PİRUS ZAFERİ
Ender Bilgin: Para atışı yapıldı, kale belirlendi. Önce kimin penaltı vuruşunu yapacağı belirlendi. İlk vuruş Atiker Konyaspor’un. 55. finalde bakalım denge bozulacak mı? Hora topun gerisinde, Hora vurdu topu ağlara yolladı. Bu akşam ilk kez gol dedik. Emre Belezoğlu geliyor şimdi, bakalım burada senaryo nasıl olacak. Emre; Emre, Serkan ile topu ayrı köşelere yolladı. Bajıc, Bajıc vurdu skoru 2-1 yaptı penaltı vuruşlarında. Şimdi Epureanu geliyor Başakşehir’de, Serkan kalede; Epureanu ve Serkan, Serkan çıkardı.
Erman Toroğlu: Çok kötü vurdu.
Erman Toroğlu: Vukoviç genelde kalecinin soluna vuruyor.
Ender Bilgin: Vukoviç, Vukoviç 3-1 yaptı skoru penaltı vuruşlarında. Serkan dikkatli, Cengiz Ünder direğe nişanladı.
Erman Toroğlu: Niye acele ediyor yav! Hayret bir şey…
Ender Bilgin: Konya tribünlerinde büyük coşku var. Üçüncü penaltı vuruşları sonunda Atiker Konyaspor 3-1 önde.
Erman Toroğlu: Attı mı bitiyor dimi? Atarsa bitiyor.
Ender Bilgin: Skubic topun gerisinde, Skubiç vee goool. Atiker Konyaspor Ziraat Türkiye Kupası’nın sahibi, muazzam bir sevinç var.
Erman Toroğlu: Allah
Ender Bilgin: Herkes sahada, Atiker Konyaspor 55. Ziraat Türkiye Kupası’nın sahibi, bütün tribünler aşağıya indi.
Erman Toroğlu: Normal, bu sevinci hak ettiler.
Ender Bilgin: Saha ana baba günü, Skubic topu böyle yolladı ağlara; Penaltı vuruşlarında Başakşehir’e 4-1 üstünlük sağlayan Atiker Konyaspor 55. Ziraat Türkiye Kupası’nın sahibi oldu.
*****
Kulağa ne kadar da hoş geliyor değil mi? Masal tadında diyebilirim. Rakip yine Başakşehir’di bu sefer pek de o masal tadını yakalayamadan sahadan mağlubiyetle ayrılan taraf oluyoruz. Daha genel bir ifadeyle sekiz haftadır kazanamıyoruz. Haliyle herkes gerildi. Kimi acımasızca eleştirirken kimi sadece savunuyor. Kimi verdiği kombine parasına hayıflanırken kimi işinden gücünden çoluk çocuğundan feragat ederek deplasmana gidiyor. Kimi hoca istifa etsin derken kimi Ali Turan’a, Yatabare'ye, Jahovic'e giydiriyor.
Sosyal ağlara girdiğiniz anda ortalık Konyaspor adına yangın yeri oldu. Tabi, iki ay önce bu takım şampiyonluk yarışı için burnunu potaya sokmuştu. En kötü ihtimalle Avrupa olacaktı. Ama bir gerçek vardı ki; bu çıtayı biz yükselttik, yükselttiğimiz çıtanın altında da şimdi ezilmeye başlıyoruz. Aykut Hoca her zaman temkinliydi ve ben böyle bir vaat de ağzından duymadım. Lig bizim için bitti. Daha doğrusu ben ligi kafamda bundan yedi hafta önce evimizde Malatya ile berabere kaldığımız maçta bitirmiştim ki önsezim beni yine yanıltmadı.
Bundan sonrası için ortamı çok germenin pek de anlamı olduğunu düşünmüyorum. Elbette gelecek sezon için radikal bazı değişimler olacak, rotasyon yapılacak. Kimi futbolcu ile yollar ayrılırken kimisine de kucak açılacak. Şuan için olabildiğince keyif alarak ligi kabul edilebilir bir yerde tamamlayarak şükretmesini de bilmek gerekiyor. Herkes her şeyi yazıyor, çiziyor. Zaten kulüp de yeterince bilgi paylaşımı yapıyor.
Bunların ötesinde içinde bulunduğumuz sürecin önünü arkasını düşününce ben Pirus Zaferi’ni anımsıyorum. Pirus Zaferi, yıkıcı büyüklükte kayıplar pahasına kazanılan bir zaferdir. Kazanılan zaferin verilen kayıplardan sonra anlamsız hale gelmesini ifade eder. M.Ö.280 ve M.Ö.279 yıllarında Grek kolonisi Tarentum Kralı Pirus Roma'ya saldırır ve ne pahasına olursa olsun savaşı kazanmak için her şeyini feda eder. Sonunda Pirus, savaşı kazanır; ancak 50 filin desteklediği ordusunun tamamını da kaybeder. Savaşı kazanmıştır ama yanında koskoca ordudan arta kalan üç beş sefilden fazlası kalmamıştır. Pirus’un bu zaferin ardından “Tanrım, bir daha böyle bir zafer verme” dediği söylenir. Pirus Zaferi aslında yenilmeye mahkûm galibiyetleri anlatmak için kullanılır. Bu olaya atfen, benzer şekilde kazanılan savaşlara Pirus Zaferi denir. Gel gör ki kupayı aldığımızdan bu yana gülmeyen yüzümüzü görünce insanın aklına her şey geliyor.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.