BİLİNMEYENLER AÇIĞA ÇIKIYOR
TARİHE YOLCULUK (275)
Selçuklu Belediyesinin hazırladığı muhteşem eser Anadolu Selçuklu Çağı Mirası ile Selçuklular hakkında “bilinmeyenlerin pek çoğu aydınlatıldı ve doğru bilinen yanlışlar da tesbit edilerek düzeltildi”.
Anadolu Selçuklu Çağı Mirası adlı eserin tanıtımı, iki kez yıktırılarak yer değiştirmiş olan ve Türk musikisinin önde gelen bestekârlarından Zekâî Dede Efendi ile edebiyat ve tasavvuf tarihimizin son büyük temsilcilerinden Abdülbaki Gölpınarlı gibi seçkin şahsiyetlerin yetiştiği Eyüb’de, Silahtarağa Caddesinde bulunan Bahariye Mevlevîhânesi’nde gerçekleştirildi.
Biz Bahariye Mevlevihanesine deniz yoluyla ve Haliç Kongre Merkezi’ni geçtikten sonra Bahariye sahiline yanaşarak ulaştık. İnsan ve Medeniyet Hareketi Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Mehmet Güney, tanıtım toplantısında yaptığı kısa konuşmasında; “Bu torakların yetiştirdiği münevver şahsiyetlerin başında gelen rahmetli Sabahaddin Zaim Hocam derdi ki, “Çocuklar siz geçmişinizi ne kadar iyi bilirseniz günümüzü o kadar iyi yorumlarsınız. Geçmişinizi iyi bilip gününüzü de iyi yorumlarsanız buradan gelecek tasavvuru çıkarabilirsiniz. Yine onun bilge yönlendirmesiyle “siz bir hayır başlatın, nerede duracağı belli olmaz” derdi.” dedikten sora Anadolu Selçuklu Çağı Mirası adlı eserin hayırlara vesile olması temennisinde bulundu.
Mehmet Bey, bizi uğurlarken de vapurda, “Ben İstanbul ve Konya birlikte daha iyi bir iş çıkaracağına inanıyorum. Konya’da kalırsak tek başına Konya kadar aklımız oluyor. Konya’yı İstanbul’a, onu Ankara’ya ve Diyarbakır’a bağladığımızda Türkiye kadar aklımız oluyor” şeklinde olaya daha geniş bir perspektiften bakarak ufku geniş bir vizyona sahip olmamız gerektiğini söylemişti. İstanbul, bizim Avrupa’ya açılan ve Batı’ya uzanan kapımız. Konya’dan çıkıp büyümek, gelişip serpilmek isteyenler İstanbul’a gelmek zorunda. İstanbul’a gelenler ise yönünü küresel anlamda Batı’ya ve Avrupa’ya ister istemez çevirmek mecburiyetinde. Türk tarihini incelediğimizde ecdadımızın yönünün hep Batı’ya doğru olduğu görülür. Geçmişinden ibret alıp o günkü dönemi iyi okuyan ecdadımız, gerçekten çok büyük medeniyetler inşa ederek bizlere güzel miraslar bırakmıştır. Selçuklu ve Osmanlı’dan Cumhuriyet’e ve günümüze aktarılan bu tarihi miraslara Selçuklu Belediyesi, ismine yakışır şekilde sahip çıkmaya gayreti içerisinde.
Selçuklu Belediyesi Başkan Vekili Ali Sönmez, toplantıda yaptığı konuşmasında “Selçuklu sanatının geniş bir bölge içinde hissedilen etkisi İslâm dünyasında ortak bir dilin oluşmasını sağladı. Selçuklu dönemi sanatçıları eserlerinde mükemmelliği aramış bu nedenle günlük yaşamda kullanılan bir buhurdan, bir servis tabak, bir halı, bir altın bilezik, duvarları süsleyen bir çini karo dahi birer sanat eseri haline dönüşmüştür. Bu coğrafyanın Türk yurdu olmasını sağlayan ve egemen olduğu topraklara refah, mutluluk ve zenginlik getirerek altın bir çağ yaşatan Selçukluları, Anadolu Selçuklu Çağı Mirası eserlerle keşfetmeyi sürdürüyor, Selçuklu Medeniyetinin açılan kapısından yürümeye devam ediyoruz” diye konuyu gayet güzel özetledi.
Selçuklu Belediyesi kadîm medeniyetimizi tanıtmak adına büyük bir görev üstlendi. T.C. Cumhurbaşkanlığı himayesinde özgün ve nitelikli projeler arsında “Büyük Selçuklu Mimari ve Müze Eserleri Envanteri, Anadolu Selçuklu Eserleri Fotoğraf Albümü, Uluslararası Selçuklu Şehirleri ve Uygarlığı Sempozyumu, Uluslararası Selçuklularda Bilim ve Düşünce Sempozyumu ve Selçuklu Eserleri Fotoğraf ve Çini Eserleri Sergisi, İstanbul Türk ve İslâm Eserleri Müzesinde düzenlenen Selçuklular Sergisi” sayılabilir.
Selçuklu Belediyesi, toplam 2520 sayfadan oluşan beş ciltlik Anadolu Selçuklu Çağı Mirası adlı eserin üç cildini mimariye, diğer ciltleri ise müze eserlerine ayırmış. 80 mimari eserin kamerayla çekimleri yapıldı 30 dakikalık belgesel yayının hayatımıza kazandırılması fevkalade bir şey. Nitekim, başlangıçta sunulan belgeselin gösterimi de oldukça güzel hazırlanmış. Defter kayıtlarında yer alan ve her müzede ayrı ayrı bulunan Anadolu Selçuklu Müze Eserleri Envanterlerinin birleştirilmek suretiyle ilk defa dijital ortama aktarılması da gayet güzel bir hizmet olmuş. 39 ilde bulunan 54 müzedeki Selçuklu eserlerinin fotoğraflarının çekilerek görsel arşiv oluşturulması, mimari eserler çalışmasında ise 46 ilde 666 adet eserin fotoğraflarının çekilip bir arşivde toplanması kolay bir şey değil elbette.
Ali Bey, “Bilinmeyenlerin bir çoğu aydınlatıldı ve doğru bilinen yanlışlar tesbit edilerek düzeltildi. Türkçe-İngilizce yayınlanan eser Türkçe-Rusça ve Türkçe-Arapça olarak yayınlanması için çalışmalar devam ediyor.” diyerek müjde de verdi. Eser tarafımıza ulaştığında “doğru bilinen yanlışların” neler olduğuna dair bilgiyi de sizlerle paylaşmak boynumuzun borcu olsa gerek. Bu muhteşem dev eseri kitaplığımıza kazandıran ve araştırmacıların istifadesine sunan Selçuklu Belediyesine, emeği geçen hocalarımıza ve İstanbul ekibine teşekkür ediyorum.
YARIN: Bahariye Mevlevihanesi’nin tarihi ve yetiştirdiği şahsiyetler.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.