Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Prof. Dr. Fikret Akınerdem

10 OCAK VE ZİRAİ ÖĞRETİM (toprak ve su milletin ortak malıdır, keyfiyet yoktur)

10 OCAK VE ZİRAİ ÖĞRETİM (toprak ve su milletin ortak malıdır, keyfiyet yoktur)

İkinci başlığı, bir önceki “Şeker Fabrikalarının Özelleştirilmesi ve Şeker İthalatı” başlıklı yazımın sonundaki cümleyi Duayen rumuzlu okurumun tavsiyesi üzerine aldım. Tarım özel bir alan. Öyle ki yazımın alt başlığına inanacak ve bunu uygulayacak kadar özel bir sektör.

Geçen yıllarda, arabamı kısa süreliğine bir işyerinin önüne park etme mecburiyeti karşısında, üzerinde “mülk Allah’ındır” yazan dükkândan birisinin “burası bana aittir, çek arabanı” sözü karşısında, “burada yazanla sizinki uyuşmuyor” dediğimde önce susan, zorlamayla da olsa rıza gösteren adamın tavrına sevinmiştim. Zor bir durum. Öyle de olsa kabullenmek gerek.

Zirai öğretimin 174. Yılı münasebetiyle ziraatın temsilcilerinden çok mesaj yayınlandı. Gönül isterdi ki bu mesajlara, tüm ülkem veya dünya ülkeleri liderleri tarafından da yayınlansın hatta sırf mesajda kalmayıp tarımı ciddi uygulamalarla ele alınsın isterdim.

Her ne kadar bazıları Osmanlıyı ve uygulamalarını ret etse de, milletimin devamlılığı esası ile olarak birçok eğitim yuvasının kuruluş yılları O döneme dayanır ve anma yıllarında kuruluş dönemleri esas alınır. Aslında zirai eğitim insanın yaratılışından itibaren vardır. Tüm ilahi kitaplarda bazı bitkilere atıfta bulunulması boşuna değildir. Her ülkede zirai öğretimin başlangıcı sembolik kutlamalara konu olur, ülkemde de öyle.

İlk paragrafta da belirttiğim gibi ziraat sıradan bir iş değildir. Defalarca ifade ettiğim gibi “ziraatın devlet olmaya ve devlet kalmaya eşdeğer bir karşılığı vardır”. Öyle ki, hayata başlamanın, hayatta kalmanın, aile olmanın, yurt tutmanın, medeniyetler yapmanın, ordular kurmanın, bağımsız olmanın, kısaca çok şeyin karşılığıdır ziraat. Kim söyleyebilir ki gıdaya kaynak üretmeyen ülkeler tam bağımsızdır. Yurt tutulan, aile ve devlet olunan, medeniyet kurulan, adaleti tesis edilen ve tüm bunların devam ettirildiği yerler ziraata kaynaklık edilen, azından doyulan yerlerdir. Bu tezin birçok haklı gerekçeleri vardır.

Medeniyetin başlangıcı olan dönemlere bakılırsa insanlığın yaptığı ilk figürlerin neredeyse tamamı insan, bitki ve hayvanlara aittir. Her canlı gıdaya muhtaç olsa da, günümüz insanının ilk insan gibi basit gıdalarla yetineceği de söylenemez. Gıdalar giderek çeşitlilik kazanmakta, bu da insanın doyumu için kaliteli ve farklı gıda kaynaklarına ulaşmayı zorunlu kılmaktadır.

Tüm bu gerçekler devamlı büyüyen ve iyi beslenmek isteyen toplumları son zamanlarda temel gıda kaynaklarına ulaşmada kaynakları yoğun kullanmaya zorlamaktadır. Öte yandan üretim için temiz su ve toprak gereklidir, ancak savaşlar, kirli atıklar ve fosil yakıtlar toprak ve su kaynaklarını kirletmektedir. Diğer tarafta emperyalist ülkeler kurdukları sömürü düzenini devam ettirebilmek kaynak kullanımında haksızlık etmekte bunun için de en az kendileri kadar payı olan savunmasız halkları boyun eğmeye, açlığa ve yokluğa mahkûm etmektedirler. Konuyu her nereden alırsak alalım hayat gıdaya, gıda da ziraata yani üretime dayanmaktadır.

Kısıtlı imkânlara rağmen insanını dışarı muhtaç etmemeye çalışan Ülkem için durum çok daha farklıdır. Bu ülke birçok ülkenin umudu, mağdurların sığınma evidir, birçok konuda olduğu gibi gıdada da dışa bağımlı olamaz, olmamalıdır da. Bu gerçek dünyada ülkemi özel bir yere koymakta, bu manada her kesim özellikle de ziraatçılara çok görevler düşmektedir. Genci yaşlısı, zengini fakiri, üreticisi tüketicisi, solcusu sağcısı; kısaca yurdum, vatanım, ailem, sağlığım diyen her insan toprak ve suyu aziz bilmeli; ziraatı varlığın, özgürlüğün ve geleceğin teminatı olarak görmelidir. Özellikle de çiftçisi toprağını milletin ortak malı, kendisinin de emanetçi olduğunu bilmelidir. Bu nedenle de toprak tüm ülkenin ortak değeridir, kullanımı keyfiyete bırakılamaz, herkes tarafından da sahiplenilmelidir.

Toprak vatandır. Toprağı korumak, vatanı korumaktır.

Sağlık ve Devletle, zirai eğitimde nice başarılı yıllara.      

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Prof. Dr. Fikret Akınerdem Arşivi
SON YAZILAR