Önceki yazılarımda CHP’de kazan kaynıyor demiştim.

Ve örneklerle de pekiştirmiştim bu konuyu.

İmamoğlu’nun köşeye sıkıştığını, Özgür Özel’in zaman kolladığını ve Mansur Yavaş’ın ise anı değerlendirip hamle yapacağının altını özellikle çizmiştim.

Nitekim Mansur Yavaş’tan bir hamle daha geldi.

Nasıl mı?

Dolaylı bir vaziyette tabii ki.

Ankara Bağımsız Milletvekili Yüksel Arslan aracılığıyla hem de.

Sayın Arslan sosyal medya hesabından öyle bir açıklama yaptı ki okumayın gitsin!

Bombanın pimini çekip CHP Genel Merkezi’nin Başkanlık koridoruna bıraktı desek yeridir!

Sayın Arslan’ın açıklaması şu şekilde:

‘Kurucu iradenin, Atatürk'ün ortaya koyduğu kuruluş ilkelerinin düşmanlarıyla el ele olanlar, "Mustafa Kemal'in Askeri" olamaz. Terör örgütleriyle, etnik bölücülerle, vatan hainleriyle aynı kareye girenlerin, Atatürk'ün aziz hatırasına ve mücadelesine ihanet ettiği gün gibi ortada. "Mustafa Kemal'in Askerleriyiz" sözü mesuliyet sahibi ve inanmış insanların dilindeyse memleketin sorunlarına şifa olur. Siyasi kalpazanların ve hangi bayrağa selam durduğu belli olmayan kimliksizlerin ağzından çıkıyorsa, kirli niyetlerin üstü örtülmek isteniyordur.

Devletimizin temeline, milletimizin varlığına yönelik saldırıların hedefine ulaşması için işbirlikçilik yapanlar, "Mustafa Kemal'in Askeri" değil düşmanıdır. Kariyer basamaklarını çıkmak için Avrupa başkentlerinde kapı aralayanlar, Türk'ün kudreti ve kuvvetinden başka irade tanımayan Atatürk'e bizim gözümüzle bakamazlar.

Tek derdi kendi kariyeri ve ona çizilen rotada yürümek olana, "Proje Çocuk" denir, "Mustafa Kemal'in Askeri" denmez.’

Evet, okuduğunuz üzere çok cüretkâr bir açıklama.

Herkes her telden üstüne alabilir yani bu açıklamayı.

Ama içinde bulunduğumuz siyasi konjonktür okları, bu kişinin açıkça İmamoğlu’nun olduğunu gösteriyor.

Aksini kimse iddia edemez sanırım.

Yani Yüksel Arslan’ın Mansur Yavaş’la ilişkisini bilenler aksini iddia edemez diyecektim, eksik oldu!

Bu açıklamanın üzerine Sayın Yavaş hemen kucaklıyor klavyeyi ve yazıp yazıştırıyor dikkatleri üzerinden atmak için.

Şöyle diyor Mansur Bey:

‘Kamuoyunun dikkatine:

Bağımsız Milletvekili Sayın Arslan’ın bu açıklamalarını ve yayınladığı metni onaylamadığımın bilinmesini isterim.

Ayrıca iyi bilinmelidir ki bu tür açıklamalar benim siyaset tarzıma uymamaktadır.

Kendisine tavsiyem bu twiti silmesidir.’

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ı gerçekten tebrik etmek lazım.

Öyle bir kurgu üzerinde çalışmış ve uygulama makamına koymuş ki hem çamur atıyor hem de kendine set çekiyor.

Üstelik rakibini millete değil, özdeşleştiği partisine yem etmeye çalışıyor.

Çok iyi biliyor ki İmamoğlu yazıp çizdiği senaryolarla millet tarafından alaşağı edilmez.

Ancak ve ancak Genel Merkez menşeili dikteler onu yıldırıp varması gerektiği yerden alıkoyar.

Bunu anladık.

Fakat anlayamadığım şey tam olarak şu:

Mansur Yavaş’a örtülü olarak bu desteği kim veriyor?

Hırs küpü Kemal Kılıçdaroğlu mu, Uslu çocuk Özgür Özel mi yoksa karnından hesaplı Meral Akşener mi?

Hepsine birer parça pay ayırıp ihtimal seviyesini eşit tutuyorum desem inanır mısınız?

Belki siz de benim gibi düşünüyorsunuz.

Çünkü böyle düşünmemek elde değil.

Kılıçdaroğlu ile İmamoğlu baba-oğul idi sonrası malûm, baba çocuğu evlatlıktan reddetti.

Akşener ve Ekrem Bey abla-kardeş gibiydi akabinde aralarına kara kedi girdi.

Özel ve İBB Başkanı’nın akıbeti ise tam bir muamma… Birbirini çok iyi tanıyan iki yabancı misali.

Hâl böyleyken düşman kesin şudur diyebilmek bir hayli güç.

Gerçi ne fark eder ki?

Amaç tek, niyet belli değil mi?

Çelmeyi ha Ahmet takmış, ha Mehmet.

Kol kola yürüseler ve aynı yolu tepseler bile hedefe ilerlerken her yol mübahtır bunlar için.

Bakınız dostlar hatırlatmak isterim:

‘Bu güruh ülke yönetmeye talip!’

Evet evet, ülkenin âli menfaatlerini koruyup kollamaya namzet! (Yersen tabii!)

Bunlar terörist başının maşasına her fırsatta selam gönderip, şehit cenazesinde gözyaşı dökecek kadar iki yüzlü.

Askerimizi ve dahi polisimizi şehit eden kanı bozuklara methiyeler düzen arsızları sanatçı diye onur konuğu yapacak kadar bir hiç bunlar.

Kendi aralarında birbirlerinin yüzlerine karşı ‘tu kaka’ demişler ne olacak ki, hiçbir kıymeti harbiyesi yok.

Adamlar da gelenek çünkü dost(!) harcamak.

Şaşırmayalım, ama neler olduğunu da bilelim.

Selâmetle…