Ziya Uysal

Ziya Uysal

DÜNYA İNSANİ ZİRVESİNİN ARDINDAN

DÜNYA İNSANİ ZİRVESİNİN ARDINDAN

BM Teşkilatı’nın ilk kez yaptığı bu toplantıya ev sahipliği yapmamız bizim için önemlidir. Hiç olmazsa Suriye, Irak, Afganistan gibi birçok kardeş ülkede yaşanmakta olan insanlık dramını dünya gündeminden düşürmemiş olduk. Müslüman olmayanların içinde de, vicdanı çıkarlarından daha önde gelen çok sayıda insan vardır. Zirvede dile getirilen dilek ve temenniler, bilhassa alınan kararlar, inşallah bu salonlarda kalmaz, hayata geçer.          

Göklerde ne var, yerde ne varsa Allah’ındır. Gökler ve yeryüzü de Allah’ındır. Nerede, ne varsa hepsi Ona aittir, mülk Allah’ındır. O, yeryüzünü bütün insanlığın istifadesine vermiştir. Öyleyse yeryüzünün her yanı, bütün insanların ortak kullanım alanıdır.

Bu durumda göçmenlerin Eğe ve Akdeniz üzerinden Avrupa’ya ve dünyanın başka yerlerine gitmesine engel olma hakkımız yoktur. Ayrıca bunun, Suriye tarafında bir güvenli bölge oluşturma çabalarımızı baltalayacağı da açıktır. Çünkü biz bu şekilde batıya olan mülteci akınını önlüyoruz. Bu durumda batı, Suriye tarafında oluşturmak istediğimiz güvenli bölge çabalarımızı desteklemeye kendini mecbur hissetmeyecektir. Biz bu güvenli bölge konusunda batının desteğini, vicdanına hitap ederek alamayız. Ancak bizdeki gibi onların kapısına da aşırı sayıda mülteci yığılırsa, çözüm için çabalamaya onlar da mecbur kalacaktır.   

Biz asıl mültecilerin denizlerde boğulmasına engel olmalıyız, batıya gitmelerine değil. Göçmen kuşlara bile engel olmazken, insanlara niçin engel oluyoruz? AB ile yaptığımız bu mülteci anlaşması da hiç adil değil. Ağalar vasıflı olanları alacaklar, diğerleri kalacak. Üstelik de 72 şartları daha varmış beyefendilerin, vay babam vay! Sayın Cumhurbaşkanımızın söylediği çok yerinde bir sözdür: “Üç milyar Euroları da, vize muafiyetleri de onların olsun, herkes kendi yoluna.” AB henüz bize tam üyelik vermemişken, tam üye ülkelerin iç işlerine karıştığı gibi bizim iç işlerimize de karışmasına izin vermemeliyiz. 

AB ülkelerine karşı vize uygulamasını biz de acilen geri getirmeliyiz. Onlar bizimkine karıştıkça biz de onların iç işlerine karışmalıyız. Biz de onların bize göre eksik ve yanlış olan uygulamalarını, onların bize yaptığı gibi sürekli eleştirmeliyiz. Bilhassa Arapça ve İngilizce yayın yapan radyo ve Tv. Programlarıyla batının art niyetini ve kirli oyunlarını, ırkçı, çıkarcı, fitneci ve bağnaz hallerini kibarca açık etmeliyiz. Bu konuda sinema filmleri yapmalıyız. Sürekli savunmada olmak, bizi edilgen durumda tutuyor ve onlara fırsat veriyor, yeter artık!

Ticaret ve iş ilişkilerimizi bozmadan, zıtlaşmadan, batıya olan bağımlılığımızı gün geçtikçe azaltmalıyız. Batının terörizme ve bölücülüğe verdiği desteği daha somut delillerle ortaya koymalı ve mukabelede bulunmalıyız. Yüce Türk Milleti olarak, onurumuzun rencide edilmesine izin vermemeliyiz. Buna yeltenenleri de yaptığına pişman etmeliyiz. Başını dik tutan herkese selam olsun.

Ülkemizdeki Suriyeli ve Iraklı kardeşlerimize çok özel, Arapça yayınlarımız olmalıdır. Ama bu yayınları öyle hazırlamalıyız ki bu sayede onlar, aralarına fitne sokan ülkeleri de, kapıdan kovan ülkeleri de onlardan bir aileyi bile almayan Müslüman ülkeleri de iyice tanımalılar. Bu arada Türkiye’nin kendileri için yaptığı büyük fedakarlığı, gösterdiği kardeşçe yakınlığı ve sonuçta Türkiye’nin farkını çok iyi anlamalılar.   

Aksi halde bu gün çilesini biz çekeriz, yarın meyvesini batılılar toplar. Hatta bu batı onları bize düşman bile edebilir. Biliyoruz ki fitnecilik, batının en mahir olduğu alandır. Osmanlı’nın yaşadıklarını unutmamalıyız. Öyle bir durumda Suriyeli ve Iraklı kardeşlerimiz için gösterdiğimiz bunca fedakarlık, milli çıkarlarımız bakımından boşa gider.

Örneğin bu batılılar, Suriyelilerin Türkiye’de başına gelen üzücü bazı münferit ve sıradan hadiseleri abartarak, hem onların, hem de dünyanın kafasında öyle kötü bir Türkiye imajı yaratır ki, biz neye uğradığımızı şaşırırız. Tarih tekerrür eder, üzülmekten öteye geçemeyiz. Allah’a emanet olunuz.   

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Ziya Uysal Arşivi

SAPMA

16 Eylül 2019 Pazartesi 00:01
SON YAZILAR