KOVİT-19 PANDEMİSİNDE TARIM SEKTÖRÜNE ÜLKESEL VE KÜRESEL BAKIŞ
Hafta sonu ATED (Avrasya Tarım Ekonomistleri Derneği) yapımında, S.Ü. Ziraat Fakültesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Zeki Bayramoğlu yönetiminde yukarıda ki başlık altında, sanal bir Panel gerçekleştirildi.
Bu panel hem vakit geçirme, hem de sektörde neler oluyoru uzmanlarından öğrenme ve meslek erbabını güncelleme açısından oldukça verimli oluyor, diyebilirim. Konuşmaların özü şöyledir.
Panele Bakan yardımcısı Fatih Metinin açılış konuşmasıyla başlandı. Metin konuşmacılar listesinde olmamasına rağmen, konuya verdiği öneme binaen buraya dâhil olmuş. Bakanlığın aldığı tedbirleri anlatmanın yanında “önceliğimiz gıda güvenliğidir” sözü takdire değerdi. Bu arada Korona sebebiyle zarar görev çiftçilerin zararının önlenmesi ve tarıma verilen desteklerin artırılmasıyla ilgili çalışmalar yapılması müjdesini vermesi sektöre güven açısından önemli idi.
Prof. Dr. Fahri Yavuz, Pandemi sebebiyle birçok sektör gibi tarım da düşüşte, belki de tarımın önemini ortaya koyma bakımından yeni bir fırsat doğdu. Tüm dünyada sektöre 8 trilyon dolar harcama yapıldığı, bu kırsalda hayatı tercih haline getirecektir. Bu yüzdende ülkemizde tarımı ileri derecede önemsemeliyiz ve gençleri de tarıma kazandırmanın yollarını aramalıyız.
Prof. Dr. Bülent Gülçubuk, Covid-19 tarımı yeniden gündeme getirdi. Bundan sonra ülkesel ve küresel çapta yapılması gereken etik üretim ve tüketim kavramı daha çok konuşulmalıdır. Yine çocuk ve 65 yaş üstü tarım emekçilerinin durumu, kayıtsız 700-750 bin kadar gezici işçilerin yeri, sağlık güvencesi, eğitimi ve sosyal hakları hiç değilse bu süreçte bir an evvel gündeme gelmelidir.
Bülent Hoca tarım dışı işçilerin sosyal hakları, izinleri, sağlık güvenceleri ele alınırken; mevsimlik veya sürekli de olsa tarım emekçilerinin durumunun ele alınmaması şaşırtıcıdır. İş güçlüğü ve iş riski açısından en zor mesleklerden biri olan tarım genç-yaşlı emekçilerinin bu gelişmelerin dışında kalması doğru değildir. Covid-19 fırsat olarak değil bir şans olarak görülmelidir ve Türkiye’de bu durumda avantajlı olduğu konularda yerini almalıdır.
Türkiye Tohumcular Birliği Başkanı Savaş Akcan, Türkiye tohumculuk sektöründe dışa bağımlılığı yenmiştir. Tamamen ithal eden değil, ithalatı ve ihracatı dengeleyen bir sektördür. Son 18 yılda gelişmeler sevindiricidir ve böyle devam etmesi halinde yakın gelecekte Türk tohumculuğu belirli hacimde, dünyada belirli bitkilerde hükmedecek durumda olabilir.
Bitkisel Üretim Genel Müdürü Mehmet Hasdemir, bakanlığın Pandemi nedeniyle yaptığı çalışmalar ve alına karalar boynumuzu bükmeyecek durumdadır. Üretimi artırmanın her türlü yolu açılmıştır. Üretilen ve satılmayan her türlü ürün devlet garantisi ile alınacaktır. Ülkesel temelde üretilebilir her türlü araziler de tarıma açılacaktır, bunun için desteklerimiz de artırılacaktır.
Türkiye Halciler Federasyonu Başkanı Yüksel Tavşan, daha çok kendi meseleleriyle ilgili bir konuşma yaptı. Hal’ cilik ve komisyonculuk üreticiler ve tüketiciler tarafından en az bilinen ve en çok tenkit edilen bir organizasyonun adıdır. Bu yönüyle Yüksel Başkanın yaptığı açıklamalar bana da ilginç geldi diyebilirim. Hâlbuki sektörün en riskli ve en zor işini yapıyor, üretim merkezlerinden aldıkları ürünü kilometrelerce ziyan vermeden tüketime ulaştırıyorlar. Bunca zahmete rağmen tüketicinin memnun olmaması zor geliyor. Dileğimiz hal yasasının da bir an evvel çıkarılmasıdır.
Baştan da ifade ettiğim gibi gün tarımın günüdür. Gün gıdanın günüdür. İhmale ve boş vermeye, işi ertesi güne atmaya gelmez. Ülkemiz için de Kovit-19 belki bir şanstır. Bu fırsat sadece üretici için değil, aracılar ve tüketiciler de kendine getirir. Özellikle tüketiciler aldığı bir lokmada kaç kişini emeği var bunu bilmelidir.
Emeğe daha çok saygı duyması dileklerimle, sağlık, mutluluk ve sabırla.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.