Erol Sunat

Erol Sunat

KONYA TURİZMLE NEDEN KALKINMASIN?

KONYA TURİZMLE NEDEN KALKINMASIN?

Geçtiğimiz hafta, Konya Turizm ve İş Dünyasını Geliştirme Derneği (TURİDER) tarafından Konya Dedeman Otelde düzenlenen “1. Turizmciler Buluşması’nda “Şehirlerin Turizmle Kalkınması” konusu ele alındı.

TURİDER Başkanı Seda Kuşvuran Hanımefendi, şehirlerin turizmle kalkınacağını olan inancını vurguladı. TURİDER Turizm adına, turizmin can alıcı konularını gündeme taşıyor. Gündem oluşturma gayretlerini sürdürüyor. Bu gayretlere destek Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Konya Bölge Temsil Kurulu Başkanı Özdal Karahan’dan geldi.  Bu destek Sağlık Turizmi Derneği Konya Şube Başkanı Mehmet Portakal’dan geldi. Bu destek, Konya Büyükşehir Belediyesi Turizm Şube Müdürü Coşkun Bilge’den geldi.  Bu destek tur operatörlerinden geldi. Bu destek turizme gönül verenlerden geldi.

Konuşmacı, Prof. Dr. Hüseyin Altunbaş, “Şehirlerin Turizmle Kalkınması“ konulu bir sunumla çıktı, dinleyicilerin karşısına. Ve çok güzel, yerinde konulara değindi.

Prof. Altunbaş, Hatay turizmini ayağa kaldıran bir isim. Hatay ilindeki cevheri ortaya çıkartan bir isim. Hatay’ın popülaritesini yükselten bir isim. Bütün gözlerin tekrar Hatay’a dönmesine ve çevrilmesine sebep olan bir isim.

Prof. Altunbaş, Konyalı…

Konya, bir çok konuda, ülke çapında kabiliyetli, yetenekli, ufuk ve vizyon sahibi isimlere sahip.

Lakin; Konya’yı yönetenler, söz sahibi olanlar, şehre yön verenler, onları değerlendirme konusunda nedendir bilinmez, bir türlü olumlu ve destekleyici adımlar atmıyorlar!

Adeta kendi öz evlatlarını yok hükmünde sayma gibi, görmek, bilmek istemiyor gibi anlaşılmaz bir tutumu ısrarla sürdürüyorlar!

Bu sadece turizm sektöründe değil, diğer sektörlerde de bariz bir şekilde dikkat çekmeye devam ediyor. Ve bu manzara tahminler ötesinde manidar bir duruma işaret ediyor!

Onun içindir ki, Hüseyin Altunbaş Hoca gibi isimler, Konya Turizmine yön verenlerin, konu hakkında söz sahibi olanların, ondan haberleri yokmuş gibi davrandıkları ve yaklaştıkları bir isim.

Hatay’ı tekrar ayağa kaldıran, uçuran, Hatay’ı marka şehir haline dönüştüren bir isimden bahsediyoruz! Konya, Altunbaş Hoca gibi insanları neden değerlendirmiyor diye de sormaktan kendimizi alamıyoruz!

 

KONYA TURİZMİ NE ALEMDE Mİ?

Bildiğiniz gibi, Konya Turizmi sağlığınıza duacıydı, azıcık aşım, ağrısız başım demeye devam edip, eski hamam eski tas denilen bir görünümde, elim hamur karnım aç, rutin-rutin takılıyordu…

Turizmciler, Gastronomi dediler, sağlık turizmi dediler, inanç turizmi dediler, pişmiş aşa su kattılar!

Gastronomide Gaziantep, Hatay gibi şehirler yılın şehri unvanlarını alırlarken, Mevlevi Mutfağına, Selçuklu Mutfağına, geleneksel Konya mutfağına sahip olan Konya geri kalmamalı dediler.

Sağlık turizminde, gerçek bir sağlık üssü olan Konya’da dünyanın birçok köşesinden şifa bulmaya, sağlıklarına kavuşmaya Konya’ya gelenler ve mutlu bir şekilde bu şehirden ayrılanların sayısında da patlama yaşanıyor dediler. İyi ki dediler, iyi ki söylediler!

Turizm bacasız sanayi. Her şehir turizmle kalkınabilir, lakin Konya için bu mümkün değil diye konuşan insanları dinleye dinleye bugünlere geldik. Çünkü Konya’ya yön verenler, idare edenler, bugüne kadar Mevlana haricinde turizm konusuna sıcak bakmamak için, bir dünya mazeret ve gerekçe buldular. Yoksa da, olması ve yapılması gerekenleri ötelediler! 

Oysa, bizde helva yapmak için, ya da iyi ve lezzetli bir yemek yapabilmek için bütün malzemeler fazlasıyla mevcut. En büyük sıkıntımız helvayı ya da yemeği pişirememek!

Kendi konseptimizi yaşatacak, ayakta tutacak işler yapmamız gerekiyor. Bu konsept içerisinde Konya’nın turizm konulu hikayesinin anlatılması ve bu hikayenin satılması yani pazarlanması gerekiyor.  Konya’nın o kadar çok hikayesi var ki, bunları üretmek ve 12 aya yaymak gerekiyor.

Şehrimizin açmazı ise; ben yapayım, bana sorsunlar, benim dediğim olmalı, benim onayımdan geçmeli dayatmaları.

Konya, “Biz daha iyi ne yapabiliriz” konusuna odaklansa, turizmin büyük çarpan etkisi tüm sektörlere yansıtılsa, bu şehri yakalayan olmaz. Çünkü Konya, inanılmaz çarpan etkisine sahip bir şehir. Bu etki tam olarak kullanılmadığı için, başını boş yere dağlara, taşlara çarpıp duruyor!

Kabiliyetli insanlarımıza sen bu şehre on numara büyüksün, helal olsun deyip, onları yalnız ve ortada bırakıp desteklememek ise en büyük yanlışımız ve handikabımız!

 

MEVLANA MÜZESİ NEDEN ÜCRETSİZ!

Turizmcilerimiz diyorlar ki;  Konya’nın hikayesinin anlatılması, bu hikayenin satılması gerekiyor. Şehir pazarlaması logo yapmak değildir. Konya, sadece Etliekmek ve Mevlana’dan ibaret değil!

En büyük değerimiz Mevlana, Mevlana Müzesi neden ücretsiz!  Bize ait olan değerimizi değersiz hale getiriyoruz. Sema gösterileri neden ücretsiz?  Kendi değerlerinizin değerini yükseltmeseniz, değersiz kılarsınız! Nisan ayında kutlanan Turizm haftasıyla, 7-17 Aralık arasında kutlanan Şeb-i Arus’la bu şehre, yatırımcıları, işadamlarını, turistleri, öğrencileri ya da nitelikli, harcama niyetinde olan insanları çekemiyorsunuz. Üç milyon ziyaretçi rakam olarak kulağa hoş gelse de, şehirde konaklama yani geceleme sayısı yeterli değil.

Konya, Mevlana ağırlıklı bir turizm görüntüsüyle bugünlere geldi. Konya Mevlana demek, Mevlana Konya demek denildi. Gel çağrıları yapılmaya devam edildi.

Konya, Mevlana’nın yanı sıra Sille demek, Kilistra demek, Çatalhöyük demek, Boncuklu höyük demek, Dünyanın nazar boncuğu Meke Gölü demek, Zazadın Kervansarayı demek, Zengibar Kalesi demek, Astra Antik şehri demek…

Konya Şems-i Tebrizi demek, Şeyh Sadreddin Konevi demek, Ateşbaz-ı Veli demek!

Sultanlar şehri demek, Kılıçaslanlar şehri demek, Alaeddin tepesi demek, Karatay Medresesi demek, İnce Minare demek! Konya kültür demek, tarih demek, turizm demek!

Şanlıurfa Göbekli Tepe ile öyle bir çıkış yakaladı ki, Gaziantep, Şanlıurfa ve Mardin’de otellerde boş yer yok. Restoranlar ful dolu, çarşı-pazarlarda kalabalık anlatılacak gibi değil.

Bizim tepeler, bizim hüyükler göbeksiz tepe olduğundan mı nedir, giden yok, gelen yok, çay içecek mekan dahi yok!

Turizmin olmazsa olmazı insanlara, ziyaretçilere kolaylık sağlanması ve onların tuvalet gibi, yeme-içme gibi, kafeterya gibi, konaklama gibi ihtiyaçlarının karşılanmasıdır.

Zazadın Kervansarayı başta olmak üzere, Kilistra’da, Meke Gölü’nde, Çatalhüyük’te şikayet edilen konular ortak ve hep aynı. Bu konuların çözümü inanın zor değil.  En kısa zamanda hallolması halinde, daha güzel şeyler konuşacağız.

 

TURİDER’DEN ÖRNEK TURİZM BULUŞMALARI

TURİDER’in Konya Turizmi adına attığı adımlara keşke İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünden, konuyla ilgili kurum ve STK’lardan çok daha fazla yetkili katılabilseydi. Konya’da turizmin dertleri sıkıntıları, açmazları ortaya konup, paylaşılabilseydi.

TURİDER, Konya Turizminde yaşanan açmazların, çıkmaz sokakların, tıkanıklarının ortaya çıkmasına vesile olan turizm buluşmalarıyla, bugüne kadar yapılamayanları yapma yolunda gerçekten önemli adımlar atıyor. 

TURİDER bu türden gayretleriyle, turizme kapalı kapıları açacak girişimlerin öncüsü olarak, önemli turizm kuruluşlarını da yanına alarak turizme gönül verenleri buluşturuyor, bir araya getiriyor.

Büyükşehir Turizm Şube Müdürü Coşkun Bilge de, bu buluşmaya katılarak, güzel şeyler anlattı. İyi ki geldi, iyi ki de anlattı. Büyükşehrimizin işine hakim, işine aşık, heyecanlı, sempatik genç bir yöneticiyi Konya’ya kazandırdığını görmek çok daha güzeldi.  Bilge; Bugüne kadar bir arpa boyu yol gidilemeyen birçok konu üzerine eğildiklerini, güzel örneklemelerle açarken, Kilistra da 300 kişinin kamp yaptığını, portatif tuvaletler yapıldığını, Kilistralılarla kamp yapanlar arasında misafirperverliğin güzel örnekleri verildiğini, Çatalhüyük’te, Şanlıurfa’daki Göbeklitepe’yi geçecek çalışmaların yapıldığını söylemesi turizme yeni bir soluk kazandırılacağının da, göstergesiydi.

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Erol Sunat Arşivi
SON YAZILAR