Dünyanın en büyük sosyal medya uygulamaları arasında yer alan Instagram, 2 Ağustos'ta Bilgi Teknolojileri Kurumu (BTK) tarafından erişime kapatıldı. Sosyal medyada içerik üreten ve kişisel hayatlarını paylaşan birçok insan ise Instagram'ın yeniden erişime açılacağı tarihi merak ediyor. (Yazıyı noktaladığım an yasak kalktı!!)

Instagram kullanmayan biri olarak şunu söyleyebilirim ki; bu süreçle uzaktan yakından ilgilenmiyorum.

Zira hayatımın merkezine bir sosyal medya uygulamasını koyup etrafında tepinmek bendenizin hoşuna gitmiyor.

Kim kiminle nerede buluşmuş, hangi mekânda oturup yemek yemişler, nerede tatil yapıp güneşlenmişler zerre ilgimi çekmiyor.

Sıkı bir magazin takipçisi olduğum doğrudur. Pazar sabahı kahvaltı esnasında paparazilerin ekrana taşıdığı marjinal haberleri izlemeyi severim. Fakat Instagram işin çok farklı bir boyutu. Kendimi o boyuta uygun görmüyorum.

Ama bir kesim var ki hâl ve tavırlarına baktığınızda sanırsınız dünyanın sonu geldi. Ahlar ve vahlar havada uçuşuyor adeta.

Tatil rezervasyonlarını iptal ettirip karalar bağlayanlar, flörtüyle DM üzerinden görüşemeyeceğinden ötürü gözyaşı dökenler, yeni aldığı elbiseyi görücüye çıkaramayacağı için paketiyle birlikte elbiseyi çöpe atanlar…

Daha neler neler.

Buradan şu yorumu rahatlıkla dile getirebileceğimi düşünüyorum:

‘Toplumun psikolojik yapısı çürümüş ve dahi kokuşmuş vaziyette.’

Özsaygısını ve benliğini parlatmak yerine birilerine yaranmaya çalışıp vitrinde kalmak üzere ter akıtmak hiç hayra alamet değil zannımca.

Kendi olmak dururken bir başkasını oynamak hiç hoşa giden bir durum olmasa gerek.

Bir insan neden ısrarla elde olmayan ve dahi yaşamadığı hayatı satmaya çalışır?

Anlayamıyorum vallahi.

Şimdi mevzuunun daha da düşündürücü olan kısmına parmak basmak istiyorum.

Evet,

Ebeveynlerde kendini bu zehre bırakmış vaziyette hayatlarını idame ettirmeye çalışıyorlar.

Ne kadar da içler acısı bir durum değil mi?

‘Oğlum/kızım, sosyal medya kullanmanı istemiyorum. Bir an önce telefonundan bu uygulamaları kaldır!’ derken fotoğraf ‘LIKE’layıp, ‘TWEET’ atmaları trajikomik bir hadiseyle eş değer.

Velhasıl bu karar nereden bakılırsa bakılsın, nasıl değerlendirilirse değerlendirilsin doğru bir karar.

İnsanlar kendine çeki düzen verene kadar, önceliklerini, aidiyetlerini ve benliklerini evvela hatırlayıp sonra özümseyene kadar bu uygulama kapalı kalmalı.

Böylelikle Instagram’da aklını başına almış olur!

ROBLOX’DA KAPATILMIŞ E TİKTOK DA NASİBİNİ ALSIN

Instagramla birlikte Roblox denilen sapkın oyuna da erişim engeli gelmiş.

Sebepleri ise şöyle sıralanıyor:

-Çocukların istismarına neden olan cinsel içerikli paylaşımlar yapıldığı,

-Eşcinselliği özendirici sanal partilerin düzenlendiği,

-Pedofilinin oyun içerisinde yaygınlaştırıldığı,

-LGBT’nin normalleştirilmeye çalışıldığı,

-Terör örgütü propagandalarının açıkça yapıldığı ortaya çıktığı.

Sadece 2023 yılında 13.000’den fazla kişi Roblox’a çocuk istismarı hakkında şikâyette bulunmuş.

Üstelik Türkiye’de de hafife alınamayacak sayıda kullanıcı mevcut. (15 milyon)

Bu kullanıcılar arasında oyunun ağabeyleri olarak kendini tanıtan kişiler, terör örgütünün kullanılmaya açık maşaları olarak biliniyor.

Maskelerini çocuk yaş grubuna karşı şirin gösterdikleri için masum rolüne bürünmekte hiç zorluk çekmiyorlar.

Bu engel çocukların zihninde çok farklı şekillerde algılanıyor olabilir.

Önlerinin kesildiğini, eğlence haklarının ellerinden alındığını, özgür dünyalarına şemsiye tutulduğunu düşünmeleri gayet doğal.

Önemli olan bu adımla birlikte yetkililerin neyi amaçladığı ve sonrasında ise hangi adımların atılacağı yönündeki sağlıklı açıklamaları bu minik zihinlere şırınga etmeleri.

Aksi halde kendilerini boşlukta ve değersiz hissedip sosyal hayattan da izole olabilirler.

Ailelerine küsüp aile içi çoklu ilişkileri yok sayabilirler.

Yasakların ve engellemelerin bu demden karşıt tesir doğurabileceğini de unutmamak lazım.

Uzmanlarla birlikte atılacak adım ya da adımlar amacına direkt olarak hizmet edecektir.

Ve sonrası içinde muhkem olan hukuki çerçeve çizilmeli ki her önüne gelen içerik üretip zıpçıktı misali yaptım oldu diyemesin.

Sonrasında pirincin taşını ayıklaması bir hayli güç oluyor.

Selâmetle…