KONYA’YA YAKIŞMIYOR
Şimdi analiz edeceğim konuyu daha önceleri de birkaç defa ele alarak farklı boyutlarıyla açıklamış ve tekliflerde bulunmuştum. Bu teklifler sadece şahsımın değil aynı zamanda değişik ortamlarda değerlendirme bulan ve konuya hassas yaklaşan dostlarımın da ortak görüşüydü.
Özetle Beyşehir gibi bir belde Almanya, Fransa veya Hollanda gibi gelişmiş bir Avrupa ülkesinin sınırları içinde olsa inanılmaz yatırımlarla ülke ve bölgeye; çevreye, turizm âlemine kısaca ekonomiye kazandırılır görüşünü defalarca yazmıştım. Şimdi de aynı kanaati taşıyorum; taşıyorum da coşuyorum diyemiyorum.
Geçen hafta Üniversite görevim dolayısıyla Isparta’ya otobüsle bir seyahat yaptım. 2 yıldır O taraflara seyahat etmemiştim. İyi ki de etmemişim, zira her seyahat üzücü ve can sıkıcı gelmeye başladı. Bu üzücülük ve can sıkıcılık yöre için değil, yörede yapılan yol, çevre düzenlemeleri, bakım, temizlik ve her yıl kaybolan yani bölgeye getirilemeyen paralarla veya kayıplarla ilgilidir.
Dedim ya Beyşehir ve yöresi (buna Seydişehir’in bir bölümünü de katabiliriz) dünyada eşine az rastlanır tabiat ve çevreyi ifade ediyor. Ne ararsanız var. Su, temiz hava, yeşil, tarih, insan ve organik tarıma bağlı temiz gıda kaynakları vs.
İki gün tatil yapmak istiyorsanız, ailenizi veya yakın dostlarınızı alın; yürüyerek ter atın, oksijen depolayın, dinlenin, uyuyun; ardından neşelenin, sonrasında da köşelenin. Bunlar tamam da, eksik olan buraya yapılacak ulaşım ve konaklama imkânlarının yetersizliği yanında yukarıda saydığım olayları gerçekleştirecek, yaşatacak, sindirecek alt yapının henüz tamamlanmış olmasıdır.
Konya’yı çıktıktan sonra, Ak yokuştan itibaren yol derdiniz başlıyor. Eski yola ait kıvrımların çoğu tıraşlanmış ancak çalışmaların bu kadar uzun sürmesi anlaşılır değil.
Akyokuş-Altınapa arası yaklaşık 15 km. Hatırladığım kadarıyla 4-5 yıldır burada çalışmalar sürüyor. Öyle de bitmeyen bu yol oldukça da tehlike arzediyor. Bu ülkede 10 binlerce km, bu söylediğim hattan daha zor şartlara sahip yerlerde yollar, tüneller, viyadükler ve geçitler yapıldı. Her nedense bu kadar kısa ve çok da özellikli olmayan bu yol bir türlü tamamlanamadı.
Devamı da berbat. Altınapa-Kızılören arası da maalesef tamamlanamadı. Yer yer de sapmalara veya yolun eke indirilmesine bağlı olarak tehlikeli geçişler ve bunun yanında da insanımızın aldırmazlığı.
Kızılören’den sonra bazı bölümlerde hiç çalışma yok. Zamanla yapılan 4-5 km’lik kaliteli aralıklar var. Bazı yerlere 10 yıl evvel serilmiş çift yolun alt yapısı olduğu gibi duruyor. Bütün bunun temel sebebi Konya gibi; Mevlana’sıyla, Selçuklu ve İslam Dünyası Turizm Başkentliğiyle övünülen bu beldenin bu derecece sahipsiz olmasını kabullenmek zor olsa gerek. BU KONYAYA YAKIŞMIYOR.
Yollar elbette bitecek, bugün olmasa da yarın tamamlanacak ama geleceğe yönelik olarak, bölgenin sosyal ve ekonomik yapısını değiştirecek makro projeler şimdiden masaya yatırılmalıdır. En azından iyi bir tatil ve dinlenme beldesi yapılması için ülke veya yabancı (öncelik Araplara ait olmak üzere) kaynakları çekmeye zorlanmalıdır.
Bunun yanında Konya merkezinin ve Ülkemizin varlıklı insanlarının en az 1000 erlik çevreci ve temiz mesken projelerle Beyşehir’e taşınması sağlanmalıdır. Konya-Beyşehir yolu tamamlansa bağlantılı yollarıyla ulaşım neredeyse 40-45 dakikaya düşer. Böylece Konyalım beton şehir yerine yeşil şehirde oturacak, daha zevkli ve keyifli olunacaktır. Bu hayal değil, böyle de görülmemelidir.
Bugün en çok para eden düşünce ve hayaldir ama biz geç uyanıyoruz, bizden söylemesi.
Allah’a emanet, hayra muhatap olunuz, efendim.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.