Ay vakti
“Dergiyi Yaşat ki Edebiyat Yaşasın” diyoruz; okuru dergi satın almaya davet ediyoruz her daim. Dergiler olmasa edebiyat ve fikir hayatımızın ciddi anlamda canlılığını kaybedeceğinin farkındayız.
Okur yazar takımından bir şekilde tanıdığım ve tanıştığım kişilerden bazıları gazete ve dergi okumaya vakitlerinin kalmadığını, hatta dergi okumanın kitap okumayı törpülediğini söylerler. Bu gerekçelerle bağırlarını gere gere dergi satın almadıklarını ve okumadıklarını da dillendirirler. İlginçtir bunların içinde dergi çıkaran, derginin yayın kadrosunda bulunan kimseler de var.
Edebiyat dergiciliğimizin hal-i pür melâli böyle ayan beyanken şimdi birlikte empati yapalım ve dergi çıkaran tarafı, işin mutfağındakileri düşünelim. Farkına varacağımız netice dergi okuyanlara ve dergi çıkaranlara çok ama çok büyük saygı duymayı gerektirir, bir şekilde dergiyi ayakta tutmaya çalışanları devletten yardım almaya çalışıyor tezviratlarıyla yaftalayanları, reklâm bulmak için her şey yapar bunlar diyenleri ise taşlamak(!)…
Böyle bir fotoğrafta mütevazı, nitelikli ve istikrarlı bir dergiden, dile kolay tam 22 yıldır okurla buluşan bir dergiden, Ay Vakti’nden bahsetmek istiyorum.
Ekim 2000 yılında ilk sayısını çıkaran Ay Vakti halen yayın hayatını iki aylık periyotlarla sürdürüyor. Son çıkan Mart-Nisan 2022 tarihli 197. Sayıları arşivlik bir özel dosya olarak vücut buldu. Ay Vakti dergisi ‘Sezai Karakoç özel sayısı’ sıkı durun tam 248 sayfa. Buna tekrar döneceğim, biz Ay Vakti’nin hikâyesine devam edelim müsaadenizle.
Ay Vakti dergisi, Ekim 2020’de aylık periyotlarla yola çıktı. 2012’de ise iki ayda bir yayımlanmaya başladı. Derginin alt başlığı "Aylık Kültür ve Edebiyat Dergisi". Şiir, deneme, öykü, inceleme, mektup, kitap, sinema, araştırma, biyografi ve gezi türlerinden yazıların yer aldığı dergide sayfalar dolsun da nasıl dolarsa artık, niteliği önemli değil nev’inden boca edilmiş metinler yer almaz; ben bunu hissettim düzenli takip ettiğim son iki yılda.
Fikir hayatımızın kült ve unutulmaz numuneleri Büyük Doğu, Diriliş, Edebiyat ve Mavera dergilerinin çizgisini günümüzde sürdüren dergilerden Ay Vakti. İlk iki yıl altı sayfa olarak yayımlanırken, daha sonra sayfa ve yazı sayısını artırmış. Düşünün son sayı 248 sayfa, nerelerden nerelere?
Genç kalemlere kapılarını her daim açık tutan bir atölye dergisi aynı zamanda Ay Vakti. Elimizdeki Sezai Karakoç özel sayısından önce 2007’de ‘medeniyet’ özel sayısı olarak çıkmış. O sayıda kimler yok ki? Dümende Şeref Akbaba ve Lütfi Sunar, Rasim Özdenören, Yusuf Kaplan, Saadettin Öktem ve daha birçok saygıdeğer kalem.
Sadece dergiyle yetinilmemiş, bir yayınevi devreye alınmış. ‘Ay Vakti Kitap’ adı altında dergide yazıları yayınlananların çalışmaları kitaplaştırılmış. 2004 Eskader ve 2020 de Türkiye Yazarlar Birliği tarafından yılın dergisi ödülleriyle başarılarını taçlandırmışlar.
‘Marifet iltifata tabidir’ deriz demesine de gayretli ve çalışkan pek çok insanı hatırlamayı, onlara vefa göstermeyi ihmal ederiz. Şeref Akbaba ve yol arkadaşlarının, benzerlerinin çabalarını ve katkılarını anlatmaya kelimeler yetmeyeceğindendir belki de. Niyetleri belli, akıbetleri hayırlı olsun inşallah. Haddizatında ülkemizde dergi çıkarmak para için, hava atmak için yapılacak iş değil zaten.
&&&
Ay Vakti dergisinin 248 sayfalık Sezai Karakoç özel sayısı arşivlik kıymetli bir eser. Yakın zamanda kaybettiğimiz büyük mütefekkiri işinin ehli ve kadirşinas kalemler, Şükrü Karatepe’den Nurettin Durman’a, Mustafa Özel’den Recep Duymaz’a vd. “Biyografi-Hatırat, Sanatı ve Eserleri Üzerine, Diriliş Düşüncesi ve Felsefesi, Medeniyet Tasavvuru, Siyasi Düşüncesi, Karakoç’u Anlamak, Öenri Tezler ve Bibliyografya” başlıkları altında önemli yazılarla anıyor.
Dergideki yazılar okurun Karakoç’u daha yakından tanımasını, hatırlamasını, edebi kişiliği ve zihniyetinden dersler çıkarmasını sağlayacak nev’inde önemli tespit ve öneriler barındırıyor.
Dergi hazırlanırken kıymetlimiz Şeref Akbaba ağabey üzüntülü bir haber, sevgili annesinin vefat haberini aldı. Buna rağmen bir Mümin asaletinde işine devam etti. Az önce dedik ya bu işler aşkla ve şevkle yapılacak işler. Böyle kafalar, Allah uzun ve hayırlı ömür versin, ebedi istirahatgâhlarına göç ettiklerinde de geride bıraktıkları eserlerle kalanların kalplerine dokunmaya devam ederler.
Hepsinin başımızın üstünde yeri var, sağ olsunlar. Biz şahidiz ve razıyız onlardan; inşallah Rabbimiz de razı olsun…
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.