SAĞLIKTA ELİMİZ NE KADAR CEBİMİZDE?
Efendim, annesi Türk olan ve İsveç’te yaşayan kas hastası bir çocuk tedavisinde gerekli ilacı İsveç hükümeti karşılamayınca ülkemize gelmiş, annesi üzerinden vatandaşlık hakkı kazanmış ve ilaçlarına kavuşmuş. (Prof. Dr. Aydın Topaloğlu’nun Meclis Araştırma Komisyonu’nda yaptığı konuşmadan 21 Haziran 2019 tarihinde Sabah Gazetesi Günaydın ekinde Sn.Mevlüt Tezel tarafından yazılmış yazıdan alıntıdır) Gayri safi milli hasıla sıralamasında 2018 yılı itibariyle kişi başı 58345 dolar ile on ikinci sıradaki İsveç sosyal güvenlik kuruluşunun karşılamadığı tedavi giderini 11114 dolar ile atmış sekizinci sıradaki ülkemiz karşılamış. Devletimizin cömertliği ne güzel.
Devletimiz bazı zorunlu hallerde de daha cömert olmalı bence. Diyelim kalp spazmı geçirdiniz, anjio yapıldı ve stent takılması gerekiyor; stent başı 1300-1900 lira bedel sizi bekliyor. Solunum sıkıntınız var ve oksijen konsantratörü kullanmanız zorunlu; 1500 lira kadar bir bedel cebinizden çıkacak. İşitme cihazı mı rapor edildi, 1000 lira kadarını siz karşılayacaksınız. Gözlük mü lâzım, üç yılda bir çerçeve, numaralarınız 0.5 değişti ise daha erken cam hakkı veriyor sosyal güvenlik kurumu, sorun çerçeve için 37 lira 80 kuruş, cam için ortalama 10 lira alabiliyorsunuz devletimizden. 18 yaş altı çocuklarda ortodonti (çene ve diş bozuklukları) tedavisi gerekirse resmi kurumlarda yaptırabilirsiniz ancak başlangıç için 1300-1500 liralık malzeme alıp gitmelisiniz. Ağzınızda diş eksikliği mi var? Güncel tedavi kemik implantları maalesef ödenmiyor. Tıbbi anomali gibi durumlarda her çene için dört implantı rapor varsa karşılıyor devletimiz ancak implant başı doksan liraya implant yaptırmak değil ağzınızda tespit yaptırmak mümkün ancak. Ağız hijyen bozukluğu ve diş eksiği nedenli beslenme sorunları bir çok hastalığa ve beslenme yetersizliğine neden olacaktır kuşkusuz; bu durumda ilacınızı ödüyor devletimiz.
Sağlıkta çok şey değişti. Artık 18 yaş altı tüm vatandaşlarımız sosyal güvenlik şemsiyesi altında. Doğum sonu hastanede rehin kalmalar çook gerilerde kaldı. Ambulans hizmetlerinde çağ atladık. Özel hastanelerden ve özel hastanelerden eksiği olmayan modern devlet hastanelerinden hizmet alabiliyoruz. Aile hekimliği sistemi devrede ve her vatandaşın aile hekimi var. İlaç bedelleri yıllar öncesine kıyasla çok ucuzladı. Laboratuvar tetkikleri nedeniyle devletimiz şişirilmiş faturalar ödemiyor artık zira çoğu tetkik muayene bedeline dahil. Vatandaşlarımız dünyanın hemen hiçbir ülkesinde olmayan özgürlüklere sahip. Avustralya’da yaşayan bir hemşire arkadaşımız hamileliği süresince sadece doğum öncesi kadın hastalıkları ve doğum uzmanına ulaşabilmesine şaşırmıştı haklı olarak. Bizde hastalar bugün A hastanesinin, ertesi gün B hastanesinin, sonraki gün C hastanesinin uzmanına ulaşabilirler. Her hafta başka bir merkezde tetkik yaptırabilirler, gelir düzeyi çok daha yüksek ülkelerin bile izin vermeyeceği kadar tomografi-MR gibi ileri tetkikleri istedikleri zaman yaptırabilirler. Bu aslında sevk zinciri olmamasından kaynaklanıyor ve hekimlerin iş güçlerini gereksiz artırmakla kalmıyor, hastalarımızın da sağlıklarını riske atıyor. Evler artık mini birer eczane. Çok uzmana görünmek çoklu ilaç kullanımı ve çoklu ilaç yan etkisi demek. Devlet Hastanelerinde uzman hekimler artık günde 100-120 hasta bakmak durumunda ve bu rakam biraz da başhekimler baskısıyla giderek artıyor. Sağlık sistemimizin en önemli israf kaynakları sistemsizlik veya sistemin düzgün çalışmamasından kaynaklanıyor. Giderek artan tedavi maliyetleri de sağlıkta giderek elimizi cebimize daha çok atmamıza neden oluyor.
Sosyal güvenlik kurumları dünyanın hemen her ülkesinde sağlık harcamalarında kısıtlama yapmak zorunda kalıyor. Allah dert verip derman aratmasın, sağlığımızı korusun; devlet desteği olmaksızın sağlık sorunlarıyla baş etmek çok zor. Nimetten yararlanalım ama israftan da kaçalım. Gereksiz ilaç kullanımları, gereksiz sağlık harcamalarına neden olmak her şeyden önce kendimize ve ülkemize zarar vermektir. Aile hekimlerinden daha fazla hizmet almalıyız. Devletimizde yukarıda belirttiğim örneklerde olduğu gibi yaşamsal durumlarda ve yaşamı kolaylaştırıcı sağlık ekipmanlarında daha cömert olmalı; vatandaşımızın elini cebine atmasına gerek kalmadan ekipmanların tam bedelini karşılamalı. Mesela ben işitme cihazı raporu olup alamayan, ağzında diş kalmayan ancak tedavisini yaptıramayan vatandaşlarımızı tanıyorum. Hepinize sağlıklı günler diliyorum. Saygı ile.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.