Ahmet Çapanoğlu

Ahmet Çapanoğlu

KENDİNİZLE YÜZLEŞİN

KENDİNİZLE YÜZLEŞİN

İnsanın kendisinde oluşan hataları görmezden gelmemesi, acı da verse, onlarla yüzleşmesi gerekir. Eğer bu hatalarını fark ettiği halde kendisiyle yüzleşmeyi göze almazsa, ya kendini lanetleyecek ya da görmezden gelip hayatına mutsuz olarak devam edecektir.

Hatalarını kabullenmeyip, kendisiyle yüzleşmeyince kendini lanetleme yolunu seçerse, bu seçim, kendisi için olumsuzlukların orta çıkmasına sebep olacak ve sorumluluklarını görmesini engelleyecektir.

Kolay değildir insanın kendisiyle yüzleşebilmesi. Belki kabullenemez, belki de egosu buna izin vermez. Gururu, onun kendisiyle yüzleşip hatalarını görmesini zayıflık olarak gösterse de aslında değişimini ve kendisiyle yüzleşmesini engelleyişiyle de zayıflığını ve gururunun kölesi olduğunu ortaya koyar.

Aslında kendisiyle yüzleşebilmesi, zayıflık değil bir güçlülüktür. Ama güçlülükte yürek işidir. Yüreksiz insanlar, kendi içlerinde oluşturdukları kargaşalara karşı koyamaz. Oysa kendi içinde oluşturduğu ve çözümleyemediği kargaşa, dışarıdan gelecek gerçek tehlikelerden daha korkunçtur.

Yürekli insan, kendi farkındalığını ortaya koyarsa, kendisiyle yüzleşirse, gururunun esiri olmaz.

İnsanın kendisiyle yüzleşmesi ve hatalarını kabullenip değişime yönelmesi, kendi içinde gerçekleştirmeye çalıştığı bir devrimdir. Bu devrim, sizin hayatınızı dürüstçe yaşamayı, gerçeklerden kaçmamayı ve gerçekleri olduğu gibi kabullenip hataya düşmeden yaşayabilme imkanı sağlar.

Belki bu devrimin ortaya çıkardığı değişimi biri ya da birileri yadırgayabilir, belki de küçümseyebilir. Aslında o küçümseyen, için için o devrimi kendi içinde de gerçekleştirmek ister ama yüksek egosuyla o yürekliliği gösteremez. Çünkü tutsağı olduğu abartılmış egosuyla buna teşebbüs edemez.

İçinde devrimi gerçekleştiren insan, köleleşmez, kendine kendinden başka yardım edecek kimse yokmuş gibi kendi kendine yetinmeyi ilke edinir, sorumluluklarından kaçmaz, hayatını güzelleştirecek sorumlulukları alarak yoluna devam eder. Bu sorumluluk bilinci, insanın sınırlarını bilmesini sağlar, sınırları zorlamaz ve içinde ki bu sorumluluk bilinciyle hayatını güzelleştirmek için uygulamaya koyar.

Kendi farkındalığını bilen ve kendisiyle yüzleşip barışan insan, yolunun kesiştiği her insana da önem verir, kimseyi küçümsemez, konuşmadan önce iyi bir dinleyici olur. Dinlemesi, özgüven eksikliği değil, karşılaştığı kişiye duyduğu saygının bir göstergesidir. Muhatabının sözünü kesmez, konuşmaya başlamadan önce ne anlatıldığını dinler, tahlil eder, ona göre konuşur, saçma sapan, konuyla alakası olsun veya olmasın, konuşmuş olmuş olmak için konuşmaz.

Kendisiyle yüzleşen insan, kimsenin zayıf noktasına takılmadan, onların konuşma ve tecrübelerinden yararlanmak için güçlü yanlarını göz ardı etmeden dinler, kendi zayıf noktalarının farkına varır, eksiklerini tamamlar. Amacı gelişmek ve büyümektir. Bu büyüme fiziksel değil, kafasında oluşan tabuları yıkıp olgunlaşma büyümesidir.

Aslında kendisiyle yüzleşen insanın, bozuk ve yolunda gitmeyen ilişkisi de yoktur. Affetmesi gereken varsa affetmiştir, yüzleşirken bir başkasına karşı hatası varsa da özür dilemiştir.

Kendisiyle yüzleşen, içindeki olumsuz düşünceleri ve çözümsüzlüğe yol alan problemlerden kurtulan insan bilir ki; kendisine ayrılan kısıtlı bir hayat vardır ve bir gün bu hayat herkese olduğu gibi kendisi için de sona erecektir. Bu bilinçle hareket etiği için de hayatını anlamlı kılmaya çalışır.

Farkındasınız değil mi? Yaşadığınız hayatın provası yok, söylediğiniz sözlerin de geri dönüşü. O yüzden zamanınız varken, zamanı değerlendirin, olgunluğunuzu elde etmek için kendinizle yüzleşin. İçinizde beslediğiniz olumsuz düşünceleri olumlulaştırın, kendinizle yüzleşip gelişiminizi sağlayın, kendinize ve insanlara karşı öfke beslemeden, kimseyi küçümsemeden, hem kendiniz, hem de onlar için hayatı yaşanır hale getirin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Çapanoğlu Arşivi
SON YAZILAR