Ramazan-ı Şeriften sonra
Bismillâhirrahmânirrahim.
Allah Teâlâ ve Tekaddes Hazretlerine malumatı adedince hamd-ü senalar olsun ki bizleri Ramazan-ı Şerife ulaştırdı. Ömrümüz yetecek olursa bayram etmeyi de nasip edecek.
Müslümanlık belirli gece, gün, hafta ve aya mahsus bir şey değildir. Allah Teâlâ ve Tekaddes Hazretleri bizlerden İslam dinini bütün bir hayatımızda ve bütün zamanlarımızda yaşamamızı istemektedir. Bizler de bu doğrultuda elimizden geldiği kadar Rabbimizin gönderdiği dine yine o dini doğru ve en güzel şekilde yaşamamız için gönderdiği Resulü Ekrem Efendimize uymakla yükümlüyüz.
Ramazan- şerifin peşinden Efendimiz aleyhisselatü vesselam ne yapardı? Hangi nafilelere devam ederdi? Ümmetine ne gibi tavsiyeleri oldu bunlara bakacağız.
Efendimiz aleyhisselatü vesselam hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmaktadırlar; "Kim oruçla geçirdiği Ramazan ayından sonraki Şevvâl ayında altı gün oruç tutarsa, bütün seneyi oruçla geçirmiş gibi olur!." (Müslim, Ṣıyam, 204; İbni Mace, Sıyam: 33)
Rabbimize hamd olsun ki Ramazan-ı şerifi oruçlu olarak tamamladık. Şimdi Efendimiz aleyhisselatü vesselamın bizlere ahiret sermayesi olarak sunduğu şevval ayından da 6 gün oruç tutarsak bütün bir seneyi oruçlu geçirmiş gibi büyük bir mükâfata erişmiş olacağız.
Ramazan-ı Şerifte bu 6 gün orucunu tutmaya niyet alalım. Şevval ayında bu orucu tutmaya önceden niyet alanlarla ilgili ilk dönem âlimlerimiz “ bu amel ve bu amele niyet kişinin Ramazan-ı Şerifi hakkıyla tutuğuna işarettir” demişlerdir.
Şevval ayında tutulacak 6 gün oruç için peş peşe tutmak gibi bir zorunluluk yoktur. İstenilen günlerde sıralı olmaksızın tutulabilir. Âcizane tavsiyem ay dört hafta olması sebebi ile Pazartesi-Perşembe oruçlarına devam ederek bu 6 günlük oruç kolayca tamamlanabilir. Burada diğer bir kazancımızda Pazartesi-Perşembe orucunun da mükâfatına erişmek olacaktır.
Efendimiz aleyhisselatü vesselam hadis-i şeriflerinde Pazartesi-Perşembe orucu ile alakalı şöyle buyurmaktadırlar; "Ameller, Cenab-ı Hakk'a pazartesi-perşembe günleri arz olunurlar. Ben istedim ki Cenab-ı Allah'a amelim arz olunurken oruçlu olayım."( Tirmizi, Savm, 44; Nesai, Sıyam, 70)
Başka bir hadis-i şerif de Efendimiz aleyhisselatü vesselam şöyle buyurmaktadırlar; "O gün(Pazartesi), benim doğduğum, peygamber olduğum (veya bana vahiy geldiği) gündür." (Müslim, Sıyâm 197, 198)
Efendimiz aleyhisselatü vesselam ile alakalı olan her şey bizler için çok değerli ve önemlidir. Bizler bu dünya hayatında nakıs ve noksan yaptığımız amellerle Rabbimizin vaadi olan cenneti kazanmamız mümkün değildir. Bizler Efendimiz aleyhisselatü vesselama olan muhabbetimizle ve Rabbimizin lütfu ile ancak cenneti kazanabiliriz.
Yazıma Abdülaziz Bekkine hazretlerinin şu sözü ile son vereyim; Neyin ki Resulullah (s.a.v.) ile münasebeti var, ona muhabbet imandandır…
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.