Konya’mızın tanınmış hocalarından, “Yörük” namı ile anılan hoca hacca gider, kayınpederim  rahmetli ile hacı ziyaretine gittik.

Hoş beş ettikten sonra, Yörük hoca Mekke’deki bir hatırasını anlattı:

Mekke’de bir ilan görür. Mısırlı bir profesör konferans verecekmiş.

Hocanın ilgisini çeker ve  konferansa gider. Ön sıralara oturur.

Mısırlı profesör tarihten Osmanlılardan bahseder.

Mısırlı profesör söyle der: “Biz Osmanlılara yaptığımızın cezasını çekiyoruz. Osmanlılar ne zaman Arap ülkelerini terk etti, bütün Arap ülkeleri Avrupa ülkelerinin sömürgesi hâline geldi y ada birbirlerine karşı düşman oldular. Osmanlılar bizi affetsin. “

Yörük hoca konferanstan sonra Mısırlı profesörle tanışır.

Allah bütün İslam alemine izan versin, şuur versin, birlik ve beraberlik versin. İslam aleminin kurtuluşunu sağlasın. 

NEFSİN KAZANDIRDIĞI

İslam ülkelerinin  birinde bir papaz, Peygamber Efendimiz (SAV) hadisini kendinde uygulayarak keramet sahibi olur.

Yaşadığı İslam ülkesinde Müslümanlar arasında bir papazın nasıl keramet gösterdiği, şaşkınlık ve hayret dedikoduya neden olur.

O ülkenin ulemalarından seçkin kişilere bu durumu anlatırlar.

Ulemalar “papazın ziyaretine gidelim” diye karar alırlar. Papazın evine giderler.

 Ulema beline hançeri sokar papazın yanına çıkar.

Papaz belindeki hançeri çıkar der. Ulema, “sen bu kerameti nasıl elde ettin”  diye sorar.

Papaz cevap verir. “Sizin peygamberinizin sünnetini kendimde uyguladım, nefsim ne istedi ise yapmadım”

Peki der ulema “Nefsine sor Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resulühü” diyecek mi?

Papaz bir düşünür nefsi şahadet getirmeyi istemez. Bunun üzerine papaz Müslüman olur hemen şahadet getirir.

Nefsi ne istediyse yapmayan papaz bu sefer de nefsini dinlemez içinden gelerek Allah’a kul olur ve bir zaman sonra evliya olur.

Allah kimseyi nefsi ile terbiye etmesin, nefsine uydurmasın.