DİYANET İŞLERİ BAŞKANI NASIL BİRİ OLMALI
Diyanet İşleri Başkanlığı, Başbakana bağlı devletin bir kurumu olmakla birlikte hem kurumsal işlevi hem de toplumdaki karşılığı itibariyle Genel Kurmay Başkanlığı gibi hatta çok daha önemli bir konuma sahiptir.
Emniyet güçlerimiz ülkemizin güvenliği için ne kadar önemli ise; Diyanet İşleri Başkanlığımız da insanımızın sağlam bir inanca sahip olması ve ibadetlerini yerine getirmesi yönünden çok önemlidir.
Bana göre; Müslüman bir ülkede, “Din Güvenliği”, “Can ve Mal Güvenliğinden” önde tutulmalıdır. Çünkü, din insanın hem bu dünya hayatında hem de öbür dünya dediğimiz ahiret hayatında huzurlu olması için çalışır. Bir insanın dünya hayatında sahip olabileceği en büyük zenginlik; İMAN sahibi olmasıdır.
Bir kişinin “İMAN”ının yanında değil dünya; tüm âlemin zerre kadar kıymeti yoktur. Onun için “Din Güvenliği”, “Can ve Mal Güvenliğinden” önde ve önemli, diyoruz.
Yazımızın konusu emekli olan Diyanet İşleri Başkanının yerine atanacak başkanın nasıl olması gerektiğiyle ilgili olduğu için özellikle “Din Güvenliği” üzerinde durmaya çalışacağım.
Başta FETÖ ve PKK olmak üzere emperyalist güdümlü tüm terör örgütleri cana kastettikleri gibi inanca da kastetmektedirler.
Emperyalist güçler terör örgütlerini kullandıkları gibi Ehli Sünnet dışı yapı ve hoca kılıklı adamları da kullanıyorlar. Bunlar her türlü medyada boy göstermekte olup maalesef çok fazla ilgi görmektedirler.
İçim acıyarak ifade etmek isterim ki, tahminimizin üzerinde başarılı oldular; olmaya devam ediyorlar.
“Dinler Arası Diyalog”, “Ilımlı İslam”, “Kur’an İslam’ı” gibi çeşitli adlar altında Peygamber Efendimiz(sav)’i devre dışı bırakma faaliyetlerini yürüttüler ve yürütmekteler.
O hale geldik ki adam “Sübhaneke Duasını” bile bilmez, dini bir husus ile ilgili bir konu açılınca “Ayet mi, Hadis mi?” diye soru soruyor. Güya, Hadis-i Şerifse itibar etmeyecek.
Hoca kılıklı adamların etkisinde kalarak Ayet-i Kerimeleri tebliğ edenin, açıklayanın Peygamber Efendimiz (sav) olduğunu bile idrak edemiyorlar.
Hiç gizlemeye, saklamaya gerek yok; toplum olarak inanç, itikat ve ameli noktalarda çok büyük sıkıntılar yaşamaktayız. Yaşanan bu olumsuz durumun birçok sorumlusu olmakla birlikte en büyük sorumlusu hiç kuşkusuz Diyanet İşleri Başkanlığıdır. Öyle olunca, Diyanet İşleri Başkanı olacak kişinin önemi bir kat daha artmaktadır.
Diyanet İşleri Başkanı hangi vasıfları taşımalı:
1- En önemlisi, “Ehli Sünnet Vel Cemaat” akidesine sıkı sıkıya bağlı; “Ehli Sünnetin yaşaması için kendisi hassasiyet gösterdiği gibi kurumsal hassasiyetin gösterilmesi içinde her türlü çabayı göstermeli,
Ehli sünnetin zafiyete düşmesi, ülkemiz ve insanımızın geleceği için çok tehlikeli sonuçlara yol açabilir.
2- Çeşitli adlar altında sistemli bir şekilde yürütülen “Hadis-i Şerif ve Sünneti” devre dışı bırakma faaliyetlerine karşı her türlü araçla mücadele edilmesinde aktif rol almalı,
3- İslam’ın emirlerinin hayata yansımalarında yaşanan olumsuzluklarla mücadele etmeli; özellikle tesettürde yaşanan yozlaşmaya karşı kurumsal çalışma başlatmalı,
4- Ülkemizde faaliyetini sürdüren Ehli Sünnet İslami Cemaatlerle işbirliği yaparak emperyalist güdümlü FETÖ gibi sapık yapılara karşı birlikte mücadele edilmesinin yollarını açmalı; en azından mücadele iradesinin oluşmasına katkı yapmalı,
Ehli Sünnet İslami Cemaatlerin, Ehli Sünnetin yaşamasında çok büyük etkileri var.
5- Ülkemiz ve İslam coğrafyasında yaşanan olaylara karşı İslam temelli görüş ve önerilerini net olarak ortaya koymalı, Müslümanların birliği için aktif çalışmalı,
Şeyhülislam Zembilli Ali Efendi kadar olamasa da çok cesur olmalı; İslam’ın hükümleri ile ilgili konularda asla taviz vermemeli; doğruları söylemesi, makamına hatta canına mal olsa bile söylemekten kaçınmamalı;
Hz. Ömer(ra) Efendimizin, “Doğruluk yüzünden öleceğini bilsen bile doğru ol,” sözünün gereği dosdoğru olmalı,
Yüce Rabb’im yukarıdaki vasıflarda bir Diyanet İşleri Başkanı nasip etsin.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.