Seçmen kararını verdi ve seçim sonuçları belli oldu, bundan sonra tek söylenecek şey, vatanımıza, milletimize hayırlı olsun… 

Bu vakitten sonra, seçim zamanı ne konuşuldu, kim kimin için ne dedi gibi sözleri unutmak, dün dünde kaldı bugün için yarın için güzel şeyler konuşmak, paylaşmak zamanıdır.

Şimdi çoğulcu ve özgürlükçü demokratik siyasetin, farklı olanların ve hatta birbirlerine çok zıt olan karşıt görüş sahiplerinin, bir arada yaşamalarını mümkün kılan bir hükümeti oluşturmak zamanıdır.

Bunu geçmişte siyasetçilerimiz defalarca başardı. Başaramadığımız zamanlarda da, ne tür ekonomik ve siyasal krizlere sürüklendiğimizi yine defalarca görmedik mi? 

Biz vatandaş olarak inanıyoruz ki, söz konusu ülkenin menfaati olduğunda tüm siyasiler menfaatleri değil ülkesi için bir araya gelip elini taşın altına koyacaklardır.

3-4 gündür dünya basını Türkiye’deki seçim sonuçlarını ve senaryoları yazıp çiziyorlar. Sizce hangisi bizim ülkemizin istikrarlı büyümesini, savunma sanayisinde kendileri ile rekabet eder pozisyona gelmemizi ister?

O yüzden bizlerde vatandaş olarak aklımızı başımıza almamız gerekmiyor mu? Bazıları dış basında yazan yazıları göstererek, bakın dış basında bizim için böyle diyor konuşmasını bıraksın ve kendi içimizde birlik ve beraberliği konuşsun lütfen.

Nerede ne zaman yabancı ülkeler bizim iyiliğimizi düşündü de bu gün düşünsün…

Tabiki yapılan hizmetler, son 12 yıldaki ilerleme birçoğunu rahatsız etti. Bu ilerleyişe dur demek için seçimde gereken desteği verdi. Ben şu parti 1. Oldu, bu zaferle çıktı, şu kaybetti demek istemiyorum. Her zaman seçim sonuçlarında partiler değil, ülke kazanır yada ülke kaybeder.

Acaba 3. Boğaz Köprüsü’nü, 3. Havalimanını, Kanal İstanbul’u,  Akkuyu Nükleer Enerji Santrali’ni  (4800 MW),  denizin altında 3 katlı tüp geçit ile Türkiye yeni bir çağ atlayacak ve yıllık 50 milyar kazanç sağlayacak durumunu hangi yabancı ister?

Yol demek medeniyet demek, yol demek yaşam demek, yolun gitmediği yer senin değildir. Baktığımızda tüm yollarımız duble yol oldu, yeni otobanlar yeni tüneller ile yolun hem geometrisi düzeltildi hem de yollarımız kısaldı. Bunun ile birlikte taşımacılıktaki zaman ve maliyetler düştü.

Savunma sanayinde 1974 yılında Kıbrıs savaşında Beşparmak dağlarına inen komandolarımızın torba paraşütlerinin ipi bile yurt dışından alınıyordu, silahımız yoktu, o günkü hükümet Libya ile irtibata geçerek gemi dolusu silah gelmesi ile Kıbrıs savaşında zafer kazanıldı.

Şimdi bakıyoruz, çok şükürler olsun kendi silahımızı, uçağımızı, helikopterimizi, tankımızı, savaş gemimizi, füzemizi, insansız uçağımızı, 2023 yılında % 100 kendi ürettiğimiz parça ve yazılım ile elde etmiş olacağız.  Şu anda bunların birçoğunu yapılmış ve yapılıyor durumda. Şimdi size soruyorum, dış ülkelerden ekonomide, savunma sanayinde güçlü olmamızı kim ister?

Yanı başımızdaki Yunanistan, Bulgaristan ikisi de AB üyesi ama durumları ortada. Açık Pazar serbest, kredi destekleri sonsuz buna rağmen batmış bitmiş durumdalar, Allah korusun Türkiye veya Orta doğu Müslüman ülkelerden biri aynı durumda olsa hepsi leş kargaları gibi üzerimize üşüşmezler mi?

Yine diyorum Türkiye’nin kendinden başka dostu yoktur mutlaka vardır ama bize bizim gibi kimse olamaz bunu asla unutmayalım.

Biz bir uçakta yaşıyoruz, uçak düşerken temele sormuşlar sen neden heyecanlanmıyor-korkmuyorsun diye, temelde demiş ki uçak düşerse düşsün bana ne benim malım değil ki. 

Bu vatanın insanlarının tümü 78 milyonu da bu uçak hep göklerde kalmalı ve hep birlikte huzur ile uçmalıyız…