımdan çirkefleşmiyorum.

Çünkü Türkiye bürokrasisi, bu ülkeyi o kadar çok yordu ki, milli değerlerini o kadar çok çiğnedi ki devlet yorgun ve suskun…

Sadece izliyor, arşivliyor ve günü geldiğinde hesap verecekleri seyrediyor.

Bu hesabı da hakiki vatan evlatları yani milleti soracak…

2019 yaz ayı ülkemiz için biraz zor geçecek, dişini sık Türkiye, bu günler de geçecek…