"Muhtelif Cami ve Kur'an Kursları"
Mehmet Görmez'in Diyanet İşleri Başkanlığı döneminde hazırlanan hutbeler, cami cemaatinin daha bir ilgisini çekiyor ve gündem oluşturuyordu. Çünkü hutbeler daha bir özenle hazırlanıyordu. Görmez zamanında dikkat çeken bir başka husus, cuma namazından sonra yardım toplanmasına bir sınırlama getirilmesi olmuştu. Camilerde kolay kolay para toplanmıyordu. Görmez’in ardından Başkanlığa oturan Sayın Ali Erbaş döneminde hazırlanan hutbeler ise çok ilgi çekmez oldu. Çünkü okunan hutbeler, Görmez öncesini andırmaya başladı. Yine Sayın Ali Erbaş ile birlikte camilerde yeniden para toplanır oldu. Demek ki her başkanın öncelikleri farklı olabiliyor.
Cuma namazının ardından değişik adlar altında toplanan yardımların en dikkat çekeni ve en sık yapılanı “Yapımı devam etmekte olan muhtelif cami ve Kur’an Kursları inşaatlarına yardım toplanacaktır.” duyurusu. Cami, Kur’an Kursları buna bir de İmam Hatip okullarını ekleyelim. Bunlar dindar ve mütedeyyin insanların yumuşak karnıdır. Çok yakın zamanlara gelinceye kadar devlet bu kurumlara soğuk bakmış, yapımına öncülük yapmamıştır. Nereye bir cami, Kur’an Kursu ve İHL yapılması gerekiyorsa vatandaş bunu boynunun borcu bilmiş, toplanan yardımlar ve yardımseverlerin katkılarıyla bu kurumlara ait inşaatlar yapılmıştır. İhtiyaç olursa bizim insanımız bugün de bu dini kurumları yapar, devlete teslim eder.
Camilerde cami ve Kuran Kurslarına yardım toplanırken cami ve Kur'an Kursu adı zikredilmeyip "muhtelif" dendiğine göre demek ki birden çok yerde cami ve Kur'an Kursu yapımı devam etmektedir. Diyanetin 2019 istatistiğine göre Türkiye'de 84 bin 684 cami var. Nüfusu 83 milyon olan Türkiye'de yaşayan herkesi Müslüman kabul eder, çoluk çocuk herkesin camiye gittiği farz edilirse 980 kişiye bir cami düşüyor. Belli muhitlerde bulunan bazı camiler dışında çoğu camilerimizde cemaat yoğunluğu yok denecek kadar az. Nüfus yoğunluğu ve imara açılan yeni yerleşim yerleri dikkate alınırsa yeni camilere ihtiyaç olabilir diyelim.
Burada üzerinde durulması gereken yeni Kur'an Kursuna ihtiyaç var mı? Bildiğim kadarıyla 8 yıllık zorunlu öğretimle birlikte Kur'an Kursları bir darbe yedi. 12 yıllık zorunlu öğretimle beraber kapanmanın eşiğine geldi. Doluluk oranı yüzde yüze yakın Kur'an Kursları 4-6 yaş arasındaki çocuklara hitap eden kurslardır. Diğer Kur'an Kursu binaları yılda iki ay, yaz dönemi hariç öğrenci bulamıyor. Hafızlık yapan az sayıda Kur'an Kursunun dışında çoğu Kur'an Kursu atıl durumda. Yeni Kurs binası yapmaktansa öncelikle bu binaları değerlendirmek gerekir diye düşünüyorum. Hatta yeni kurs binası yapmaktansa beş vakit namazın dışında camiler kurs binası olarak kullanılabilir. Camilere masa, sandalye konamaz denirse müftülük talep ettiği takdirde Milli Eğitime bağlı okullarda da kurs açılabiliyor.
Anlatmak istediğim başta Diyanet olmak üzere dindar ve mütedeyyin insanlar hem cami hem de Kur'an kursu binası inşaatı yapma konusunda biraz soluklanmalılar, müteahhitlik işlerini terk etmeliler. Mevcut cami ve Kur'an Kurslarından azami ölçüde faydalanma yoluna gitmeliler. Aynı muhitteki bir cami ve Kur'an Kursu doldurulmadan yakın mesafeye ihtiyaç var diye cami ve Kur'an Kursu yapılmamalıdır.
Bazılarınız bana kızacaktır ama yürüme mesafesinde birbirine yakın o kadar cami var ki hepsinin cemaatini toplasanız bir camiyi doldurmaz. Kur'an Kursları hakeza. Ben bu durumu israf olarak görüyorum. Lütfen israf deyince aklımıza sadece ekmek israfı gelmesin. Haddinden fazla cami ve Kur'an Kursu yapılması da bir o kadar israftır. Diyanetin ve taşra teşkilatlarının cami ve kurs yapımında mutlaka bir planlama yapması uygun olacaktır diye düşünüyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.