Güzel mutlu sağlıklı huzurlu ve hayırlı bir hafta dileklerimizle yeni haftaya başlıyoruz.

Lafı uzatmadan sizlerden gelenlerle hemen yazımıza başlayalım.

ŞENOL METİN BEY’İN NOTU

Geçtiğimiz haftalarda Selçuk Üniversitesinden bir hocamızın bize gönderdiği uzunca bir metnin bir kısmını sizlerle paylaşmıştık. Geçtiğimiz hafta o konunun muhatabı olduğunu öğrendiğim Şenol Metin Bey de oldukça uzun bir yazı döşenmiş. Bu konuyu basınla paylaşanlar ve takıp edenler biliyordur. Yeni baştan ısıtıp ısıtıp gündeme getirmenin bir anlamı yok. Şenol Bey’in metninden bir parçayı paylaşarak konunun diğer cephesini de merak eden okurlarımız öğrensin diyoruz;

“Uğur Bey; Şehirde saygı duyduğum bir gazeteci olarak keşke yazınız ile ilgili bir de beni arayıp sorsa idiniz. İsmimizin geçtiği bir metin için konunun aslı nedir diye sorabilse idiniz.  O kadarlık hukukumuz var zannediyordum. Neyse...

Hayırlısı;

Konunun geçmişe ait boyutu var bugüne ait boyutu var.

Ama asıl konu kendisine biat etmeyen diz çökmeyen araştırma görevlilerine yönelik mobbingtir. Araştırma görevlilerinin başka bir üniversitede lisansüstü eğitim görmeleri engelliyor, burada yapanlara ise her türlü araç kullanılarak doktora sürecinde mağdur ediliyor. Bu yüzden doktora eğitimini tamamlayamadığı için de gençlerin sözleşmeleri feshediliyor. Yani çocukların ekmekleri ile oynanıyor. Ötesi de var ama neyse.”

SENDİKA DELEGE SEÇİMİNDEN

İÇ KARARTICI GÖRÜNTÜLER

Cumartesi akşamı vakti zamanında telefon numaramızı verdiğimiz bir okurumuz aradı. Uzun uzadıya içerisinde bulunduğu ortamı anlattı. Sonra da durumu videoya çekip gönderdi.

O videodan şöyle bir kare aldık

Durumda bize aktarılanları da şöyle özetliyorlardı;

“Videoda göründüğü gibi belediyeye ait Süleyman Şah Konferans Salonu’nda program olmadığı halde belediye personeline burası verilmiyor. Türk-İş sendikası üyesi personel de delege seçimini çatı arasında ışıksız ortamda seçimi yapmaya mecbur kılınıyor. Belediyenin personeline münasip gördüğü mekan Uğur abi. Bunu haber yaparsanız tüm arkadaşlarımız adına sizlere minnettar kalırız.”

………………..

Estağfurullah biz yeter ki eğer yanlış eksik bir şey varsa onun düzeltilmesi için küçücük bir şeye vesile olabilirsek ne mutlu diyoruz ve konuyu yetkililere iletiyoruz. Çünkü belediye kendi personelini üzmez ise belediyeden çok daha güzel şeyler çıkacağına inanırız.

………………..

BİSİKLET YOLLARINDA

CAN GÜVENLİĞİ İÇİN

BİR ŞEY ÖNEREBİLİR MİYİM?

Konya bisiklet yolları ile Türkiye’nin en uzun bisiklet yoluna sahip güzel bir ilimiz. Son olarak da Uğur Başkan’ın camiye giden on binlerce çocuğa bisiklet hediye etmesi ile şimdi sokaklarda caddelerde on binlerce yeni hem de çocuk bisikletlimiz var. Yani benim hiç zaman inanmadığım “Konya bisiklet yolları ile örnek il” sözü ve açıklamalarında çocuklarımızın da bu bisiklet yollarına katılımı ile bisiklet yolları daha da tehlikeli hale gelmiş durumda.

Geçtiğimiz hafta bir yerde idim.

Burada Belediye bisiklet yollarını bu gördüğünüz şekilde diğer araçlardan korumuş.

Uğur Başkan ve yetkililerden ricam bisiklet yolarımızı özellikle de ana cadde ve yolarda kalan kısımları böyle koruma altına alabilirsek hem bisiklet sürücüleri için hem de normal araç sürücüleri için çok daha rahat bir şey yapılmış olur. Önce can güvenliği değil mi?

İÇİMİZDE YAŞIYORSUN BAŞKANIM (!)

Cumartesi günü bir dostum aşağıdaki şu fotoğrafı çekmiş bize gönderdi.

Bu fotoğrafla dostumuzun ne demek istediğini anlamadım. Anlamayınca tabii ki sordum. Cevap aynen şöyle idi “Abi Ankara yolundaki Birlik Parkı’ndayız. Tahir Başkan’ın resmini ve açıklamasını görünce senin de sevdiğini bildiğim için mutlu ol diye sana gönderdim(!)”

…………

Vallahi siz dost musunuz? Düşman mısınız? Bilmiyorum.

Sağ olun var olun ama! Şimdi bu fotoğrafa ancak şu yazılır “Tahir Başkanım vekil de olsan gitmedin. Sen içimizde yaşıyorsun”…

Yani yalan mı?

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Altın ayarından, çay tavından, adam lafından belli olur.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ? 

Yağmur sonrası göl haline gelen ana cadde ve sokaklardaki bu çirkin görüntülere bir son verebildiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.