Bugün İstiklâl Marşı’mızın Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabulünün 96. Yıldönümü.

Millî Şâirimiz Mehmet Âkif Ersoy’un yazdığı 10 kıtadan oluşan İstiklâl Marşı’nı üç kere tekrar okudum.

İlk iki kıtasını okullarda çocuklar ve gençler Pazartesi ve Cuma günleri devamlı okuyorlar. İlk iki kıtası bile insanı düşündürmeye ve Türk gençliğini titreterek kendine döndürmeye yeter de artar bile!

Nasıl ki Mukaddes Kitabımız Kur’ân-ı Kerîm’i Arapça aslından okuyup, anlamak için mealine başvuruyor ve iyice kavramak için tefsirlere müracaat etmemiz gerekiyorsa; İstiklâl Marşı’mızı da iyi anlamak ve kavramamız lâzım.

***

Bütün insanlığa indirilen Kur’an-ı Kerîm İslâm ümmetinin Anayasası.

Müslümanlar 24 saatlerini eğer tanzim etmek istiyorlarsa bu anayasada yazılı Allah’ın emirlerini yerine getirmek ve kurallarına uymakla mükellef.

Müslüman olmanın gereği de odur.

Bu ilâhî emirlerin hiç birisini ne inkâr edebiliriz ne de yok hükmünde sayabiliriz.

“EVET” ve “HAYIR” noktasında Kur’an’da ince bir çizgi vardır. O çizgilere çok dikkat etmek ve yürürken çok dikkatlice yürümek, hareket etmek, hatta o konuşurken birden susmak ve pür dikkat dinlemek gerek.

Söz mimarisinde en üste Âyet-i Kerîmeler, sonra Hadîs-i Şerifler ve daha sonra ise Kelâm-ı Kibârlar gelir.

Sizler benim söz, lâf ve lakırdılarıma pek fazla takılmadan asıl kelâm-ı kibârlara ve üstündekilere kulaklarınızı kabartın yeter!

***

İstiklâl Marşı bir kere “Korkma” diyerek başlıyor.

Allah’tan korkacağız ama Allah (C.C.)’ın düşmanlarından asla korkmayacağız.

“Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak” derken, al sancaktaki hilâl ve yıldız sembollerine dikkat etmemizi istiyor, bizden şâirimiz.

Hilâl Müslüman Türk’ün mutluluk, sevinç ve dirilişinin sembolüdür. Türk-İslâm mimarisinde çok kullanılmıştır. Meselâ; Divriği Ulucamii’ndeki çift başlı kartal kabartmasının iki yanında ve kuyruk başlangıcında olmak üzere üç hilâl bulunmaktadır. İnce Minareli Medrese’de taç kapının iki tarafına simetrik biçimde yerleştirilen hayat ağacı motifinin sap kısımlarına bir halkanın perspektif görünümü şeklinde birer hilâl resmedilmiştir. Osmanlı sancağında hilâl ve üç hilâl yer almıştır. Kısaca hilâl, 11. yüzyıldan itibaren Doğu’da ve Batı’da Hıristiyanlığın sembolü olan haça karşı İslâmiyet’in sembolü olarak kullanılmış ve bu durum özellikle İstanbul’un fethinden sonra giderek yaygınlaşmıştır. Yıldız ise peygamberi ve Türklüğü temsil etmektedir. Bir dönem sekiz köşeli, bir başka dönem ise beş köşeli olarak kullanılmıştır.

Âkif, üzerinde yarım ay ve yıldızın yer aldığı al sancak, bu aziz vatan toprakları ve semalarında dalgalanmaya devam ettikçe “korkma” diyor.

Kahraman ordumuza yazılarak Mehmetçiğe emanet edilen istiklâl ve hürriyetimizin sembolü olan al sancağa sahip çıkacağız. O sancak üzerinde yer alan hilâl ve yıldız sembollerine, değerlerine –15 Temmuz’da olduğu gibi- sahip çıktığımız ve muhafaza ettiğimiz sürece; ‘korkma’yacak ve ümitsizliğe kapılmayacağız.

***

Bağımsızlığımızın ve hürriyetimizin nişanesi olan İstiklâl Marşı’nın henüz ilk kıtası ve ilk mısraındaki “Korkma” kelimesindeyiz.

İkinci mısrada yer alan “Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak”a geçmiş değiliz.

***

İşte size 10 kıtalık Anayasa!

Ne yâni İstiklâl Marşı Türk’ün Anayasası olamaz mı?

Her bir kıtasında yer alan kelimeleri ve kavramları birleştirdiğiniz takdirde Türk’ün anayasa maddelerini teşkil edecek kadar zengin bir dile, düşünceye, zamana sahip.

İstiklâl Marşı Derneği Genel Başkanı İsmat Özel, ne diyor:

“Anayasadan İstiklâl Marşı Çıkmaz, İstiklâl Marşı'ndan Anayasa Çıkar”.

AZİZİM DİYOR Kİ…

Ey Türk Genci!

Türkiye’nin direği olan İstiklâl Marşı’na sahip çık.