Bahri Kılınçel

Bahri Kılınçel

Türk Donanmasına Kurulan Tuzak Çözüldümü (1)

Türk Donanmasına Kurulan Tuzak Çözüldümü (1)

Türkiye’nin güvenliği  ve refahı   kendi sınırlarını çerçeve saran denizlerle iç içedir. Türkiye denizci bir ülke olmak zorundadır. Denizlere sahip olmamız bizim tercihimiz değil  Anadolu coğrafyasının bir zorunluluğudur. Bu coğrafyada  Osmanlının gücünün donanma gücüyle eşdeğer olduğunu görürüz.

Deniz sınırlarımız olan kuzey, güney ve batı sınırlarımızın emniyetini alamamış bir Türkiye’de  iç ve diğer karasal sınırlarımızın güvenliğini almış sayamayız. Donanma Anadolu için vazgeçilmez bir kuvvettir. Geçmişte Anadolu’da  yaşamış medeniyetler hep denizle içi içe olmuş ve donanmalarıyla  başarılı olmuşlardır. Donanma yüzen bir vatan toprağıdır. Sınırları kaldırır, sadece güvenlik görevi yapmakla kalmaz aynı zamanda  elçilik görevi yapar.

Ünlü deniz tarihçisi A.Haydar Emir Alpagut, Balkan Savaşı sonrası 1913 yılında şöyle yazmıştır: “Denizler tükenmez bir servet ve kuvvet menbaıdır. Osmanlı  Türkleri ya denizci olmaya veya eski vatanlarının kızgın çöllerinde çobanlık etmeye mahkumdur.”

Atatürk’ün kurduğu cumhuriyet donanması  Türk milletinden aldığı güçle, Anadolu’nun bağrından çıkan bahriyelilerin öngörüsü, azmi, iradesi ve yetenekleriyle  kendi gemisini yapabilen kendi denizaltısını yapabilen  okyanuslarda  harekat  yapabilen, denizaşırı ülkelerin barış zamanındaki  üslerini ziyaret edebilen bir güce ulaşması, ABD olan bağımlılığı en az kuvvet olması  vatan hainlerini ve düşmanları rahatsız  etmiştir. Geçmişte Kıbrıs’taki darbeden 120 saat sonra, 50 yıldır savaşmadığı halde Girne’de kıyı başını tutabilen Türk donaması, 1996’da Kardak krizinde 12 saat sonra savaş durumuna geçerek Yunanistan’ı caydırması, Hint okyanusunda sürekli gemi bulundurması, kıta sahanlığında Yunanistan’ın tezlerine karşı durabilmesi, % 70 ulusal katkıyla Milgem projesini başlatması ve dünyadaki  savaş gemisi  dizayn ve inşaa edebilen  14 ülke arasına katılması   ve 2010 yılındaki deniz kuvvetlerinin gücü Akdeniz’de Preveze deniz zaferinden sonraki gücüne ulaşması birilerini rahatsız  etmiştir.

Cumhuriyet donanması 11 Şubat 2011 günü baskına uğramıştır, düzmece belgelerle, insaf ve vicdan dışı  yoğun asimetrik, psikolojik, hukuk dışı bir saldırıyla karşılaşan Türk donamasında  en iyi eğitimlerden geçmiş, hayatını deniz kuvvetlerine adamış amiralleri, gemi komutanları, komodorlar, filo komutanları, mühendisleri  darbeci, terörist, casus, fuhuşçu ve benzeri suçlarla ve aşağılayıcı bir itibarsızlaştırma kampanyalarıyla  cezaevine  sokulmuşlardır. 2009 -2011 yıllarında yerli işbirlikçilerin eliyle Türk donanması  gemi komutansız, Türk deniz kuvvetleri komutanlığı yapabilecek amiral kalmamasına sebep olunmuştur.

Kısacası 16 fırkateyn, 14 denizaltı, 19 hücumbot ile dünyanın sayılı donaması olan donanmamızın yaralarının sarılması ve davalardaki bahriyelilerin tahliyeleri hepimiz için sevinç kaynağıdır. Ancak siyasal iktidarın görevi donanmamızı bu hale düşürenleri ivedi bulup hesabın sorması ve Türk halkına bunları deklare etmesidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Bahri Kılınçel Arşivi
SON YAZILAR