3 Mayıs Türkçülük Günü
Türkçülük Günü, 3 Mayıs 1944 tarihinin anıldığı gün.
Irkçılık-Turancılık davasının gerekçelerinden biri olarak gösterilen Hüseyin Nihal Atsız - Sabahattin Ali davasının 3 Mayıs 1944 tarihli duruşmasından sonra yaşanan "Ankara Nümayışı"nı anmak amacıyla, ilk defa 3 Mayıs 1945 tarihinde Tophane Askerî hapishanesinde Nihal Atsız, Zeki Velidi Togan, Nejdet Sançar ve Reha Oğuz Türkkan başta olmak üzere 10 mahkûm tarafından kutlanmıştır. Daha sonraki senelerde de devam eden toplantılar Türkçülük Günü adını almıştır.
Turancılık (Kızılelma) Türkçülük deyince ülkemizde anlaşılan olgu tarihi değerlerimizde de olduğu gibi esaret altında yaşamamak, milli değerlere sahip çıkma ve tüm Türk devletlerini tek devlet, tek güç haline getirebilme ideolojisidir. Bu ideoloji her ülkü gibi kutsaldır. Kim istemez ki dünyada tüm Türklerin bir arada yaşamasını. Sürüden ayrılanı kurt kapar. Bir olmalıyız birbirimize sahip çıkmalıyız ne de olsa Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur.
Şimdi böyle düşüncemden dolayı beni eleştirebilirler; ırkçı vs.… diye ama Türklük kan meselesi değil düşünce meselesidir. Varsın eleştirsinler mevzu bahis vatansa, Turansa gerisi teferruattır benim için... Türklük düşüncesine gelince kendini Türk hisseden herkes Türk’tür. Ulu önder başbuğ Atatürk’ün de dediği gibi Bir Türk Cihana Bedeldir!.. Oğuz Kağan’dan beri hemen hemen tüm dünya Türklere karşı antipati duyar. Çünkü “boyun eğmez”,
“esaret altında yaşamaz”, “Türk’ten köle olmaz” ilkeleri Türkleri her daim korkusuz, savaşçı ve devletleşme özelliği her zaman Türkleri ön planda tutmuştur. Türk devletlerinin büyümesi, güçlenmesi bazı kimseler tarafından istenmez. Türk milletinin yeniden birleşerek şahlanması birçok kesimi korkuttuğu için ve bu Turan’ın olması halinde bazı devletlerin tarih sahnesinden kalkacağı ya da küçüleceği düşüncesi dünya çapınca ticaret ortaklıkların, menfaatlerin bozulacağı için Türkleşmeyi en büyük tehlike olarak görüyorlar. En büyük savunmaları da siz ırkçısınız bu ülkede Kürtler de var, onları bir çırpıda silip atamazsınız, onların da hakkı var gibi saçma sapan şekillerde bu fikriyatı baltalamaya çalışmaktadırlar. Oysa Turancılıkta kendini Türk hisseden herkes Türk’tür. Mesela önceden Yahudi olan bir kimse İslam’ı benimsemişse ona diyemeyiz ki sen Yahudi doğmuşsun arkadaş Müslüman olamazsın. Müslümanlık üstünlük meselesi sadece doğarak Müslüman olunur diyemeyiz.
Sayın Devlet Bahçeli’nin de dediği gibi;
Kürt kökenli vatandaşlarımız, Cenab-ı Allah'ın kutsal emanetidir.
Türk milliyetçiliği din, dil, ırk ve mezhep temeline dayalı ayrılıkçılığa kapalıdır. Türk milliyetçiliği, Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkesi Türk sayan, her türlü ayrımcılığı ve dışlanmayı reddeden, birleştirici, toparlayıcı ve bütünleştirici bir zihniyeti temsil eder.
Turancılık ülküsü büyük bir direnişle karşılanmaktadır. Hatta içerinde yaşadığımız ülkede dahi ötekileştirmeye maruz kalmaktadır. Oysa Türkçülük düşüncesi Türk milletinin çıkarlarını gözetmektedir. Milli beraberliği amaçlamaktadır.
Turancılığa karşı Türkiye’deki muhalefetler bunun Türkiye’yi büyük sıkıntılara düşüreceğini ve sadece bir macera sayıldığını savunuyorlar. Oysa gençliğe hitabede de dendiği gibi “muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!”
Milli beraberlik şuuru ile tek yumruk olduktan sonra deviremeyeceğimiz ülke yoktur.
Turanda buluşmak üzere hoşçakalın…