SELÇUK ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜK SEÇİMİ DRAMATİZASYONU
Efendim geçen günkü “Tahir Yüksek-Mustafa Şahin Kardeşliği” başlıklı yazıma da çok güzel tepkiler aldım. Tepkilerin çoğunluğu benim düşüncemi destekler, bir kısmı da halen “eski hamam eski tas” hikâyesinde olduğu gibi “yıkılan eski hamam da, kaybolan sihirli tası arar” olsun, taşlar yerine otursun da.
Görünen odur ki önümüzdeki seçim (ben atama diyorum) birilerinin eski defterleri karıştırmasına vesile olmuş. Birileri kadim MİMOZA ortaklığının paydaşlarını soruyor, birileri dramatik sahne oyunları için satranç tahtasında sahne alıyor, birileri niyetimi evirip-çevirip-kıvırmadan ortaya koyduğum halde “umut dünyası” filminin kötü kopyası olmaktan geri durmuyor. Olsun; ümit fakirin ekmeği, balyoz Çakırın tokmağı iken “vur tokmağı al ekmeği” mi demek istiyorlar.
Gazeteciler veya köşe yazarları, okunalım diye kalem alırlar, gelen atıflara pek cevap vermezler zira atıfların kimler tarafından yapıldığını pek bilmezler. Bu atıfları yapan meslektaşlarımla yüz yüze gelmek veya isimlerini bilmek isterdim, CHP’li dostum Av Tevfik’in, Prof. Dr. Adem Elgün, Doç. Dr. Muhammed G. Kurtoğlu’nun yaptığı gibi. Buna rağmen okuyucu fikirlerini değerli bulduğum gibi, akademisyenlerin de içini boşaltma veya dertleşme arzusuna yadırgamıyorum. Hakikaten buna da ihtiyacımız var.
Fikir adamlığı kültüründe, insan merkezli olayların değerlendirilmesinde yazarı motive eden değerlerin ışığında genel doğruların sunulması vardır. Hele de insan merkezli konular bilimi ve bilim insanını doğrudan ilgilendiriyorsa daha da önemlidir, benim için. Konuya böyle bakarken günlük ve art niyetli düşünen, devlet ve otorite düşmanı birileri ile tartışmayı doğru bulmuyorum. Geçen ki yazımda konunun esasını bilim ve bilim insanı merkezli aldığım halde konu saptırmaları beni üzüyor.
Bir de karşı tepkilere baktığımda bir kısmı sanki aynı kalem veya fikir merkezli gibi atışlarıma karşı nokta atışlar yapıyor. Bu konudaki düşünceme akıllı ve mantıklı bir çıkış yolu gösterin de ona göre tavır alayım. Bu itirafımı defalarca yapmama rağmen düşüncemi “açık, net ve anlaşılır” şekilde yazdım ve anlama zorluğu çekenleri “BİDON KAFALI” olarak görmedim, sadece sitem ettim.
Yazılarımda diğer adayları hiç dışlamadım, dışlamam da. Fikirlerim başkalarına dikte ettirmekten öte Üniversitemiz için kaynak (kadro, yatırım, eğitimde kalite ve barış ortamı) oluşturmaya çalıştım. Bana itiraz edenler için söyleyeceğim en önemli konu atamayla ilgili ise söyler misiniz HANGİ REKTÖR SEÇİLEREK ATANMIŞTIR. Hakkı Hoca’nın bile bir özel tavassutla görev aldığı söylenirken ifademin özeti “seçimden ziyade atama öndedir” şeklindedir.
Benim düşünceme karşı çıkanların bazılarının olayı dramatize etmeleri, itiraz tarzımın çarpıtılarak “bidon kafalı” tabiri yakıştırılması, Aysun Kayacı-Yılmaz Özdil” benzetmeleri”, “bizim de size bir cevabımız olacaktır elbette” gibi meydan okuyuşlar. Yine “Başbakanımız bir irade göstermiş ve Tahir Hocamızla çalışmak istemiş" ifadesi ile haksız rekabet ortamı yaratmıyor musunuz” tezi nasıl izah edilir. Yani sizin fikirleriniz yerini buluyor da bizimkiler bulmuyor mu, efendiler. Başbakanımız Tahir Yüksek ismini işaret etmedi mi diyeyim. Başbakanımızın Tahir Hoca’yı işaret edip etmediğini Danışmanı Kerim ÖZKUL’a sorunuz diyorum.
Efendiler madem eski defterleri açıyorsunuz sizin tezleriniz beni eskilerde yapılan bazı uygulamalara götürdü. Üniversitemizde 28 Şubat sorgulamaları, 367’nin mucidi Sabih Kanadoğlu mantığı, başörtüsü yasağı savunucularının Anayasa mahkemesi ve YÖK kararları, Avrupa İnsan Hakları görüşü gibi aslı astarı olmayan FİKİR YOBAZLARININ zorlama uydurmalarına ne dersiniz. Hele de hele PARALEL KUMPASÇILARIN ORDU-DEVLET-MİLLET çatışması çıkarmak için MATRUŞKA FİTNELERİ açmalarını nasıl karşılarsınız.
Başka bir deyişle benim üzerimden Tahir Hoca’ya veya konu dışında tutulmasını savunma edasıyla Başbakanımıza saldırmak istiyorsanız bu doğru bir davranış olmaz.
Düşüncem iki adayla seçime girmenin daha doğru olacağı üzerine idi ve aday ayrımı yapmaksızın bunu savundum. Bunun için şu seçilirse vahim, bu seçilirse başarı olur demedim. Sizler de düşüncelerinizi açıkça savunabilir ve FİTNE YUVALARININ TUZAĞINA DÜŞMEDEN” ortaya koyabilirsiniz.
Geliniz Konya milletvekili ve Türkiye Başbakanının tercihine bizler de hep beraber güçlü bir destek verelim tezi bana aittir ve Tahir Hoca veya Mustafa Hoca taraftarları yerine “BİZ” olalım diyorum. Görülen odur ki daha çok iki adaylı bir seçim süreci yaşanıyor. Sonuçta bizim tercihimiz Ankara’ ya gidecek ve birisi atanacak. Daha evvelkilerde olduğu gibi adaylardan hangisi rektör olursa olsun bizi kırgınlığa götürmesin, BUNA DA BİRİLERİ ÇABALAMASIN.
Her türlü fikre saygı ile kalın sağlıcakla.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.