Merhabalar efendim.

Bu haftanın ilk yazısını Ak Parti Meram Gençlik Kolları Başkanı Melih Sefa Danışık ile yapmış olduğum röportaja ayırdım.

Ve yazı kalıbında sizlere de sunmak istedim.

İlgilisine tesirli olması ümidiyle.

Buyurunuz:

S.B: Melih Bey merhabalar.

M.D: Merhabalar Sadık Bey.

S.B: Öncelikle vakit ayırdığınız için çok teşekkür ediyorum.

M.D: Ben teşekkür ediyorum, ne demek.

S.B: İlk olarak röportaj kapsamında Melih Sefa Danışık kimdir tanımak isterim.

M.D: Tabii ki. 1998 Konya / Meram doğumluyum. İlk ve Orta öğretimimi Konya’da tamamladım. İstanbul İstinye Üniversitesi- İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı mezunuyum. Üniversite yıllarımda dış ticaret alanında çalışmalar yaptım. Ve bu sürece binaen ağabeyimle birlikte mobilya ihracatı üzerine bir aile şirketi kurduk. 2019 yılından bu yana bu şirkette aktif yöneticilik yapmaktayım. İyi derecede İngilizce, başlangıç seviyesinde Fransızca ve Arapça bilmekteyim. 2014 yılında ilk kez teşkilat hayatıyla tanıştım. Lise çağlarımda o dönemki adı ‘Akl-ı Selim’ olan teşkilatlarda farklı görevlerde bulundum. Hem yönetiminde hem de yürütmesinde. 2016’ ya kadar bu süreçleri tüketirken 2017 yılından itibaren çeşitli vakıf ve STK’larda da görev aldım. Üniversiteyi tamamlayıp Konya’ya döndüğüm de ise ilk olarak Konya Karatay Gençlik Kolları’nda Başkan Yardımcılığı daha sonra da 2022 Eylül ayından Allah nasip etti Konya Meram Gençlik Kolları Başkanlığı’nı devraldık. Şu an itibariyle de bu görevimizi yerine getirmeye çalışıyoruz.

S.B: Günümüz itibariyle ticari dinamikler değişti. Bu duruma istinaden mimarlığa ve mühendisliğe dayalı ezberlerin bozulduğunu düşünüyor musunuz?

M.D: Tabi günümüz itibariyle arz-talep dengesi, insanların zevk ve tercihleri ve türev kıstaslar çok başka bir hâle büründü. Biz spesifik olarak değerlendirip Konya ölçeğinden bakacak olursak Konya 23 yılda önemli mesafeler tüketti. Artık sanayi de çok gelişmiş bir Konya, ticarette çok gelişmiş bir Konya, sosyal dokusunda kabuk değiştiren bir Konya var. Bundan mütevellit mesleğimiz yani mimarlık da değişime gebe diyebilirim. Yerinde sayması ve durgunluğa tabi olması mümkün değil. Sizler de kabul buyurursunuz ki bu işler ekseriyetle maddiyata dayalı işler. Bundan dolayı yerel ve uluslararası dönüşümleri iyi takip edip an da ve akışta kalıp yenilik yelpazesini tüketicilere sunmamız gerekiyor.

S.B: Mimarlık teknik bir alan. Siyaset ise sosyal bir disiplin. İkisini zihnen nasıl harman edip motto ve motivasyona dönüştürdünüz?

M.D: Yani şu pencereden bakmak gerekiyor. Mimarlık dediğimiz çerçeve tahayyül neticesinde çıktı ortaya koyan bir kalıp. Baktığınız zaman siyasette böyledir. Tahayyül ederek, tahayyül ettiklerimizi süzgeçten geçirerek ve sınıflandırarak bir şeyleri uygulama makamına koyma sanatıdır. Hâl böyle olunca iki alandan da insanların hayatına doğrudan ve daima dokunabilmek zor olmasa gerek. Ben de bu motivasyonla adım atmaya çalıştım ve halen de müspet manadaki adımları sürdürmeye gayret ediyorum.

S.B: Ben daha spesifik olarak siyasete başlangıcı biraz daha detaylandırmanızı isteyeceğim.

M.D: Biraz önce bahsettiğim üzere 2014 yılında lise dönemlerine denk düşen bir süreçte adım attım bu yola. O dönemdeki siyasi olaylar 2013 yılında yaşanan Gezi Parkı olayları bu vatanın evlatlarını bir ve bütün olmaya davet ediyordu. Ve ben de bu noktada sorumluluk almaktan kaçmadım. Tabi başlangıç aşamasında buralara geleceğimizi tahmin dahi edemiyorduk. Siyasete karşı ilgim tabiri caizse kar topu etkisiyle daha da yaldızlı, görkemli bir hâl aldı. Çayın demini sohbete katık edip birlik beraberliği nasıl daim kılarız sorusunu diri tutmaya çalıştık diyebilirim netice itibariyle.

S.B: Neden Ak Parti peki?

M.D: Öncelikle bizim bir Türkiye hayalimiz var. Müreffeh ve durmadan gelişen bir Türkiye hayali bu. Ak Parti’de bu hayallerimizin menşei, çıkış noktası ve dahi can suyu kuyusu. Paradan, puldan, serden geçip hep birlikteyiz diyebildiği için ben bu çatı altında siyaset yapıyorum ve gurur duyuyorum. Şöyle bir baktınız vakit göreceksiniz ki Ak Parti, hayatımızın siyasete yansımasıdır. Bundan mütevellit bu çatıyı ve bu çatının insanlarını, yekûn olarak Aziz ülkemizi çok seviyoruz.

S.B: Gençlik Kolları Başkanı olarak Ak Parti’nin gençlere olan ilgisini nasıl değerlendiriyorsunuz?

M.D: Ak Parti, gençlik nezdinde Türkiye’de çığır açmış bir partidir. Sayın Cumhurbaşkanımızın önderliğinde ilk kez biliyorsunuz seçilme yaşı iki kez düşürüldü. Bunların hepsi Ak Parti döneminde oldu. Ve değerin, ilginin ve muhabbetin tam anlamıyla gençlere aks ettiği dönem Ak Parti dönemleri oldu. Bunu kimse inkâr edemez. Bugün baktığınız zaman Ak Parti Genel Merkez Gençlik Kolları Başkanı bizleri temsilen Mecliste bulunuyor. Yine Gençlik Kollarımızda yetişmiş, Konya gençliğinin ağabeyi, Selman Özboyacı Vekilimiz de aynı şekilde Mecliste bizleri temsil ediyor. Velhasıl eşittirin sol tarafı Ak Parti’yse sağ tarafı Türkiye gençliğidir.

S.B: Teşkilatçılığın ABC’si ve olmazsa olmazları nelerdir peki?

M.D: Bizim her hafta hemhal olduğumuz mutat toplantılarımız olmazsa olmazımızdır mesela. Ruberû görüşüp hasbihal etmenin güzelliğini biz bu toplantılar vesilesiyle yaşıyoruz. Seçim dönemlerinde yapılan programlar, organizasyonlar ve daha birçok şey teşkilatçılığı eşsiz kılıyor. Biz bu çatı altında birlik beraberliğin farklı tonunu yaşıyoruz.

S.B: Meram’ın enerji ve sinerji bütünlüğü Konya’da teşkilatçılık noktasında lokomotiftir diyebilir miyiz?

M.D: Kesinlikle diyebiliriz. Bu enerji ve sinerji bütünlüğü Başkanlarımızın gayretiyle dal budak veriyor açıkçası. Meram Belediye Başkanımız Mustafa Kavuş’un şu an itibariyle ikinci dönemi. Hakeza Meram İlçe Başkanımız Mustafa Dolular’ın da öyle. Koordineli hareket kabiliyeti her zaman mutlu eder ve süreci bereketlendirir. Bizlerde Meram’da, Ana kadememizle, Kadın Kollarımızla ve Gençlik Kollarımızla ‘Bizim Meram’ mottosunu ilanihaye sürdürmek istiyoruz.

S.B: Siyaseten varmak istediğiniz bir nokta var mı?

M.D: Bulunduğum konumun hakkını vermek her zaman önceliğim olmuştur ve böyle olmaya da devam edecektir. Büyüklerimizin uygun gördüğü noktalarda çalışmaya devam edeceğiz ve sorumluluk almaktan da çekinmeyeceğiz.

S.B: Pekâla Melih Bey. Değerli vaktinizi ayırdığınız için çok teşekkür ediyorum. Çalışmalarınız da kolaylıklar dilerim.

M.D: Ben teşekkür ediyorum. Eksik olmayın, sağ olun.

Selâmetle…