Üniversitemizde seçimle ilgili birçok yazılarıma karşı değişik boyutlarda karşılıktan anlaşılan insanımız kendini ilgilendiren konulara ilgisiz değil. Gelen tepkilerin çoğunluğu tercihinde projelerden ziyade Tahir Hoca-Mustafa Hoca rekabetinden haz almak veya tef çalmak arzusu var gibi görülüyor. Bu noktada Üniversite ve Konya’mız için faydalı olacak sürecin yolunun nasıl açılacağını bu süreçte insana yakışanın doğruluk, ilkellik, faydalılık ve nezaket olduğunu vurgulamak istiyorum.    

Türk insanı birbiri ile uğraşmayı pek seviyor. Yani en büyük derdimiz uzlaşma kültürümüzün toplumu ayakta tutacak seviyede olmayışıdır. İnsanı insana kırdırma, uğraştırma, aşağılatma, saf dışı bıraktırmayı seviyoruz. Hiç itiraz etmeyelim bu tarih boyunca böyle olmuştur. Rektörlük seçimleri için de söylenecek şey Mustafa Şahin taraftarı gözüken arkadaşlarımızdan gelen tepkilere bakılırsa bir kısmının gerçekten ŞAHİN’i sevdiği anlaşılsa da çoğunluğunun daha çok ortalık karıştırmaya yönelik tepkiler verdiğidir.

Bu tepkilerin temelinde Tahir Hoca lehine kanaat verilmesinden kaynaklanan ALGI OPERASYONU ile kendilerinde psikolojik bir baskı hissetmeleri olsa gerek. Tekraren ve üzerine basarak söylüyorum ki yöre MİLLETVEKİLİ VE DE BİR BAŞBAKAN’ın şehri ile ilgili bir konuda birisi hakkında tercih hakkını kullanması neden yadırganıyor. İlaveten üniversitemizin başına DEVLET KUŞU konmasına neden tepki gösteriliyor. Bu tercihe karşı çıkanlar ya Devlet fırsatı nedir bilmiyor ya da bir çekinceleri var.

Bu süreçte ve ileride, hiçbir kimse bizim çalışmamıza, adam gibi adam yetiştirmemize, kişisel haklarımıza, özel hayatımıza, aklımıza ve beynimize karışmıyor. Aksine daha iyi, bağımsız-bağlantısız, ilimli-bilimli, haklarını almış araştırmacı olmanın yolu açılıyor, bunun için de aranızdan biri ile daha iyi anlaşırım diyor.

Olay TAHİR YÜKSEK-MUSTAFA ŞAHİN rekabetinden öte bir şey ki, bunu ortaya koyanlar masum duygulara hitap ederek, bunların sırtından da hükümet karşıtlığını körüklüyor. Bu nedenle de maksatlı bir karşıtlığı körükleyenlere alet olma yerine bu tercihi onaylayarak, ÜNİVERSİTE-YÖK-HÜKÜMET bağını güçlendirmeyi deneyelim. Bu bir siyasi parti tercihi veya ideoloji tayini ya da çok da anlamlı olmayan değerleri savunma bahanesiyle ayrışma süreci değil, aksine daha çok bir araya gelme, organik bir bağ kurma uygulamasıdır.

Buradan bilim, kişisel onur, üniversite, akademik ortam, özgürlük, dünya görüşü, inanç gibi kavramların karşılığının olmadığını veya anlamsız olduğu ifade ettiğim itirazı gelebilir. Bunlar anlamsız demiyorum aksine bu değerler silsilesinin korunması ve yücelmesi daha uyumlu bir ortamda gerçekleşir diyorum.

Benim tercihim uzun yıllardır taviz vermeden savunduğum değerler, devlet anlayışım ve siyasi cephem nedeniyle Başbakanımızın onayını aldığına inandığım Tahir Hoca’dan yana olacaktır. Mustafa Hoca’nın siyasi cephesine ve ideolojisine laf edenlere karşı çıkar bunlara da fitneciler derim. Mustafa Hoca kendi özel tercihini yapmış ısrarlara rağmen adaylığını sürdürmektedir ve sorumlusu da kendisidir.

Konu ile ilgili olarak AK Parti İl Başkanı Musa Arat’ın beyanını acemice, anlamsız ve zamansız buluyorum. Musa Başkan bu açıklama için onay almış mıdır? Almamış ise bu bir siyasi gaftır, almış ise eminim böyle almamıştır ve süreci de iyi yönetmemiştir. Siyaset böyle bir şey işte; çoğu zaman günü kurtarmaya çalışır, derine ve detaya inmez. Musa Başkan’ın böyle bir ortamda açıklama yapmasını doğru bulmuyorum.