Başa kakmak
Bismillâhirrahmânirrahim.
Başa kakmak, yapılan bir iyiliği yüze vurup ondan söz etmektir. İslam dininin yasakladığı kötü davranışlardan birisi de başa kakmaktır.
Yapılan iyilik ve yardım hiçbir zaman başa kakılmamalıdır. Böyle yapılan işten hayır ve sevap beklemek, kişinin göle maya çalması kabilinden faydasızdır. Nasıl ki göl maya tutmazsa, yaptığımız iyiliği başa kaktığımız vakitte amel defterimizde bunun karşılığını göremeyiz.
Allah Teâlâ ve Tekkades Hazretleri Kur’an-ı Kerimde Mümin kullarından bahsederken şöyle buyurmaktadır; “Mallarını Allah yolunda harcayan, sonra da harcadıklarının peşinden (bunları) başa kakmayan ve gönül incitmeyenlerin, Rab’leri katında mükâfatları vardır. Onlar için korku yoktur. Onlar üzülmeyeceklerdir de.” (Bakara Suresi 262. Ayet)
Yine Rab Teâlâ Hazretleri bir diğer Ayet-i Kerimede başa kakanın durumunu şu şekilde ifade etmiştir; “Ey iman edenler! Allah’a ve ahiret gününe inanmadığı hâlde insanlara gösteriş olsun diye malını harcayan kimse gibi, sadakalarınızı başa kakmak ve gönül kırmak suretiyle boşa çıkarmayın. Böylesinin durumu, üzerinde biraz toprak bulunan ve maruz kaldığı şiddetli yağmurun kendisini çıplak bıraktığı bir kayanın durumu gibidir. Onlar kazandıklarından hiçbir şey elde edemezler. Allah, kâfirler topluluğunu hidayete erdirmez.”(Bakara Suresi 264. Ayet)
Allah Teâlâ Hazretleri yaptığı iyiliği başa kakmayan kişi için ikramlarını ve mükâfatlarını ilk yazdığımız Ayet-i Kerimede bizlere bildirirken, ikinci Ayet-i Kerimede başa kakmanın Müslüman değil kâfirin yaptığı bir amel olarak nitelendirmiştir.
Efendimiz Aleyhisselatü Vesselam ise Hadis-i Şerifinde şöyle buyurmuştur; "Üç sınıf insan vardır ki Allah Teâlâ kıyamet gününde bunlara iltifat buyurmaz, yüzlerine bakmaz, onları tezkiye etmez, korumaz. Onlar için can yakıcı bir azap vardır. Bunlar: Elbiselerini kibirlenerek yerlerde sürüyen, yaptığı iyiliği başa kakan ve satılık eşyasını yalan yeminle kıymetlendirmeye çalışan kimselerdir. " (Müslim, İman, 171; Ebû Davûd, Libas, 25; Nesâî, Buyû, 5; İbn Hanbel, V, 148, 158)
Yukarıda yazdığımız Ayetler ve Hadis-i Şerif çerçevesinde kişi kardeşine yaptığı bir iyiliği onun yüzüne vurmamalı ve bundan bahis dahi etmemelidir. Günümüzde Müslümanlar bu emirlerin tersine Müslüman kardeşi ile herhangi bir hadise yaşadığında, kendi yaptığı yardım ve fedakârlıkları bir vefâ beklentisi içerisinde kardeşinin başına kakmaktadır.
Bu davranış şekli hem yasaklanmıştır hem de Allah Teâlâ hazretleri tarafından kâfir ahlakı olduğu beyan edilmiştir. Allah Teâlâ ve Tekaddes Hazretleri küfrün bu çeşidi dâhil her türlü nifaktan ve kötü ahlaktan bizleri muhafaza etsin.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.