Memleket Hasretinde Tarım
Kültürümüzde bu başlık birkaç şekilde ele alınır. Sıla-i rahim; aileyi ziyaret; büyüklerimin elini öpme, dualarını alma; ata yurduna, doğduğum, büyüdüğüm yerlere gittim de denir. Geçen hafta bende aynısını yaptım. Hem ziyaret, hem de önceden planladığım bazı işleri yapma fırsatını buldum.
Sabah erkenden Konya’dan özel bir araçla bir arkadaşla yola çıktık. Bendeniz genelde kahvaltı yapmadan yola çıkmam. En azından meyveli yoğurdumu yerim. Bu sefer de öyle oldu. Saat 9.00 gibi Aksaray’a erdik. Arabayı kullanan arkadaş, Adana yol ayrımına yakın önceden fark edemediğim resmi daire görünümlü yere girdi. Doğruca yemekhaneye geçtik, hemen çorbalar geldi. Bir müddet sonra işin sırrı çözüldü. Yol arkadaşımın bacanağına ait Saray Tuz Fabrikası yemekhanesinde 24 saat kahvaltı ve yemek veriliyormuş. Her kim olursa olsun burada istediği saatte bulunan çorbayı içebiliyor, yemeği yiyebiliyor; tabii ki bedelsiz. İzahı oldukça güç bu durum karşısında bir daha bu ülke ve bu kültürün bir mensubu olduğuma şükrettim. Yıllar önce Ankara’da da böyle bir durumla karşılaşmıştım.
Yaklaşık 1.5 yıldır geçmediğim Aksaray-Nevşehir-Kayseri-Yozgat ana ve bağlantı yolları yenilenmiş, daha da güzelleşmiş. İlk durağımız Kayseri. Orta ve lise tahsilimin yaptığım bu şehir bana her zaman ayrı bir heyecan verir. Şehirde açılan yeni yollar, binalar, alış-veriş merkezleri, lüks villalar, daha da artmış. Kayseri devamlı büyüyen Anadolu şehirlerinden biri ancak gelişen sanayi ve ticaret için ara eleman bulma zorluğu var. Burada arkadaş, eş ve dostlarla buluşuyor, tabii ki mantısını da tadıyoruz.
Oradan Nevşehir-Kozaklı’ya geçiyoruz. Kaplıcaları ile ünlü bir beldede turist yok. Otellerin çoğu kapalı, açılanlar da günlük 5-10 müşteri ile idare ediyormuş. 90 derecenin üzerinde sıcaklığa sahip olan suyu ile aynı zamanda sera bölgesi olma yolunda ilerliyor. Yıllar önce Hollandalı heyetle ziyaretimde birinin “money is flowing: para boa akıyor” demesini hiç unutmadım. Şimdilerde bu gerçekleşiyor.
Buradan kendi bölgeme; Yeni Fakılı, Boğazlıyan’a ve köyüme geçiyor, çiftçi ve esnaf, dost akraba ile buluşuyoruz. Çiftçiler geçen seneden olduğu gibi bu seneki mahsul ve fiyatlardan oldukça memnun. Bu arada doğduğum köyümde iki kaz çiftliği faaliyete geçmiş. Yeni bir iş ancak ülkemizde ki tüm kaz çiftliklerinin daha sağlıklı olması ve daha profesyonel yönetilmeleri gerektiği vurgulanıyor. Köyümde ki göletin 13 milyon M3 su tutma, 11 bin dekar sulama yapma potansiyeli olsa da maalesef yer altı sularının çekilmesi, yerüstü sularının da kurutulması ile neredeyse 20 yıldır sulama yapılamıyor.
Ziyaretlerimin her ne kadar manevi yanı olsa da asıl bölgemizde yeni buluna termal suyun durumu ile ilgili de denebilir. Ne kadar da zengin sıcak su potansiyelimiz var. Tüm Avrupa’da bulunan termal suların % 90 ı ülkemize ait. Bu ne büyük nimet ve şans. Kayseri, Yozgat, Nevşehir üçgeninde oldukça bol, sıcak ve tatlı su potansiyeli olduğu tespit edilmiş durumda. Sıcak suyun kalitesi iyi, derecesi de 85. Yani seracılık için oldukça uygun. Şimdiden 50 bin ha alanda arama lisansı verilmiş, açılan iki kuyuda da sıcak su bulunmuş durumda. Bulunan sıcak suyun İl sınırları içinde olması ile Kayseri Valiliği belirli bir bölgeyi “tarıma dayalı ihtisas (sera) organize sanayi bölgesi” ilan etmek üzere. Bu organizasyon veya yapının yatırımcılar ve bölge halkı için faydaları saymakla bitmez. Önemli olan sistematik olarak kaliteli ve verimli bir üretim yapmaktır. Düşünülen topraksız tarım, hedef verim, hektara 700 ton.
Tarımımız için bu tür gelişmeler sevindirici. Seracılıkta zaten Avrupa ikincisiyiz. Seracılığın Anadolu’ya yayılması kayda değer ve ihracat, dolayısıyla kalkınma şansımızı yükseltmektedir. Nerede olursa olsun bu tür fırsatlar ve imkânlar değerlendirilmelidir. Konu ile ilgili bazı değerler şöyle. 1 ha sera alanından 700 ton domates alınıyor. Ortalama 3000 TL/ton brüt satışın yaklaşık 1/3 ü masrafa giderken, hektara en az 1.4-1.5 milyon TL gelir elde ediliyor. 10 hektar seranın maliyetinin yaklaşık 400-450 bin USD (2.5 milyon TL) kadarmış. Sera yatırımlarına Tarım ve Orman Bakanlığının yüksek destekleri ve Ziraat Bankasının faizsiz kredi verdiği de unutulmamalıdır. Tarım artık vazgeçilmezimizdir.
Bu potansiyel ile yakın gelecekte ülke tarımımız önü farklı boyutlarıyla daha çok açılacak, inşallah.
Saygı, sevgi ve muhabbetle. Allah’a emanet, hayra muhatab olunuz, efendim.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.