Henüz 30 yaşında, aklı fikri ürettiği ve üreteceği projelerde. Bu delikanlı projeci olduğu kadar sosyal hayatın da içinde. Tüm çalışmalarını önceden bendenizle paylaşır, uygun olanları tartışır veya sormadan hazırladığı projelerin çoğu takdir alır.

Konya Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumunda (IPARD) kıdemli uzman olan Fidan’ımızı, Allah nazardan saklasın, tarım sektöründe geleceğe damga vuracak olan uzmanlardan biri olarak görüyorum. Rabbim bahtını ve yolunu açık, hizmetini bereketli etsin.

Ülkemizin tarım politikaları hep tenkit edilir, bunun için de hep iktidarlar taşlanır. Kısmen de haksız değil vatandaş. Kadroların çoğu eş-dost-akraba yandaşlarıyla doldurulur, buralara gelenlerin çoğu da projelerden bulunduğu makamlarda tutunma gayreti güder, yalakalık veya tavizlerle işi götürmeye çalışır. Öyle de üreticiye, kooperatiflere, birliklere, büyük işletmelere düşen pay yok mu? Elbette var ancak kimse önce “önce başkaları denesin de görelim” diyor. Olan da çiftçiye oluyor. 

Bildiğim birkaç projesinden bir yenisini daha sundu. Projesi kısaca, kırsal kesimlerde süt hayvancılığıyla uğraşan küçük işletmelerin (küçük işletme tanımı projede, belirlenebilir örneğin 10 baş veya 20 baş sağmala kadar hayvanı olan işletmeler gibi) buzağılarının ölüm tehlikesini atlatana kadar 0-2 aylık dönemde hayata geçirilecek buzağı bakım merkezlerinde büyütülmesi olarak tanımlanıyor.

Proje konusu, ülkemizde muhtelif noktalarda, süt hayvancılığı yoğun olarak yapılan aile işletmelerinden, buzağı bakım merkezlerinin oluşturulmasıdır. Küçük ölçekli süt sığırcılığı işletmelerinde doğan buzağılar bu merkezde toplanarak 2 ay boyunca (ölüm riskinin en yüksek olduğu zaman diliminde) veteriner hekim gözetiminde büyütülecektir. Hayvan sahibi buzağısı doğduğunda ağız sütünün verilmesi akabinde buzağısını bu merkezlere sigorta yaptırılarak (buzağı merkezinde buzağının ölmesi riskine karşın) hizmet sözleşme karşılığında teslim edecektir.

2 aylık buzağı büyütme hizmetinin karşılığı olarak herhangi bir ücret ödemeyecek olup sadece buzağılar için bakanlığın ödemiş olduğu buzağı destekleme tutarının büyütme merkezini ödeyecektir. Bu merkezler sayesinde üretici buzağı bakım işiyle uğraşmayıp sadece süt ineklerinin bakımına yoğunlaşmış olacak, buzağı ölümlerinin önüne geçilerek hem üretici hem de ülke ekonomisine katkı sağlanacaktır.

Buzağı ölümleri hayvancılık ekonomisi açısından çok önemli bir yer tutmakta, özellikle aile tipi küçük işletmelerde büyük bir sorun şeklinde görülmektedir. Modern işletmelerde ise bu sorun biraz daha düşüktür. Bilimsel ve ekonomik açıdan bakıldığında buzağı ölümlerinin % 5’ten düşük olması bir işletme için normal kabul edilse de, ülkemizde buzağı ölüm oranları çok yüksektir. Hayvancılıkta istatistiki verileri çok sağlıklı olmadığından, bu oran değişik kaynaklara göre farklılık göstermekle birlikte buzağı ölüm oranının % 10-15 arasında olduğu tahmin edilmektedir. Avrupa ve Amerika’da ise bu oran bazı kaynaklara göre  % 1-2 iken bazı kaynaklarda da % 5’tir.

Ülkemizde, Tarım Bakanlığı verilerine göre yıllık ortalama 500 bin buzağının doğumdan sonra öldüğü belirtilmektedir. Türkiye'de buzağı ölümleri % 2-3'lere düşürülürse hayvan ithalatı yapmayacağımız gibi hayvan ihracatı yapan bir ülke konumuna gelebiliriz. Öyle ise bu durumun önüne geçmek en önemli hedef olarak karşımızda durmaktadır. Bu bağlamda buzağıların sağlıklı bir şekilde yaşatabilmesi, ekonomik bir değere kavuşturulabilmesi hem üreticinin ekonomisi hem de ülkesel et ve süt açığının kapatılması adına çok önemli bir noktadır.

Sevgili Fidan’ımızın projesinin uygulama bulmasını umar, başarılar dilerim.