FETÖ’CÜLER TORKU’YA FENA TAKMIŞLAR
Vallahi hafta başından buyana işitmediğim azar, yemediğim fırça, dahası hangi açıdan alırsanız alın ister kibarca, isterseniz üstü kapalı tehditler yüzünden ben de gerçekleri kısa bir süreliğine yazmaya ara veriyorum.
Yeter yahu.
Seven büyüklerimin dediği gibi “Sana ne oğlum Konya’dan, sana ne Türkiye’den. Manyak mısın, geri zekâlı mısın? Senin yazdıklarını bilmeyen mi var? Herkes her şeyi biliyor. Ama kimse konuşmuyor kimse yazmıyor. Akıllı ol akıllı. Vallahi bak seni ayaklarından asacaklar”….
Bu konuya yazımın sonunda tekrar bir iki cümle söyleriz.
………………
O zaman gelelim siyasetçilere dokunmayacak, onları üzmeyecek Konya meselelerine ya da isimlerine;
Hani biz bayramda da (Aslında her gün her köşe başında ve sokakta) yasak olmasına rağmen, yürüyen ağzı olan, bebelere bile nasıl patlayıcı ve yanıcı maddelerin satıldığını ve bunların da insanlara korkutmaktan rahatsız etmeye kadar zarar verdiğini yazmıştık ya.
Şehir sevdalısı bizi de sıkı takip eden bir abimiz bizi doğrulayan fotoğraflar ve video çekimleri ile bu durumdan kaynaklanan polisten itfaiyeye resmi kurumların nasıl alarma geçirildiğini doğrulatan bir konuyu bizimle dolayısıyla sizlerle kamuoyu ile şöyle paylaşıyordu;
“Uğur abim öncelikle geçmiş bayramınız hayırlara vesile olmuştur inşallah. Bugünkü yazınızda patlayıcılarla milleti kafasını beynini kulaklarını patlatan saygısız, sorumsuz kişiler ve bu maddelerin çoluk çocuğa satılmasının engellenmesi için yaptığınız çağrı için tebrik ediyor ve yürekten destekliyorum.
Bu patlayıcıların sesle alakalı boyutunu gündeme getirmişsiniz. Ben bir başka tehlikesini ve bayram günü yaşadığımız sıkıntıyı anlatayım.
Bu patlayıcıların patırtısından muzdarip iken az sonra birden kesif bir duman kokusuyla rahatsız olduk bir de baktık ki yan taraftaki otlar yanan patlayıcı ve türevleriyle tutuşmuş büyük bir yangın çıktı. Her taraf duman, camları kapıları kapattık, bu kez de evde o sıcakta seradaymış gibi sıcaktan bunaldık havalandıramadığımız için evleri.
İtfaiye, polis derken herkes teyakkuza geçti de yan parsele sıçramadan alevler söndürüldü.
Bazı yerlerdeki ağaç parça atıkları sabaha kadar tüttü. Tabii bu arada o bölgede canlı canlı yanan hayvanları da düşünün.
Kimin buna hakkı var?
Yakanlar da çoluk çocuk kaçıp gitmişler.
Buna bir önlem alınmalı ve kesinlikle kaynağından kurutulmalı.
Ne bu patırtı arkadaş?
Ekteki fotoğraflar ve videolarda da durum ortada görünüyor.
Allah’tan oraya park eden araçlar yoktu, Allah muhafaza. Bir sonraki bayramlar için şimdiden önlemlerin alınması dileğimle HUZURLU SAKİN BAYRAMLAR, GÜNLER DİLERİM. VESSELAM….”
…………………
Fikret abimize hassasiyeti ilgisi ve duyarlılığı için bir kez daha teşekkür ederiz.
ZEKİ ÇİMEN’E TEŞEKKÜR EDERİM
Bilen biliyor, bilmeyenler içinde bir kez daha hatırlatalım. Ama, ama asla sosyal medya tutkunu değilim. Mesleğimiz gereği kendi alanımız ile ilgili yani PUSULA Gazetemiz ve PUSULA Yayın Grubunun yayınları ile ilgili sosyal medya paylaşımlarını yaparım.
Yemin ediyorum elim boş dahi olsa telefonumu elime alıp sosyal medyada kim neyi ne yapmış diye bakmam.
Ama okurlarımızdan, eşimiz dostumuzdan, bizi seven ve bize güvenenlerden de bin kere, yüz bin kere teşekkür ederim. Onlar sosyal medyayı takip ettikleri için her güzel ya da kötü gelişmeden anında bize bilgi verirler. Ben de o bu bilgiler sayesinde sözüm ona gazetecilik yapmış olurum işte.
İşte önceki gün bir Konyaspor fanatiği sosyal medyada şöyle bir paylaşım yapmış;
“Son 15 gün. İş bulamadığım takdirde babası sevdiğim kızı başka birine verecek. Sözüm bu kadar…”
……………
Herhalde beni de etiketlemiş olacak ki, bizim ekip beni yine uyardı. Ben de gayri ihtiyari beğenmişim. 15 dakika sonra sanayici, spor adamı aramızdaki en güçlü bağ samimiyet olan bir dost Zeki Çimen Bey telefonla aradı. Direksiyon başında idim. BÜSAN’a giriyordum
“Uğur abi o çocuk kim ise hemen yarın sabah fabrikaya işe gelsin, işe başlasın”…
İlk başta ben o beğeniyi yaptığı unuttuğum için Zeki abinin neyi kastettiğini bile anlamamıştım. Zeki abi durumu açınca sevinçten uçtum. Kendisine teşekkür ettim, defalarca dua ettim.
Sonra arabayı sağa çektim ve sosyal medyadan bunu yazan arkadaşa Zeki Çimen Bey’le görüşebileceğini ilettim.
Ve dün sabah o üniversite mezunu arkadaş Zeki Çimen’in fabrikasında görüşme yapıyordu.
Huzurlarınızda duyarlılığı için Sayın Zeki Çimen’e bir kez daha teşekkür ediyorum.
FETÖ’CÜLER TORKU’YA NİYE KIZGIN?
Dün yine bir dostumuzun sayesinde TORKU’nun özellikle yurt dışından Fetö’cü olarak bilinen takip edilen sosyal medya rumuzlarından karalanmaya çalışıldığın öğrendik buyurun bunların bazıları;
Bunlar bana ulaşınca kedi kendime düşündüm;
“Allah, Allah, kendi markamızı kendi elimizle batırmadık şimdi de taaa yurt dışlarından belli kaynaklara hizmet edenler durduk yerde niye TORKU’yu hedef aldılar ki” dedim.
Yapacak bir şey yok. Bol bol dua edeceğiz ve Cenab-ı Allah’ım önce bizi ıslah etsin diyeceğiz.
YİNE DURDUK YERDE
BAŞIMA İŞ AÇIYORUM (!)
Şu İstanbul seçimleri ve Konya diye yalandan öylesine derinlere inmeden sıkı ve ciddi analiz yapmadan kendi düşüncemden çok milletin sokaktaki insanın, sanayicinin, bürokratın görüşünü paylaştım yaaa.
Abooooooooooooo sen misin bunları yazan?
Bakın önce samimi birkaç kişinin özellikle de geçmiş dönemlerde bizzat AK Parti’nin içinde yer almış kelli felli dostlarımızın öz elden bize yazdıklarından birkaç örnek verelim.
“Abim iyi günler bugün muhteşem ötesi bir yazı kaleme almışsın bütün insanların eli ayağı ağzı olmuşsun yürekten kutluyorum. Bugün yüreği yetip de bu yazıyı yazacak başka gazeteci varsa helal olsun. Ayrıca geçtiğimiz hafta Davutoğlu’nun yemeğini neden yazmadınız diye eleştiren adamlara da kapak olsun…”
Doğru Davut rumuzlu okurumuz “Abi bu İstanbul seçimi senin başına iş açacak demedi deme”
Yine partili genç bir dost “Abi kalemine sağlık, saygılar. Elimiz armut toplamaya devam edecek!... Bu vaatler yerli otomobilimiz misali”…
İşadamı bir abimiz;
“Abi bütün yazıların bugüne kadar mükemmeldi. Bugünkü beş yıldız on numara bizlerin tercümanı olmuşsun, Allah sana ve kalemine güç kuvvet versin. Binali Bey bence belediye başkanı olmak için meclis başkanlığını bırakmış bir kişi İstanbul Belediye Başkanı olmak için çok uğraş veriyor. Bol keseden atıyor şimdiye kadar Başbakan, Meclis Başkanlığı yaparken İstanbul’a bu kadar yatırım yapsaydı olurdu. Şimdi adama sormazlar mı ‘elin ayağın şimdiye kadar armut mu topluyordu?’ Bir de İstanbul’a Büyükşehir Başkanı olacaktın da neden Başbakan, Meclis Başkanı oldun? Koltuklar bol geldi oturamadı biraz küçük koltuk olsun demiştir. Ben bir Konyalı olarak bu sefer AK Parti’ye oy vermedim. İyi ki vermemişim yoksa kendime çok kızardım. Ben bir Tahir Akyürek’i bir de İstanbul’da paralarımızı boşa verenleri Allah’a havale ediyorum. Tahir Başkan, Büyükşehir Belediye Başkanı iken Gaznet’in yüzde yirmisi Büyükşehir Belediyesi’nin idi. Hisseler ne oldu? O kadar borç yükü bıraktı gitti. Suya her ay değil bence haftada bir zam yapsınlar, Konyalıların sesi çıkmaz. Selam ve dualarımla güzel abim...”
…………
Satırlarımıza başlarken de ifade ettim. Bunlar sadece yazılı olanlardan bazıları. Telefonla gülerek, kızarak, kibarca tehdidin bini bir para. Ayaklarımdan asacaklarmış.
Tamam korktum.
Geri adım atmıyorum, ama İstanbul seçimleri sonuna kadar susuyorum.
Bir de İstanbul’da yoklama kağıdına başkanlar imza atmıyorlarmış, atanlar varmış… mış da ama Başkanlardan yoklama almıyorlarmış. Bize gelen iddia eksik imiş.
Bu da dün sabah İstanbul çalışmasından birkaç günlüğüne Konya’ya gelen dosttan gelen bilgi.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
İnsan ruhunu iki şey karartır: susulacak yerde konuşmak ve konuşulacak yerde susmak.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Direksiyon başındaki sürücüler yanlarındaki insanla konuşacağım, muhabbet edeceğim diye arkasını ve yanını kontrol etmeyi unutmadığı zaman daha iyi ADAM oluruz.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.