NORMAL GÜNLER YÜZÜNÜ GÖSTERDİ
Hiç kimse halinden memnun değil.
İnsanlar yeteri kadar şükür de etmiyor.
Hep şikâyet, hep şikâyet.
Olağanüstü hallerden geçtiğimizi bilmiyorlarmış gibi, her şeyden bir memnuniyetsizlik çıkarıyorlar.
Kimse kendilerinden daha kötü durumda olanları görmek istemiyor.
İnsan olarak, tabi ki her zaman her şeyin daha iyisini isteyeceğiz.
Bu bizim hakkımız.
Ama, aza kanaat etmeyenin de çoğu bulamayacağını unutmamalıyız.
Böyle durumlarda, herkeste bir uzmanlaşma merakı başlıyor.
Herkes ahkâm kesiyor.
Kimse “bu konu benim uzmanlık alanım değil" demiyor.
Muhalifi de, muvafığı da yetkililere saydırma derdinde.
Unutmayın. Apartmana seçtiğiniz yöneticiye bile bu kadar hesap soramazsınız.
Kural şu:
Güvenmediğinize yetki vermeyeceksiniz. Yetki verdiğinize de güveneceksiniz.
Çünkü “ben senin kestiğini yerim” diyerek yetki veriyorsunuz.
Sonunda, demokrasinin gereği, önünüze sandığı koyarlar.
Yani son sözü sandık söyler. Yani biz söyleriz. Öyleyse telaşa ne gerek var?
Bu günler de geçer.
Kara gün kararıp kalmaz.
Her gecenin sonu aydınlıktır.
Millet olarak ne sıkıntılı günlerden geçtik. Ne badireler atlattık. Bu günler de geçecektir. Yeter ki bir olalım, beraber olalım.
Ayrımız gayrımız olmasın. Millet olmanın bilinci içinde olursak, aşılmayacak hiç bir engel yoktur.
Nitekim normalleşme sinyalleri verildi. Yavaş-yavaş eski normal günlere döneceğiz.
İnsanoğlu ne acıları unutmadı ki? Bu günleri de unutacağız.
Ama siz, dünyanın gıpta ile baktığı kriz yönetimini eleştirmekten zevk alıyorsanız, size de engel olan yok.
Ama saygıyı elden bırakmadan yapın bunu da.
Demokratik kurallar içinde.
Yani yalan, iftira ve hakaret olmadan, herkesin sınırsız eleştiri yapma hakkı vardır.
Korona’sız günler diliyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.