Osmanlı-Alman ittifakının siyasi ve iktisadi temelleri
1871 senesinde Alman devletçikleri birleşmiş ve Alman milli birliği kurulmuştu. Kısa bir süre sonra ekonomik teknolojik ve askeri alanda dünyanın en güçlü devletlerinden birisi haline gelen Almanya sömürge ve pazar arayışına girmişti. Ancak doğuda ve Afrika’da bulunan sömürü alanları daha önceleri Avrupalı diğer büyük devletler tarafından paylaşılmıştı. Almanya için doğuda Osmanlı Devleti’nden başka girecek ve yayılacak pek alan kalmamıştı. Böylece Alman İmparatorluğu Osmanlı topraklarının sahip olduğu yeraltı ve yerüstü zenginliklerinden faydalanabilmek maksadıyla 19. yüzyıl sonlarına doğru bu verimli topraklara yönelmiştir.
Diğer taraftan Osmanlı Padişahı’na göre Avrupalı diğer büyük devletler Osmanlı İmparatorluğu’nu parçalamak istemekte fakat Almanya ise sadece iktisadi ve mali menfaatler gözetmekteydi. Emperyalist faaliyetlere geç başlayan Almanya’nın hammaddeye ve pazara ihtiyacı vardı, buna karşın Osmanlı Devleti ise birlikte hareket edebileceği güçlü bir devleti ihtiyaç olarak görmekteydi. Böylece Alman İmparatorluğu ile Osmanlı İmparatorluğu arasında siyasi askeri ve ekonomik alanda sıkı ilişkiler başlamıştır. Konya şehri ve Konya ovası özellikle Sultan II. Abdülhamid döneminde siyasi ve iktisadi sebeplerle İngilizler Fransızlar Ruslar ve Almanlar arasındaki büyük rekabete sahne olmuş ve bu rekabeti Almanlar kazanmışlardır. Yukarıda sözü edilen süreçte Almanlar Konya ve çevresiyle çok ilgilenmişler, bölgede demiryolu çalışmaları ziraat için sulama projeleri gerçekleştirmişler ve arkeoloji başta olmak üzere birçok alanda araştırmalar yapmışlardır.
Bu tarihsel arka planda özellikle Sultan II. Abdülhamid’in Bağdat ve Hicaz Demiryolu ile Konya Ovası İrva ve İska Projesi’ni hayata geçirme konusunda Almanlarla yaptığı işbirliği Anadolu’nun tarihsel anlamda ataletini üzerinden atıp hareketlenmeye başlamasının da miladını oluşturur. İstanbul’dan Konya’ya ve ardından Bağdat’a uzanan demiryolları projesi İç Anadolu’nun tarımsal üretiminin pazarlanmasında önemli bir rol oynarken bugünkü Konya Ovası Projesi’nin (KOP) tarihi atası olan Konya Ovası İrva ve İska İdaresi de 1907’de hayata geçirilir.
Elbette, bu çerçeve içinde Alman devleti kendi özel çıkarları doğrultusunda Anadolu ve Konya’nın değerli yeraltı kaynaklarını da tespit etmiş, arkeolojik kazılarla birçok tarihi eser Alman müzelerine kaçırılmıştır.
Fatih Çolak çalışmasında 19. yüzyıl sonlarında ve 20. yüzyıl başlarında Almanların Konya bölgesinde yapmış oldukları faaliyetleri, özellikle Deutsche Bank arşiv belgeleri ile Alman Dışişleri Bakanlığı arşiv belgelerini kullanılarak inceliyor. 100 yıl önce Osmanlı Devleti’nin, Fransa ve İngiltere’nin baskısından yılarak Almanya ile kurduğu zorunlu ittifakın bugüne etkileri Çolak’ın çalışmasını daha bir değerli kılıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.