FUTBOL MU KURGU MU?
Bu hafta itibariyle gördük ki Türkiye’de futbol bir tiyatrodan ibaret. Sıralamaya karar verilmiş, kimlerin Avrupa’ya gideceği, kimlerin küme düşeceği çoktan belli olmuş. Sanki sonunu bildiğimiz bir filmi izler gibiyiz.
Maalesef hem Türkiye Kupası’nda hem Süper Lig’de yapılmaya çalışılan “ince ayarlamalar” Türk futbolunun kalitesini düşürmekten başka bir işe yaramıyor. Artık yayıncı kuruluş mu bahis oranları mı veya başka sebeplerden mi bilinmez, hep adı belli takımların başarısının önünü açma güdüsü devam ettiği sürece futbolumuz anca yerinde sayar. Hatta geriye gidiş olması daha muhtemeldir.
Olayın bir de sosyolojik boyutu var. Futbol, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de büyük kitlelere hitap ediyor. Bir taraftarlık kültürü, aidiyet kavramı var. VAR sisteminin de uygulanmaya başlanmasıyla, daha da sık tartışılmaya başlanan hakem kararları artık taraftar tarafından bir dayatma olarak algılanmaya başlandı. Bu algılamalar giderek futbol kamuoyunu, taraftarları kutuplaştırarak nefreti körükler hale geldi.
Daha da vahim bir durum şu ki takımlar ve taraftarlar sportif başarının yalnızca sahada elde edilebileceğine artık inanmıyorlar. Hakları olanı alabilmek için saha dışında da mücadele vermek gerektiği konusunda herkes hemfikir. Maçtan sonra Konyaspor yönetimi tarafından yapılan açıklama da bunun bir yansıması olarak karşımıza çıkmıştır. Kimse adalete inanmıyorsa sorun var demektir. Bunların üstünü örterek, görmemezlikten gelerek hiçbir yere varamayız. Yabancı sınırını tartışacağımıza bu konulara eğilmek ve çözüm üretmek elzem hale gelmiştir. Ümit ederim ki, Türk futbolunu yönetenler de durumun farkındadır.
Tüm bunlar bir yana, maça gelecek olursak Yeni Malatyaspor benim için çok büyük bir hayal kırıklığı oldu. Maç öncesi fikirlerimiz rakibin de başarılı bir takım olduğu, hocasının da taktiksel olarak yaratıcı olduğu, hayallerimiz ise dengeli ve güzel bir maç izleyeceğimiz yönündeydi. Hayallerimiz ne yazık ki yerle yeksan oldu. Erol Hoca bu mu taktiğin? Yapabileceğin bu kadar mı? Oyunu sürekli duraklat, oyunu topa ne kadar geç sokarsan o kadar iyi. Kusura bakmayın oyun taktiğiniz buysa, siz Konyaspor’dan korkmuşsunuz, rakibiniz karşısında kendinize güvenmemişsiniz demektir. Keşke çıkıp adam gibi oynasaydınız, güzel bir oyun seyretseydik de siz kazansaydınız. Kaldı ki bunu yapabilecek bir gücünüz de vardı. Bu maç sonunda iyice anlaşılmıştır ki ligde Aykut Hoca ile boy ölçüşebilecek bir hoca yok varsa bile bu hoca Erol Hoca değil.
Biraz da iğneyi kendimize batıralım. Hem bireysel, hem takım halinde performans düşüklüğü göze çarptı. İniş çıkışlar yaşanması olağandır. Oyuncuların ve takımın toparlanacağına inanıyorum. Bazı oyuncuların eksikliği bu maçta daha fazla dikkat çekti. Belki bireysel hatalar da etkili oldu. Biz yine de oyuncularımızı yerden yere vurmayı bırakalım. Kendi kendimize takım kurup takım dağıtmayalım. Bu haftanın en önemli kaybedeni yine taraftarımız oldu. Bu kadar önemli, altı puanlık tabir edilen ve pazar günü oynanan bir maçta katılım gerçekten azdı. Maç esnasında yaşanan gerginlikler ve taşkınlıklar da tuzu biberi oldu. Konya halkına soruyorum; bugün değilse ne zaman? Bugün takıma destek olmayanın ne eleştiri yapmaya hakkı olur ne de ileride yaşayacağımız sevinçlere ortak olmaya. Hala, ligi güzel bir yerde bitirme ihtimalimiz hatta bu yıl Avrupa görme ihtimalimiz yüksek ancak, bir an evvel toparlanıp o taraftar ruhunu yeniden yakalamamız gerekiyor.
Daha güzel günlerde buluşmak dileğiyle.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.