KORONA GÜNLERİ
Dünya zorlu bir süreçten geçiyor. İlk olarak Aralık 2019 tarihinde Çin’in Vuhan şehrinde ortaya çıkan Covid-19 virüsü zaman içerisinde dünyanın her tarafına yayıldı. Ulaşım imkânları çok geliştiği için virüsün yayılışı da olağanüstü hızlı bir şekilde gerçekleşti. Ülkeler arası ilişkilerin ve seyahatlerin çokluğundan dolayı virüsün yayılışı da çok geniş bir coğrafyayı kapsadı. Dünyadaki çoğu ülke gibi Türkiye de bu virüsten nasibini aldı. Alınan sıkı tedbirlere rağmen Korona virüsü ülkemizde de yayılmaya başladı. İşte devletimiz tarafından alınan bu tedbirler kapsamında bir süreden beri biz de işlerimizi evden takip etmeye çalışıyoruz. Zorunlu olmadıkça evimizden çıkmamaya çalışıyoruz. Bu aşamada bunun en doğru iş olduğunu kabul ediyoruz. Bu ev günleri aslında uzun süreden beri ihmal ettiğimiz bazı işleri de gündemimize almamıza vesile oldu.
Bu yazımızda sizlere evde kaldığımız bu süreç hakkında bazı satırbaşlarını ve düşünce dünyamızı aktarmaya çalışacağız. Çünkü toplumu her açıdan etkileyen bu sürecin de kayda geçmesinde fayda olduğunu düşünüyoruz. Her konuda olduğu gibi Korona virüsü hakkında yaşadığımız tecrübeler ve ruh halimiz de satırlara yansımalı. Özellikle gelecek nesiller açısından bu yazılanlar daha da fazla önem taşıyor. Zorunlu bile olsa evde kalmak gerçekten çok zor bir şey… Allah sürekli evde kalmak zorunda olan ev hanımlarına, yaşlılara, çocuklara ve hastalara sabır versin. Söz konusu olan hele bir de kalabalık bir aile ise işler daha da zorlaşıyor. Hiçbir şey olmasa bile küçücük şeylerden bile sürtüşmeler olabiliyor. İnsanlar ne kadar iyi anlaşırsa anlaşsın uzun süre aynı ortamda kalmaları farklı sıkıntılara yol açabiliyor.
Masamızda okunmayı bekleyen kitaplar ve dergiler bir hayli birikmişti. Sosyal medyadan fırsat buldukça onları okumaya çalıştık. Şükürler olsun ki çoğunu okuduk, altlarını çizdik, notlar aldık. Gözlerimiz yoruldukça biraz dinlendik. Pencereden dışarıya baktık. Çokça tefekkür ettik. Teslim edilmesi gereken yazılarımız vardı. Onları büyük ölçüde tamamlayıp gönderdik. Bir de Selçuklu ilçesindeki yer adlarıyla ilgili bir kitap çalışmamız vardı. Kalan zamanlarda onun üzerine yoğunlaştık. Kitapla ilgili epeyce yol kat ettik.
İnsan yaradılışı gereği duyguları olan bir yaratık, etrafında olan hadiselerden etkilenmemesi imkânsız. Gelişen ve çok çeşitlenen kitle iletişim vasıtaları sayesinde yeryüzünün herhangi bir yerinde yaşanan bir olay çok kısa bir sürede görüntüleriyle birlikte tüm dünyaya servis ediliyor. Korona virüsü ile ilgili gelişmeler de oldukça hızlı bir şekilde gündemimize giriveriyor. Bu haberlerden endişelenmemek, etkilenmemek mümkün değil… Allah aklımıza mukayyet olsun. Ondan başka sığınacak limanımız, güvencemiz yok…
Biraz komplo teorisi gibi olacak ama ben bu işin dünyaya egemen bazı güç odaklarının bir senaryosu olduğu kanaatini taşıyorum. Birilerinin virüs yoluyla dünya üzerinde tehlikeli bir deneye giriştiğini ve yaratıcıya bir meydan okuma eylemi içerisinde olduğunu düşünüyorum. Ve bu süreçte ülkeleri, yönetimleri, halkları bir testten geçirip ulaştıkları sonuçlar üzerinden yeni bir düzen kurma peşinde olduklarını tahmin ediyorum. Dikkat ettiniz mi bilmiyorum, sahip oldukları sınırsız medya gücüyle toplumları istedikleri yöne yönlendirebiliyorlar. Bunu yapabilmek için ölümü, korkuyu, çaresizlik duygusunu, aç kalma duygusunu, değer yargılarını, ekonomik gücü kısacası sahip oldukları her silahı acımasızca devreye sokabiliyorlar. Sonuç olarak olağanüstü bir süreçten geçtiğimiz bu dönem de geçecek. Onlar küçümsese bile bizler tedbir, tevekkül ve dualarımızla bu zor dönemi de atlatacağız. Allah yardımcımız olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.