KIBRIS TÜRK’TÜR, TÜRK KALACAKTIR!
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Dr. Fazıl Küçük ve Rauf Denktaş’ın kemiklerini sızlatan açıklamalar yapmaya devam ediyor.
14 yıl Lefkoşe Türk Kesiminde Belediye Başkanlığı yapan Akıncı, Kıbrıs’ta yapılan mücadeleyi, barış Harekatlarını, Rumların ENOSİS sevdalarını, zulümlerini, Başpiskopos Makarios ve Nikos Sampson’un EOKA ile Kıbrıs’ı Yunanistan’a ilhak çalışmalarının tamamını bilmiyormuş gibi konuşuyor!
1947 doğumlu Akıncı, Kıbrıs’ın çektiği bütün sıkıntıları, yıkıntıları, tedhiş hareketlerini, katliamlarını görmezden gelen açıklamalarıyla infial yaratıyor!
Kıbrıs’ın 4. Cumhurbaşkanı olan Akıncı, KKTC’de 26 Nisan 2020’de yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminde yeniden aday olduğunu açıklarken, bazı konulardan rahatsızmış!
Kıbrıs Türk’tür Türk kalacaktır sözüne takmış!
Bu sözün 1950’li yıllardan kaldığını söylüyor.
Hayırdır! Kıbrıs’ın Türk olduğundan, Türk kalacağından şüphen mi var?
Bedenin KKTC’de olsa da, aklın, fikrin, ruhun Kıbrıs Rum kesiminde mi, Yunanistan mı , yoksa İngiltere’ de mi, birde onu söyle, sende kurtul, bizde kurtulalım Akıncı!
Bu adanın tamamı yüzyıllarca Türk toprağıydı!
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, seni Lefkoşe Belediye Başkanı yaptı.
1991-2009 yılları arasında Milletvekili yaptı.
1999-2001 yılları arasında Başbakan Yardımcılığı ve Turizm Bakanlığı görevlerine getirdi.
2015 yılında bağımsızdan da olsa Cumhurbaşkanlığı makamına getirdi!
Sen istesen de, istemesen de…
Kabul etsen de, etmesen de…
Kıbrıs Türk’tür, Türk kalacaktır Akıncı!
DENKTAŞ’IN DEĞİL, MAKARİOS’UN İZİNDEN GİDİYORSUN!
Akıncı, ben bağımsız, kardeşçe ilişkiler istiyorum diyor demesine de…
Senin kardeşin kim?
Güney Kıbrıs’ta ki Rumlar mı?
Adayı ilhak etmekten zerrece vazgeçmeyen Yunanlılar mı?
Yoksa, İngilizler mi?
Diyorsun ki;
Tek çözüm federal bir çatı altında yeniden birleşmek!
Sen bu birleşme hikayesini yaşamadın mı?
Makarios’un Cumhurbaşkanı, Dr. Fazıl Küçük’ün Cumhurbaşkanı Yardımcısı olduğu, 1974 öncesi Kıbrıs’ta bu çatı yaşayabildi mi?
Kıbrıs’ın Ankara tarafından yutulabileceğini de söylemişsin!
Sen Türkiye ile Kıbrıs Rum kesimini ve Yunanistan’ı karıştırdın herhalde Akncı!
Yutmayı önce Makarios denedi! Sonra Nikos Sampson! ENOSİS’i gerçekleştiremediler. Yutamadılar.
Sen Denktaşın ve Dr. Fazıl Küçük’ün izinden değil, Makarios ve Nikos Sampsonun izinden gidiyorsun belli!
Belki üzüleceksin amma, yinede hatırlatalım. Kıbrıs Barış Harekatı, ne Makarios bıraktı, ne Nikos Sampson, ne de Yunanistan Hükümeti!
O günlerin şahidi olduğundan ciddi şüphelerimiz var! Hiçbir şey hatırlamıyor musun?
Yada hatırlamak işine mi gelmiyor? Beşparmak dağlarına çıkan tankları, teslim olan, kaçacak yer arayan Rumları da mı hatırlamıyorsun?
Ya Türk Mukavemet teşkilatının paramparça ettiği Rum hayallerini hiç mi duymadın?
YAZIK AKINCI! GİTTİĞİN YOL, YOL DEĞİL!
Kıbrıs’ı yutmak isteyenin onlarca yıldan beri Yunanistan olduğunu ne çabuk unuttun Akıncı?
Türkiye, üzerine titrediği, uğruna Kıbrıslı kardeşlerimizle birlikte şehitler verdiği Kıbrıs’ı neden yutsun? Yazık Akıncı yazık! Gittiğin yol, yol değil!
Yutma konusunda mahir olan,
Aynı Pitona benzeyen bir dünya ülke varken,
Türkiye yavruvatan diye üzerine titrediği KKTC’ye böyle bir şey neden yapsın?
Aklını kim karıştırdı böyle?
Kıbrıs’ın Türkiye’nin bir ili haline geleceği neden seni bu kadar çok endişelendirdi?
Kıbrıs üzerine hayalleri, hedefleri, planları ve düşünceleri olan o kadar çok devlet var ki…
Sen bunları bilmiyorsun ve tehdit olarak sadece Türkiye’yi görüyorsun öyle mi?
Güldürme adamı Akıncı! Bu dediklerine kargalar bile güler!
SEN KİM, TAYFUR SÖKMEN OLMAK KİM?
Sonra demişsin ki, AB içinde birleşik Kıbrıs olmalı!
Baş üstüne, başka emrin var mı Akıncı?
Birleşik Kıbrıs’ın, senin devletinin sonu demek olduğunu anlamıyorsun demek ki…
Sen, Kıbrıs Barış Harekatı öncesinde ve sonrasında yaşananlar sırasında neredeydin?
Atina’da mı?
Yoksa Londra’da mı?
KKTC sana güvenip, dünya kadar görev vermedi mi?
Güvendiğimiz dağlara kar yağdıranı, yağdırdığı karlarla ve yaslandığı dağlarla bırakıp gitmesini de biliriz Akıncı!
Sonra yine demişsin ki,
İçişlerinde bağımsız, dış ilişkilerde Suriye'deki Fransız mandasına bağlı Hatay Devleti'nin 1939'da referandumla Türkiye'ye bağlanmasını kabul eden Cumhurbaşkanı Tayfur Sökmen'e atıfla "İkinci bir Tayfur Sökmen olmayacağım!
Sen kim, Tayfur Sökmen olmak kim?
Sen istesen de Tayfur Sökmen olamazsın ki…Rahmetli öz be öz Türk evladıydı…
Hatay’ın Fransızlar tarafından yutulacağını gördü ve Mustafa Kemal’in dahiyane planıyla, Hatay’ın referandumla Türkiye’ye bağlanmasında önemli bir rol oynadı. Hatay’ın kahramanı oldu.
Sana gelince, senin endişen ne Yunanistan, ne de İngiltere! Senin endişen Türkiye!
Kıbrıs’ın kahraman evlatları olan Dr. Fazıl Küçük ve Rauf Denktaş, sen böyle konuşasın diye mi, Kıbrıs’ı vatan yaptılar?
SEN BOYUNDURUĞUN NE OLDUĞUNU DA BİLMİYORSUN!
Yunan gazeteleri, Mustafa Akıncı’nın cesur açıklamaları demişler! Mustafa Akıncı Türkiye’nin boyunduruğu altında olmayı kabul etmediklerini ilan etti demişler!
Bravo Akıncı!
1974’de, Türk ordusu Kıbrıs’ı işgal etmedi, Rum ve Yunan boyunduruğundan kurtardı!
Demek ki sen, Rumların boyunduruğu altında olmaktan, yaşamaktan son derece mesut ve bahtiyarmışsın!
Bu boyunduruktan kurtulmayı bir türlü içine sindirememiş olacaksın ki, birleşik Kıbrıs’la o boyunduruğa talipsin!
Ah, Akıncı ah!
İşgal ve boyunduruk, senin hayranlık duyduğun Yunanlıların ve İngilizlerin işi!
Sen de kalkmış Türk boyunduruğu altında olmayı kabul etmiyoruz diye açıklama yapıyorsun!
Pes doğrusu!
Yunan gazetelerine manşet olunca, övülünce, sırtın sıvazlanınca boyun bir karış büyümüştür artık!
Özellikle, İngiliz gazetesi The Guardian’a yaptığın açıklamalardan sonra da, başın göğe ermiştir!
Allah sana akıl fikir, Kıbrıs Türkü kardeşlerimize de sabır versin inşallah!
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.