Gazetecisin, Ara Bul!
Başkalarının ne tür gündemleri var bunu çok iyi bilmiyorum ama kendime ait bir ajanda içinde kendi gündemimi takip ediyorum.
Gazetemiz okurları da bunu çok iyi fark etmişlerdir.
Geçtiğimiz hafta peş peşe 3 haberle Konya’nın sağlık sorunlarını gündeme taşıdık.
Bunlardan ilki biraz üzücü bir haberdi.
Aslında sevindirici yanları da vardı bu haberin.
Numune Hastanesi için plansız projesiz, seçim öncesi ihaleye çıkan zevatn hatalarının Konya2yı içine soktuğu zor durumdan kurtaracak bir gelişmeyi haberleştirmiştik.
Hemen ardından kapanan Nakiboğlu Bilgi Hastanesi’nin Karatay Belediyesi’ne ait binasının Numune Hastanesi’ne devredileceğini, gerekli tadilat çalışmalarının ardından halen Beyhekim’de faaliyet gösteren hastane birimlerinin bu binaya taşınacağını haber yaptık.
Haftanın kapanışını ise elbette Bahri Dağdaş uluslararası Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü arazisinden Konya Şehir Hastanesi’ne tahsis edilen 965 bin m2’lik alanla ilgili haber oluşturdu.
Doğrusu sadece konuyla ilgili milletvekilimiz Dr. Mustafa Baloğlu’nun açıklamasını yayınlamakla yetinemedik.
Devir şartlarını araştırarak yazdık aynı gün.
Bu üç konunun da Konya’daki sağlık sektörünün, özellikle kamu hastanelerinin en önemli sorunları arasında yer aldığını söylemeliyiz.
Bu sorunları takip eden ise sadece Baloğlu.
Diğer vekillerimizin bu takipteki katkı payını bilmiyoruz elbette.
Şehir Hastanesi konusunda ise Vali Muammer Erol ile Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek’in de birebir takipleri olduğunu önceden öğrenmiş ve yazmıştık.
Hem Vali Erol hem de Başkan Akyürek bu konuda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatları doğrultusunda işlerin hızlandırılmasını temin etmişlerdi.
Diğer yandan enstitü arazisinin devri konusunda yazıklananların da olduğunu biliyoruz.
Hastanenin bu alana taşınması hususnu Konya kamuoyuna ilk duyuran kişi olarak bu projeye ilk olumsuz tepkinin haberimizden tam 1.5 ay sonra, Ziraat Mühendisleri Odası Konya Şubesi’nden geldiğini de hatırlıyoruz.
Her şey olup bittikten sonra tepki göstermenin anlamını da size bırakıyorum.
Bana kalırsa, Almanlar’ın Konya’da kurduğu ilk tarımsal eğitim işletmelerinden olan alanın “tarımsal arazi” sıfatıyla değil, tarihsel nitelik bakımından korunmasını istemek daha doğru ve yerinde olurdu!
Diğer yandan bölgede rant kaygısı sebebiyle bu tür bir değişikliğe gidildiğini iddia edenler de bulunuyor.
Bu iddia sahiplerine her seferinde aynı çağrıda bulunuyoruz: Varsa bir belge ve bilginiz, ulaştırın bize!
Verdikleri cevap ise şu: Gazetecisin, ara bul!
Bu durumda bir “la havle…” çekip “Olmayan şeyi aratmanın, kafa karıştırmanın bir yolu da bu olsa gerek” diye düşünüyoruz.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.