Havalar yavaş yavaş soğumaya sonbahar kendisini hissettirmeye başladı. Artık bugünlerde pazarlarımız ve de bizim pazar yazılarımız iki hafta öncesi gibi “Güzel, güneşli ve sıcak bir pazar sabahı” diye başlamayacak.

Olsun her mevsimin kendisine özgü güzelliği içerisinde bizde her yeni güne cumartesi de olsa, pazar da olsa, pazartesi de olsa yepyeni bir heyecan ve şevkle başlıyoruz.

Dün de güne 5’te başladık. Bu satırları öğle saatlerinde yazıyoruz. Ama bu saate kadar o kadar çok iş yaptık şehri o kadar çok gezdik ki bize beş altı günlük malzeme çıktı. Yani anlayacağınız heybeyi yine doldurduk.

….

İzninizle ve de kızgınlığım geçmeden şu Kadınlar Pazarı trafiği ile ilgili başlamak istiyorum. Dün sabah Kadınlar Pazarı bölgesinin trafiği hafta içine göre dörtte bir sakindi. Millete göre de daha sabah sayılırdı. 10 civarları idi. O bölgeye girerken yine okumaya başlamıştım. “Kazasız belasız burayı da bir atlatalım” diyordum.

Muhacir Pazarı istikametinden gelip Mevlana yönüne girdik ki trafik polisi otomobili ve iki polis memurumuzu ayakta gördük. İki şerit yol akıp gidiyordu. Tam o tatlı virajı aldık ki taaaak frene basmak zorunda kaldık.

Çünkü yolcuyu dolduramayan dolmuş şoförü arkadaş sağda müşteri arıyor. Dört beş araç soldan geçti ve biz minibüsün arkasında kalan üç araç tekrar sol şeride çıkarak minibüsün yanından ilerledik ki bu kez de solda zabıta aracı.

Ama o akıllı(!) dolmuş şoförü arkadaş aralarında 50 metre olmayan polis ile zabıtanın arasındaki karanlık da kalan bölgede yolu tıkamış müşteri bekliyordu.

Şimdi her viraja bir ekip konmayacağına göre biz Konya olarak bu sorunu nasıl çözecektik?

Benim aklım ermiyor. Biz de millet gibi ancak işin çilesini çekiyoruz. Birileri seyrediyor. Olanda ne acıdır ki hâlâ bu garip millete oluyor. Allah ıslah etsin demekten başka da elimizden bir şey gelmiyor.

Türbenin orada düzlüğe çıkıp mezarlıkları görünce tekrar aklımıza bizim 40 yıldır çözemediğimiz Kadınlar Pazarı trafiği geldi. Bu millet inşallah bu sıkıntıyı bir 40 yıl daha çekmez.  

Kadınlar Pazarı trafiğinden çıkmışken aklıma Eminönü geldi. 17 milyon insanın yaşadığı İstanbul’da en berbat ve merkezi yerlerden Eminönü’nün trafiği bir şekle girdi ama bizim ki hâlâ şekle sokacak eli bekliyor.

OKUL KAPILARINDA

SİGARA İÇEN ÖĞRETMENLERİMİZ

Geride bıraktığımız hafta ilk ve orta öğretimde tam kadro görev aldık yaa. Hemen eğitim ile ilgili sıkıntılarda konuşulmaya başlandı. Hafta içerisinde bir emekli öğretmenimizin bizden bir ricası vardı. Emekli öğretmenimiz okulların kapısında sigara içen öğretmenlerin dışarıdan çok çirkin görüntülere sebebiyet verdiğini belirterek öğretmen arkadaşlarının durumundan duyduğu üzüntüyü dile getiriyordu. Bilmem anlatabildik mi?

….

İyi ve güzel tatiller sizlerin olsun.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Çalışmak insanı üç şeyden kurtarır, can sıkıntısı, kötü alışkanlıklar ve yoksulluk.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Birbirimizi sırf işimiz düştüğü zaman aramadığımız zaman ADAM oluruz.