CAMİLERİMİZDE ÇİÇEKLER AÇSIN
Bilindiği gibi camilerimizde Yaz Kur’an Kursları başlamıştır. Camilerimizi çocuklarımız doldurursa camilerimizde çiçekler açar.
Dinimizin öğretilmesine, yaşatılmasına dünden daha fazla bugün ihtiyacımız var; bu gidişle yarın çok daha fazla ihtiyacımız olabilir.
Bu kadar önemli olmasına rağmen çocuklarımızın dinini öğrenmeleri için gereken çabayı göstermediğimiz gibi kaygı da duymuyoruz.
Çocuklarımızın geçici dünyası için harcadığımız emeğin, paranın onda birini hatta yüzde birini ebedi olan dünyası için harcamıyoruz.
Kaç tane anne çocuğunu okula gönderirken gösterdiği itinayı camiye gönderirken göstermektedir. Okula gönderirken erkenden kalkar kahvaltısını yaptırır hatta elinden tutar okuluna götürür; camiye gönderirken uykusunu bozmaz, çocuk giderse gider, gitmezse gitmez!
Kısaca, Yaz Kur’an Kurslarını önemsemiyoruz!!!
Bir kısmı da başından savmak için gönderiyor. Hatta kendisinin dindiremediğini de kardeşlerinin peşine takıyor.
Küçük çocuklarımızın camilere gelmesiyle birlikte İstanbul gibi büyük şehirlerimizdeki camilerimiz çok kalabalık oluyor. Bu durum kaçınılmaz olarak verimliliği düşürüyor. Ancak, her türlü olumsuzluklarına rağmen küçük çocuklarımızın camilerimize gelmeleri de sevindirici.
İmamlarımız, hocalarımız her türlü yaramazlıklarına rağmen küçük çocukları geri göndermeyerek gerekli tedbirleri almalı; çocuklar camilerde hoş tutulmalıdır.
-Varsın koşuştursunlar, oynasınlar; çocuklarımız camilerimizin manevi havasını teneffüs etsinler!
Yaz Kur’an Kursları sadece bilgi edinme amaçlı değil; camiyi tanıma, caminin manevi havasını teneffüs etme amaçlı da olmalıdır. Onun için mümkün olduğu ölçüde kurslar okullarımızdan önce camilerimizde verilmelidir.
Bugün camilerimiz çok süslü, görkemli olsa da acı hatta çok acı ama içleri boş! Cemaate devam edenler merkezi camilerimiz hariç üç beş ihtiyardan ibarettir. Çocuklarımıza dini eğitimi veremezsek camilerimiz iyice garip kalabilir, inanın abartmıyorum!
Evinizin yakınındaki bir camiye sabah namazına giderseniz acı gerçeği görebilirsiniz!
Çocuklarımıza dinimizin öğretilmesi gerek devletin kurumları gerekse ana baba açısından öncelikli görev olmalıdır. Bu görevini yerine getirmeyen, getirilmesi için şartları oluşturmayanlar Hz. Allah (cc) katında sorumludurlar.
Bir eğitimci olarak Milli Eğitim Bakanlığımızın uygulaması olan “Yetiştirme Kurslarının” yaz tatilinde de devam ettirilmesini bir türlü anlamıyorum! Bu uygulamayı gerek yaz Kur’an Kurslarımız gerekse çocuklarımızın memleketlerine gidip köyünü, kentini akrabalarını görmeleri açısından uygun bulmuyorum.
Yüce Rabbimiz:
“Ey iman edenler! Kendinizi ve çoluk çocuğunuzu yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem ateşinden koruyunuz.” Buyuruyor. (Tahrim,6)
Peygamber Efendimiz (sav);
“Hepiniz bir sürünün çobanı gibisiniz. Çoban sürüsünü koruduğu gibi, sizde evlerinizde ve emriniz altındakileri cehennemden korumalısınız. Onlara Müslümanlığı öğretmelisiniz. Öğretmezseniz mesul olacaksınız.” Buyurmaktadır. (Buhârî, Vesâyâ, 9; Müslim, İmâre, 20)
Çocuklarımızı cehennemden korumanın tek yolu, çocuklarımıza İslam’ı öğretmek ve öğrendiklerini yaşatmak olmalıdır.
Yok efendim, o daha küçük, büyüyünce namazını kılar, orucunu tutar, başını örter vs. gibi bahanelerle kendini kandırıp çocuğuna düşmanlık etme!
Küçükken çocuğunu alıştıramazsan büyüyünce gücün yetmeyebilir!
Atalarımız boşuna söylememiş; “ağaç yaş iken eğilir” diye.
Analar babalar, çocuklarınızın yaptığı her kötü işten, aynı oranda sizde sorumlusunuz!”
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.