İLK ŞEHİDE MEKTUP
Sevgili Süleyman Abi,
15 Ağustos 1984’te, Eruh’ta vatan borcunu öderken, nereden geldiği, kimin sıktığı belli olmayan kahpe bir kurşun seni şehit etti. Genceciktin daha, geleceğe dair ne hayallerin vardı kim bilir? Devlet katilinin kim olduğunu bilmiyordu. Ölüm haberin iki gün sonra gazetelerde görüldü. “Aşırı sol bir örgüt tarafından şehit edildi.” diyordu gazeteler.
Sen öldüğünde Türkiye’nin nüfusu henüz 48 milyondu. Daha 76 milyonu “sözde” kucaklayan liderler ortalıkta yoktu. Tek televizyon kanalı olan ülkemizde sana on bilemedin on beş saniye ayrıldı ve sonra tüm izleyicilerin aklından silindin.
Sen şehit olduğunda, “bir sağdan bir soldan” asa asa, silah zoruyla başa geçen Kenan Evren cumhurun başındaydı. “Bu yılanın başını ezeceğiz!” diye demeçler veriyordu gazetelere. Ama ne o ne de ondan sonra gelenler terör denen bu yılanın başını ezemedi.
Gençlerin “Milletin Adamları” afişlerinden tanıdığı Turgut Özal başbakandı ve zamlarla cebelleşen halka yeni zamlar müjdeliyordu. Kişi başına düşen gelir sözde 1200 dolardı ama milletin eline geçen bu paranın çeyreği bile değildi.
Recep Tayyip Erdoğan askerden geleli bir buçuk yıl olmuştu ve Refah Partisi Beyoğlu ilçe başkanlığına seçilmişti. O artık “Milli Görüş” gömleğini çıkardı ve on ikinci cumhurbaşkanı olarak seçildi. Senin gibi gencecik insanlar şehit olmasın diye başlattığı sözde çözüm süreci sonucunda senin katillerin “Barış Elçisi” olarak arz-ı endam etmeye başladı.
Gençlik ateşiyle hata edip dağa çıkan gençlerimiz hatalarından dönüp gelir de kardeşliğimiz pekişir diye çözüm süreci umut olmuştu bize. Hatta bu umudu yazılarımıza bile taşımıştık ama olmadı. Katiller meşruiyet kazandı sadece bu süreçte. Süreç sadece katillerin, teröristlerin işine yaradı. Yani çözüm sadece sözde kaldı.
Belki duyunca çok zoruna gidecek ama senin katilinin “heykeli” bile dikildi bu süreçte. Törenle açtılar şeref yoksunu katilin heykelini, şeref yoksunu katiller! Türk milletinin sabır sınırını deniyorlardı besbelli. Tepkiler büyünce heykel dikilirken ortada olmayan devlet, heykeli yıkma kararı aldı ve ortalık karıştı. Katiller amacına ulaşmış, kanla beslenenler kendilerine kan içebilecekleri yeni bir kaynak bulmuştu. Ve 20 Ağustos 2014’te seninle başlayan bu yolda iki şehit daha verdik. Böylece senin şehit olduğun günden bu güne kadar ortalama 5 bin 5 yüz asker ve polisimiz şehit olurken, 6 bin 5 yüz civarında da sivil vatandaşımız hayatını kaybetti.
Bizi affet Süleyman Abi, katillerinin heykelinin dikildiği bu ülkede biz senin heykelini dikemedik. Bırak heykelini adını bile bilmeden, seni tanımadan yaşadık. Geride bıraktığın ailene sahip çıkmadık, onları arayıp destek olamadık. Dilleri “Vatan Sağ Olsun!” dese de yanan yüreklerini serinletemedik.
Bugün yaşıyor olsaydın ellili yaşlarında olacaktın, belki bir de oğlun olacaktı. Sende oğlunu yürek sancısı ile askere gönderecek ve yolunu gözleyecektin. Ama şimdi sen bizden ve katillerinden çok iyi bir yerdesin ve çok mutlusun eminim. Ruhun şâd olsun Süleyman Abi. Nur içinde yat.
Saygılarımla…
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.