MASKE, KADINLARIN MAKYAJINI, ERKEKLERİN FİYAKASINI MI BOZUYOR?
Sağlık Bakanımız ve Bilim Kurulu Üyelerimiz, Korona tedbirleri çerçevesinde uyulması gereken tedbirleri her Allah’ın günü bıkmadan usanmadan tekrarlamışlar, korkulanın olmaması için Korona tehdidinin geçmediğini anlatmaya çalışmışlardı.
Biz, “Maske kadınların makyajını, erkeklerin fiyakasını bozuyor” dedik, takmadık!
Mesafeye; “Bundan böyle elimizde metreyle gezecekmişiz” diye kulp taktık, sıfırladık!
“Hijyen eşittir kolonya, sonra sabun, sonra dezenfektanmış” diye dalga geçtik!
Söylenilen kurallara, ya hiç uymadık! Ya uyar gibi yaptık! Bazılarımızda zevahiri kurtarmaya çalıştı!
Bunları gören Korona ne mi söyledi?
Benim bir yere gittiğim falan yok!
O sizin hüsnü kuruntunuz!
Hem sizi neden terk edeyim ki…
Şurada güzel güzel geçinip gidiyoruz!
Baktım şöyle bir halinize…
Herkes dışarı atmış kendini, hava güzel, bunalan sıkılan aramadığın kadar!
Maskeler fora!
Mesafe, tam da bulaştırma mesafesi!
Hijyen deseniz evlere şenlik!
Anlayacağınız, vaziyet tam benlik!
“SİZ DE ÇOK KORKAKMIŞSINIZ CANIM!”
Anlaşılan o ki, biz evlerde neden kaldığımızı pek iyi anlayamadık. Günlerimiz isyanla, neden ve niçin sorularını sormakla geçti ki, yine “Bize bişicik olmaz” noktasına döndük!
“Siz de çok korkakmışsınız canım!” diyenlerin yakınlarını ve dostlarını kendileriyle birlikte tehlikenin içine çektiği günler tekrar en başa döndü!
Korona’nın aldığı canları bir anda unuttuk!
Koro halinde neler mi diyoruz?
Korona mı kaldı arkadaş?
Bitti işte!
Korona varda biz mi görmedik?
Her yer açık!
İsteyen istediği yere gitmiyor mu?
Daha ne?
Yok korona geri gelirmiş, yok mutasyon geçirirmiş, yok ikinci dalgaymış!
İşimiz gücümüz kendi kendimizi korkutmak olmuş!
Bozmayın havamızı, dokunmayın keyfimize!
Korona yok oradaymış, yok buradaymış, yok artmış, yalan abi, yeminle yalan!
İtalya’da, Fransa’da, İspanya’da bir başına dolaşıyor işte!
Geçenlerde, tatil yapmaya, Brezilya’ya gitmiş!
ESKİ ALIŞKANLARIMIZA GERİ DÖNDÜK AMMA!
Eski alışkanlıklarına çarçabuk geri dönen mahalleli ablalar, teyzeler, kadınlar, sokakta yan yana, mesafeyi sıfırlayacak bir şekilde, istisnasız herkes maskesiz olarak oturmaya başladılar.
Geçtiğimiz Çarşamba sonrası, Perşembe günü, herkes attı kendini dışarıya. Şehrin her tarafında bu manzaraları görebilirsiniz! Büyük çoğunluğu, yaşları 65 yaş ve üstü olan kadınlar, sanki günlerdir evde duranlar onlar değillermiş gibi, anında unuttular her şeyi.
Korona gitti, geri gelmez artık dediler,
Maske bunalttı, nefes filan alamaz olduk maske takmakta ne oluyor deyiverdiler!
Oturdular daha önce oturdukları, toplandıkları apartmanların, evlerin önüne, başladılar kadın kadına yarenliğe…Nede olsa dünya kadar konuşacak mevzu birikmişti!
Gelen oturdu, gelen oturdu, bir anda en az altı-yedi kadın apartmanın girişinde başladılar derin sohbete.
Saatlerce yerlerinden kalkmadılar.
Aynı buluşma, ertesi günde devam etti, daha ertesi günde, sonrasında da…
Bu kadınların kızları, gelinleri, damatları, oğulları ve torunları da bu arada onları ziyarete geldiler.
Allah etmeye, aralarına Korona girdiyse ne olur, düşünmek dahi istemiyorum!
KORONA TARAMALARI VE TESTLERİ MAHALLE ARALARINA İNMEDEN OLMAYACAK!
Şehrimizin en zayıf noktalarından biri kadınların şehrin her tarafında apartman önü, kamelya içi, bir araya gelme alışkanlıklarına hasret kaldıkları ve açıklarını kapatmaya, hız kesmeden devam etmeleri.
Korona bitmiş canım, herkes öyle söylüyor, yoksa, niye herkesi serbest bıraksınlar cümlesi herkesin dilinde.
Anlaşılan o ki, vatandaşımıza Korona konusundaki hassasiyetleri pekte iyi anlatamamışız gibi görünüyor. Ya da ne söyleseniz kâr etmiyor! Taramaların acilen mahalle aralarına kadar inmesi gerekiyor. Hem de hiç vakit geçirmeden! Korona bu kalabalıkları ve tedbirsizlikleri ziyaret etmişse, Pandemi Hastanesi olarak ilan edilen hastanelerimizde de, maazallah boş yatak kalmayabilir!
MASKE TAKAN YOKTU, MASKEYİ TAKAN DA!
Erkeklere gelince, erkeklerin maske takanları, ya çenesinin altına indirdi maskeyi, ya da koydu cebine ne olur ne olmaz diye…
Caddelerde, maske takanlar daha ziyade 65 yaş ve üstü insanlardı. Gençlerin kiminde vardı, kiminde yoktu. Birinde vardı, diğeri bileğine dolamış bir şekilde insanların arasından yürüdü geçti.
Şehrin içindeki bürolarda, işletmelerde maske takan yoktu, maskeyi takan da! Hani maskeniz diyene, cebinden çıkarıp, işte maskem dercesine gösterenler vardı.
Korona, söz verdi bize uğramayacak diye espri dahi yapılıyordu.
Böylesi kritik bir dönemde, ne asker uğurlamadan vazgeçtik, ne taziye çadırlarına gitmekten, ne de söz merasimlerine, nişan törenlerine, düğünlere iştirak etmekten!
NEDENSE ÜÇ AY ÖNCESİNE DÖNMEK GİBİ ÇILGINCA BİR ÇABAMIZ VAR!
Koronanın kalabalıkları sevdiğini bildiğimiz halde, vakaları artırmak konusunda elimizden gelen her şeyi yapıyormuş gibi bir görüntü vermemiz hiç hoş olmadı!
Korona ile yapılan mücadele sonrasında, binli rakamların altına düşen, hatta sekizyüzlü rakamlara gerileyen vaka sayıları, yeni normalle birlikte aşırı rehavete kapılmanın ne kadar yanlış olduğunu gösterdi. Vaka sayısı bin beş yüzü aştı.
Bütün bunlara rağmen, Koronayı da, tedbirleri de fazla abarttılar diyenlerimiz halen konuşmaya devam ediyorlar!
Üç ay öncesine dönmek gibi, çılgınca bir çaba içine girmenin faturası inşallah ağır olmaz!
“DALGALI DENİZDE LİMANA YANAŞMAYA ÇALIŞAN GEMİ GİBİYİZ!”
Sağlık Bakanımız Fahrettin Koca, “Dalgalı denizde limana yanaşmaya çalışan gemi gibiyiz.” diyor, Deniz bitti, kara göründü diye ekliyor.
Onu ne kadar dinliyoruz?
Dinleme konumuz bayağı bir tartışmalı!
Korona bu saatten sonra bize hiçbir şey yapamaz diyenler her yerdeler! Eski günlerimize nasıl geri döneriz hesabı yapanların niyeti, Korona yasaklarına çok fazla kafayı takmamak!
Kendi icat ettikleri ve uygulamaya koydukları gerekçeleri ise “üfürükten teyyare” babında.
Maskeni tak diyenlere, maske bizi bunaltıyor, evde unuttum, faydasına inanmadığım için cebimde taşıyorum diyorlar!
Maske takmazsanız, sosyal mesafeyi ayarlamazsanız, hijyen şartlarına uymazsanız,
Pozitif vakalar çoğalır demedi mi Sağlık Bakanımız?
Kim dinledi?
Dinleyen olmadığı içindir ki, vaka sayıları korkutucu bir şekilde arttı, şehrimizde de artmış görünüyor. Artık, bir an önce, kendimize gelmemiz ve tehlikenin farkına varmamız gerekiyor!
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.