Bir seçim sürecini daha geride bıraktık. İktidarlar, muhalefetler, partiler, gerekli gereksiz tartışmalar… Her şeyin değişeceğini umut ediyorum. Bu süreçte pek çok ekonomik ve sosyolojik açıdan yıprandığımızı söylemek mümkün. Peki, nerede bir acımız olursa olsun orada bir olmadık mı? Enkazda, yangında hangi acımız olursa olsun a partisi b partisi omuz omuza gelmedi mi? Bu milletin çatısı bir olduğu sürece diyeceğim şu ki biz bir olmayı her zaman başarırız.

Bu sistemde her seçim başka isimler yer alacak, başka isimler yer edinecek. Bu seçimler her insanı, ortamı etkilemeye mecbur bırakır. Bu ortamı saadet içinde tutacak bir husus varsa o da adalettir. Bu kavram bütün insanlığa gerek olduğunu söyleyebilirim. Bunların yanı sıra biz vatandaşlar olarak birbirimize muhtacız. Birlikte alışverişlerimiz, bayramlarımız ve selamlaşmalarımız hiçbir zaman bitmeyecek. Bütün partiler değişecek yerlerini yenileri alacak. Bu süreçte kırgınlıkların yanı sıra insanlığımız bize kalmalı. Ne yaşıyor ya da yaşamıyorsak bu seçimde bize kalacak.

Geçmiş seçim süreçlerine göre kaygılarımız, travmalarımız elbette olacak. Ama birbirimize dost olmayı unutmamamız gerekiyor. Deprem günü tanımadan tuttuğumuz eller, yangınlarda tanımadan elinden su içtiğimiz insanların güzel yürekleri her zaman bizimle birlikte olacak. Bu yaşadığımız günleri unutmayarak yeni seçim sonuçlarını bütün görüşler olarak kabullenmeliyiz. Biz insanoğlu birbirine kardeş gibi küsüp küsüp yeniden barışacağız. Ama bunun sonucunda birbirimizde derin yaralar açmamamız gerekiyor.

Sevdiğimiz insanlar ile elbette siyaseti tartışacak ve üzerinde yorumlar yapacağız. Bunun önüne geçmek değil mümkün, talep bile edilemez. Fakat işin sonunda saygı kazanacaksa… Saygının olmadığı yerde ne sevgi yeşerir ne de kendisini belli eder. Karşınızdaki insanları hatalarıyla, doğrularıyla, günah ve sevaplarıyla birer insan olduğunu unutmadan iletişiminize devam etmelisiniz.

Hiçbir insanoğlunun ne duygu ile hareket ettiğini onun kendisi için ne düşündüğünü bilemeyiz. Bu durumda kavgasız gürültüsüz bir gelecek bırakmak için çalışmalıyız. Zıt görüşlerimize rağmen, bir olma duygusunu içimizden kaybetmemeli her partinin her görüşünde bekasının vatana yönelik olduğunu bilmeliyiz. Elbette sandığın içindeki çürükleri görmezden gelmek mümkün değil. Fakat bu tip insanlar, görüşler emin olun bugün isim değiştirerek yarın ise şekil değiştirerek karşımıza çıkmaya devam edecektir.

Farklılıklarımıza rağmen güzel bir millet olduğumuzu bilmeli buna da mümkün mertebe saygı göstermeliyiz. Kimse kimse ile günü gününe bir arada olmak zorunda değil. Bunun sınırını ayarlayabilmeli ve biz olmanın asıl gayesini özümsemeliyiz.