Ramazan-ı Şerifden çıkarken
Bismillâhirrahmânirrahim.
Hanelerimize huzur, sofralarımıza bereket, bizlere küçük bir çocuğun oyun oynarken yaşadığı sevinci yaşatan Ramazan-ı Şerifi uğurluyoruz. İşlerimiz, derslerimiz, sınavlarımız ve siyasi bir takım olaylarla ibadette gevşek davranıp Ramazan-ı Şerifi hakkı ile eda edemedik.
Biz Müslümanların geçici gündemlerle, işimiz de okulumuzda vs yaşadığımız olaylarla günlerimizi boşa geçirmek gibi bir hatası olmamalıdır. Belki Ramazan-ı Şerifi başından itibaren hakkı ile eda edemedik. Hiçbir şey için geç kalmış değiliz. Rabbimizin bizlere bahşettiği ömrümüz devam etmektedir.
Efendimiz aleyhisselatü vesselam hadisi şeriflerinde şöyle buyurmaktadır; “Bu (Ramazan ayının) ayın başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da cehennemden kurtuluştur.” (İbn-i Huzeyme(3/191, hadis no:1887)
Yine Efendimiz aleyhisselatü vesselam bir hadisi şerifinde şöyle buyurmuşlardır; Efendimiz aleyhisselatü vesselam bir keresinde minbere çıkarken, her adımda "âmin" dedi: Bir adım çıktı, "âmin..."; bir adım daha çıktı, "âmin..."; bir adım daha çıktı, "âmin..."
Hutbesi bittikten sonra: "Yâ Rasûlallah! Minbere çıktığınız zaman 'âmin' dediniz, her adımınızda bunu neden söylediniz?" diyerek sebebini sordular.
Efendimiz aleyhisselatü vesselam da şöyle buyurdular; "Cebrail (as): 'Ramazana eriştiği halde bir insan, buna Ramazanın feyzinden, bereketinden istifade edememiş, Ramazan gelmiş geçmiş de hâlâ Allah'ın mağfiret ettiği bir kul olamamışsa, Allah'ın affını, mağfiretini kazanamamışsa; yazıklar olsun o kula!.. Burnu yerde sürtsün!' diye dua etti. Ben de ona âmin dedim.”( Buharî, el-edebu’l-müfred- 1419/1998)
Bu hadisi şeriflerden alacağımız dersler şunlardır; Allah Teâlâ ve Tekaddes Hazretleri kullarına öyle merhametlidir ki onları bağışlamak, onları affetmek için böyle eşi benzeri olmayan bir nimet vermiştir.
İlk hadisi şerifte efendimiz Ramazan-ı şerifin sonu cehennemden kurtuluş buyurmaktadır. Bu bizler için büyük bir hediyedir ve fakat ikinci hadiste affı ve mağfireti kazanamayan kişiye bir dua vardır.
Anlamamız gereken bu ayda kazanmak, ahirete sermaye hazırlamak çok kolaydır. Rabbimiz bu ay bir yaptığımıza sınırsız karşılıklar vereceğini vadetmiştir. Şayet yerimizden kalkmazsak bu ayın diğer aylardan farkı olmazsa bizler için hüsran olacaktır.
“Bir daha ki sene Ramazan-ı Şerifi hakkı ile eda ederim” gibi bir düşünceye kapılmamalıyız bu Ramazan son Ramazanımız olabilir.
Efendimiz aleyhisselatü vesselam hadisi şeriflerinde şöyle buyurmuştur; "Siz Kadir Gecesi'ni ramazanın son on günü içerisindeki tek rakamlı gecelerde arayınız." (Buhârî, Leyletü'l-Kadir, 3; Müslim, Sıyam, 216)
Kadir gecesine ulaşırsak o gecede Rabbimizden ne isteyeceğimizi nasıl dua edeceğimizi yine aleyhisselatü vesselam Efendimizden öğrenmekteyiz; “Hz. Aişe (R.a) validemiz demiştir ki; Efendimiz aleyhisselatü vesselam’a: "Ey Allah'ın Rasûlü! Kadir Gecesi'ne rastlarsam nasıl dua edeyim?" diye sordum. Efendimiz aleyhisselatü vesselam ’da: "Allahümme inneke afüvvün tühıbbü'l-afve fa'fu annî: Allah'ım sen çok affedicisin, affı seversin, beni affet." diye dua et, buyurdu. (Tecrîd-i Sarih Tercemesi, VI/314).
Allah Teâlâ ve Tekaddes Hazretleri bizleri cehennemden kurtulmuş kulları arasına dâhil eylesin.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.