SANATÇI ARIYORUZ GÜREŞÇİ DEĞİL
Konyaspor fikstürde gireceği zorlu haftalar öncesi nefes alma adına mutlak suretle kazanmak zorunda olduğu Rize maçında gülen taraf oldu. Rize takımı bireysel özellikleri fazla olan oyunculardan kurulu, takım olgusundan uzak bir anlayışa rağmen hızlı kontraya çıkıp, sahayı dikine hızlı kat edip sonuca gitmek isteyen bir ekip. Defansta verdikleri S.O.S’ler ise attıkları golleri önemsiz hale getiriyor. Zaten bir takımın çapına göre, attığı golden az puanı var ise o takımın defansı tartışmaya açık bile değildir.
Konyaspor karşılaşmanın hemen başında bulduğu gol ve ilk 30 dakika sergilediği oyunu izleyen herkes bu maçta, öyle yada böyle takımın puan kaybetmeyeceğini düşünmüştür. Rize takımının ilk ciddi atağının direkten dönmesi Rizespor’u cesaretlendirdi, umutlandırdı ve baskı yapmasını sağladı. Forvet orjinli sağ bek Mehmet Akyüz’ün ileri çıkması ve soldan da özgür ve İsmail’in bindirmeleriyle bunalan ekibimizde, Skubic ve Dauglas’ın da o dakikalarda çıkamamasını sağladı. 5 dakikalık bunaltma sonucunda bireysel bir hatadan Rize ekibi golle buluştu. Golden sonra baskı yapan Rize’nin son paslarda akılcı davranmaması işimize geldi ve ikinci yarıda ayaklarımız yere daha sağlam bastı. Bajic bizi şaşırtmaya devam ediyor. Bir bakıyorsunuz saç baş yolduruyor bir bakıyorsunuz bu maçtaki gibi usta işi bir gol vuruşu yapmasıyla dengeyi bozuyor. Övünelim mi eleştirelim mi, anlamak güç. Yalnız genel manada özellikle bu sezon başarılı diyebiliriz. Gelecek sezon daha başarılı olacaktır.
Değişiklikleri değerlendirmek gerekirse Aykut hocanın ileride topu tutma adına Rangelov hamlesi yerindeydi. 65. dakikan sonra orta alanların çabuk geçilmesi, skorun da yakalanmasıyla Amir tercihi yerindeydi. Bu dakikada skor yakalanmasa oyuna Fofana ve Hora’nın girmesi sürpriz olmazdı. Rize’nin son bölümde neredeyse 4 forvetle saldırmasından bir kaza golü olmaması adına hem de süreye oynama adına Can Demir’in girişi isabetliydi.
Belki klasik olacak ama fikstürde zorlu haftalar öncesi oyunun çok da önemli olmadığı, skorun ön planda olduğu bir maçtı. Geçtiğimiz hafta da söylediğim gibi Konyaspor’un direkt olarak oynayabilecek 2 transfer daha yapması şart görünüyor.
Konyaspor bu maçı belki kazanmış olabilir ancak takımın özellikle hücum yaparken ağladığını görmek zor olmasa gerek. Diğer taraftan da takımın özellikle kanatlarda hızlı oyuncuları olmasına karşın hızlı kontraya çıkamaması adına ne derseniz deyin, takımda oyun içi bir beyin ya da sniper ya da 10 numara olmadığını ve mutlaka bu bölgeye oyuncu alınması gerektiğini gösteriyor.
Sonuç olarak; ligde Beşiktaş deplasmanı ile başlayıp Fenerbahçe karşılaşmasına kadar birbirinden zorlu maçlara çıkacak takımımız 3 puan ile ayrılması ne kadar önemli ise bu zorlu maçlardan en az hasarla ayrılmak o kadar önemli. Bu maçta bir defa daha gördük ki topla güreşen değil ona şekil veren oyuncuya ihtiyacımız var. Ömer Ali’nin pozisyonunda ( bu hafta birçok maçta yaşanan tartışmalı pozisyonlardan dolayı ) penaltı olması ve hakemin vermemesi yine video hakem uygulamasını göz önüne getirse de ülkemizde bu uygulama ile maçların 120 dakikaya kadar çıkabileceğini ve ülkemizde çok başarılı olamayacağını düşünüyorum. Tartışmalı pozisyonları değerlendiren hakemleri değerlendiren programlar çıkması söz konusu olacaktır.
Maçın sözü; Ligin en çok gol yiyen takımına karşı bile pozisyon bulmada sıkıntı çekiliyorsa eğer, yönetim topa şekil verecek sanatçıyı son güne bırakıp 3 kuruş karın peşine düşmemeli.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.