BAŞKANLIĞA DAYALI CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİ
Referandum günü nihayet belli oldu. Maalesef hayırcıların artan dozda bir saldırısı var. Klasik anlamda sol kesimin 1950 iktidarı yitirdiklerinden beri de devam ediyor. Binlerce defa irticadan, gericilikten, ülkenin batırıldığından akla gelmeyecek senaryolar, ağza alınmayacak saldırı biçimleri kullandılar ama bir türlü ülke onların istediği noktaya gelmedi. Kendini sol (seküler-laikçi-Kemalist) gören zorbalar bu tür saldırılarını muhafazakâr iktidarlar dönemleri için daha da artırdıkları hafızalarımızdan silinmedi. Kendilerini ülkenin sahiplerinin üstünde görmeleri başka bir cabaları ve esas siyasi kayıpları da bu anlayışlarından geliyor. Azıcık aklı ve muhakemesi olan biri bu zorbaların niyetini kolayca çözebileceği gibi itirazlarının da ciddi bir dayanağı ve mantığı olmadığı da kolaylıkla görülebilmektedir. Bir örnek:
Başkanlık sistemine karşı görüşünü açıklayan Kılıçdaroğlu gerekçesini "Ne oldu da parlamenter sistemden vazgeçiyoruz, bu anayasa değişikliği neden? şeklinde açıklarken “Kendi geleceklerini güvence altına almak için bunu yapıyorlar" diye cevap veriyor. Başkanı tebrik etmek gerekir zira mevcut sistemin neden istenmediğinin gerekçeleri ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi. Ülkede yaşayan insanların büyük bir kısmı bu tür parlamenter sisteme karşı duruşunun bir tezahürüdür bu.
Bu sistem birçok değeri ayaklar altına alarak sevilen liderleri bir şekilde bertaraf etmedi mi? Bu sistem içinde Menderes ve dava arkadaşları suçsuz yere darağaçlarında sallandırmadı mı? Bu sistemde 1980 darbesi yapılıp "Adalet yerini bulsun diye bir sağdan, bir soldan astık" denilmedi mi? O dönemden 5 bin insanımız hala kayıp. Bu sistem sayesinde Özal, Demirel tarafından Çankaya'ya hapsedilip yalnız bırakılmadı mı? Öyle ki zehirlendiği zaman hastaneye yetiştirecek bir ambulans bile yoktu Çankaya'da.
Bu sistem sayesinde Erbakan koltuğundan edildi, askerler Erbakan'ı tokatlamaya çalıştı, "pez..enk adam" diye hakaret edildi. Dönemin Cumhurbaşkanı Demirel, bu sistem sayesinde askerle bir olup "ya gidersin ya darbeyle gönderilirsin" diyerek postmoren darbe yapıldı. Erdoğan sistemin getirdiği demokrasi sayesinde şiir okuduğu için hapse atıldı siyasi yasaklı hale getirildi. O günün ve bugünün sözümona demokratlarına "Sen muhtar bile olamazsın" diye göbek attıran bu sistemdi. Bu demokrat sistem sayesinde 28 Şubat kararları alındı, "28 Şubat bin yıl sürecek" diyerek toplumun milli ve manevi değerlerini ayaklar altına alınmadı mı?
İmam Hatip Liseleri bahane edilerek tüm meslek liseleri kapatan, başı kapalı kızların okul kapılarında yerlerde sürüklenmesine neden olan, Kur-an kurslarını yasaklayan, TBMM ve kamuda başörtülü kadınların bulunmasını engelleyen kadın haklarına saygılı demokratik sistem de bu sistem değil miydi?
Tüm bu nedenlerden dolayı, yarınlarda başka zalimler gelip bu zulümleri bir kez daha yaşatmasın diye saptırılan bu düzmece sistemi istenmiyor. Bu zalimliklerle bir daha karşılaşmamak, geleceği garanti altına almak adına başkanlık sistemi desteklenmeli. Hiç kimse "bahsedilen yasaklarda, zulümlerde bu sistem sayesinde kaldırıldı" hikayesi anlatmasın.
Kefenimi giyerek bu yola çıkan Erdoğan olmasaydı bugün hala Meclis'te başörtülü vekiller olmayacak, İmam Hatip Liseleri hala kapalı kalacak, başörtülü öğrenciler ikna odalarında zorla soyundurulacak. Bu Erdoğan'ın yerine bir başkası olsaydı darbe girişimleri başarılı olacak, askeri vesayet devam edecekti.
Uygulanan demokratik parlamenter sistemi ile iktidar olmak formaliteydi. Demediniz mi "İktidar olabilirsiniz ama muktedir olamazsınız". Yasama kanun yapıyor, sizin zihniyetinizdeki mahkemeler "Anayasa'ya aykırı" diye geri çeviriyor, mahkemeler seçilmişlere her türlü ayarı veriyor, istediğiniz partilerini kapattırıyor, istediğinizde liderlerini siyasi yasaklı konuma düşürüyordunuz.
"Erdoğan başkanlık değil diktatörlük, padişahlık istiyor" şeklindeki algı operasyonlarınız tutmuyor. Dikkat edin “halife olacak” demiyorlar. O zaman İslam karşıtlığı ortaya çıkacak ve açığa düşecekler.
Sosyal medyada bir araya gelen bir kısım kadınların “bir yerine bin HAYIR” şarkısına çok güldüm. Sizin derdiniz, başkanlık, demokrasi, Cumhuriyet, Atatürk değil, derdiniz ve belanız Erdoğan. Azıcık akıllı ve ayağı yere basan sloganlar kullanarak topluma mesajınızı iletin derim, dostane.
Kalın sağlıcakla.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.